22 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • İstanbul19°C
  • Antalya25°C
  • Ankara18°C

21 YILLIK ARAŞTIRMA SONUÇLANDI

Multipl sklerozlu hastalarla bugüne dek yapılan en uzun süreli tedavi izlemi çalışması olan 21 yıllık uzun dönem izlenim çalışması, uzun süre interferon kullanımının sağkalımı arttırdığını ve ilacın güvenirliğini desteklediğini ortaya koydu

21 YILLIK ARAŞTIRMA SONUÇLANDI

08 Mayıs 2011 / 11:00

TURİZMİN SESİ
Uzun dönem izlem çalışmalarını gerçek yaşamdan kesitler içerdiği için çok önemli buluyorum. Dr. Falih Kocaman, Prof. Dr. Peter Rieckmann, Prof. Dr. Aksel Multipl Skleroz (MS) tedavisinde etkisi kanıtlanan ilk tedavi olan interferon beta kullanımının sağkalımı anlamlı olarak arttırdığı gösterildi. İnterferon beta öncü çalışmasına katılan MS'li hastaların 21 yıllık uzun dönem tedavi sonuçları Amerikan Nöroloji Akademisi'nin ardından İstanbul'da yapılan MS Platform Toplantısı'nda tartışıldı. Bu araştırma, alanında en uzun çalışma olmasının yanı sıra çalışmada verisi toplanabilen hastalar açısından da en kapsamlı araştırma olma özelliğini taşıyor. Daha önce, Neurology Dergisi'nde yayınlanan 16 yıllık uzun dönem çalışmasının(2) gösterdiği güvenlilik profili yanında 21 yıllık çalışma MS'te sağkalım açısından önemli veriler sunuyor.

Kanada British Columbia Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Almanya Bamberg MS Merkezi Başkanı Prof. Peter Rieckmann “21 yıllık uzun dönem izlem çalışmasının sonuçları, etkili görülen interferon beta tedavisine devam eden hastaların daha uzun süre yaşadığını ortaya koydu” dedi. Rieckman, “Bu önemli izlem çalışmasıyla 1980'lerin sonunda araştırmaya katılan hastaların %98,4'üne ulaşıldı. Tedavisine 250 mikrogram interferon beta ile başlanılan grupta, plaseboyla karşılaştırıldığında MS'e bağlı nedenlerle ölüm riskinin %46,8 oranında azaldığı gösterildi” diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye MS Derneği Bilimsel Danışmanı Prof. Aksel Siva da “Uzun dönem izlem çalışmalarını gerçek yaşamdan kesitler içerdiği için çok önemli buluyorum. 21 yıllık bu izlemin sonucu, interferon beta tedavisiyle başarılı olduğumuz hastaların tedaviye devam etmeleri için önemli bir gerekçe sunuyor” dedi.

Çalışmaya İlişkin Bilgi
21 Yıllık Uzun Dönem İzlem Çalışması, interferon beta ile çok merkezli, plasebo kontrollü öncü çalışmaya katılan ataklı seyirli MS hastalarının sağkalım sonuçlarını elde etmeyi hedefliyordu. Öncü çalışmaya katılan 372 hastadan 366'sının (%98,4) yaşayıp yaşamadıklarını, kaybedildilerse ölüm nedenleri araştırıldı.

MS, merkezi sinir sisteminin kronik, sinirlerin myelin kılıfını zedeleyen inflammatuar bir hastalık. Hem yaşam boyu seyri, hem de özellikle ataklar açısından kısa dönemli seyri önem taşımaktadır.

İlaçların etkinliğini ölçmeyi amaçlayan araştırmaların çoğu MR sonuçları, klinik ataklar gibi kısa dönem sonuçlara odaklanmaktadır. Sağkalım tüm hastalıklar için merak edilen nihai sonuç olmakla birlikte MS'in sağkalım üzerine etkisi az bilinen bir konudur.

Birkaç bağımsız çalışma standartlaştırılmış ölüm oranın MS'li hastalarda MS'li olmayan genel nüfusla karşılaştırıldığında 2-5 kat fazla olduğunu göstermiştir. (3-7) MS'in sağkalım dezavantajının çok bilinmemesinin yanı sıra, varsa uzun dönemde hastalık seyrini değiştiren ilaçların etkisi de bugüne dek iyi bilinmemekteydi. 21 Yıllık Uzun Dönem Çalışması bu alandaki bilgi eksikliği için önemli bir veri kaynağı oldu. Neredeyse hastaların tamamına ulaşılarak bu süre içinde kaybedilen 81 hastanın çoğunun başlangıçta aktif ilaç almayan plasebo kolunda olduğu saptandı. 250 mikrogram interferon beta alan gurupta ölüm riskinin ilk başta plasebo alan hastalarla karşılaştırıldığında %46,8 azaldığı gösterildi.

Kaynaklar:
1.DS Goodin, AT Reder, G Ebers et al, Mortality Outcomes for Interferon Beta-1b Versus Placebo
21 Years Following Randomization AAN 2011, P 07.163
2. Reder AT, Ebers GC, Traboulsee A et al; Investigators of the 16-Year Long-Term Follow-Up Study. Neurology
2010;74:1877–1885.
3. Grytten Torkildsen N, Lie SA, Aarseth JH et al. Mult Scler 2008;14:1191–1198.
4. Riise T, Grønning M, Aarli JA et al. J Clin Epidemiol 1988;41:1031–1036.
5. Wallin MT, Page WF, Kurtzke JF. Brain 2000;123(Pt 8):1677–1687.
6. Brønnum-Hansen H, Koch-Henriksen N, Stenager E. Brain 2004;127:844–850.
7. Koch-Henriksen N, Brønnum-Hansen H, Stenager E. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1998;65:56–59.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.