TURİZMİN SESİ
Hibe çağrısının yılsonuna doğru çıkması bekleniyor.Türk dilini ve kültürünü tüm dünyaya tanıtmayı amaçlayan Yunus Emre Enstitüsü, AB ülkelerinde kültürlerarası etkileşim yaratacak projeleri olan sivil toplum kuruluşları için toplam 3 milyon Avro hibe dağıtacak. Avrupa Birliği Bakanlığı nezdinde 2014 yılında yapılan girişimler sonucunda hibe dağıtıcısı olmasına karar verilen Yunus Emre Enstitüsü, toplamda 3 milyon Avro hibenin dağıtıcısı oldu.Hibe çağrısı Avrupa Birliği üye ülkeleri ve Türkiye'deki kültür enstitüleri, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerini kapsıyor.Yunus Emre Enstitüsü, Projeler Müdürlüğü, "Sivil Toplum Diyaloğu" programı kapsamında hibe dağıtımı için çağrıya çıkmadan önce bir çalıştay da düzenleyerek hibe başvurusunda bulunabilecek organizasyonların fikirlerini değerlendirdi.
Geleceğin Avrupası'nda Türkiye ciddi bir yer alacak
Enstitü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada,
kültür enstitülerinin halkların birbiriyle yakınlaşmasını sağlamaları amacıyla kurulan yerler olduğunu ve bu vesileyle dünyaya yaklaşma arzusunda olan bir enstitü olduklarını belirterek şunları söyledi: “Çok kültürlülüğe gönülden inanan ve bunu yaymaya çalışan bir kurum olarak bunu gerçekleştirmenin en iyi yolunun değişim programlarından ve uluslararası projelerden geçtiğine inanıyoruz. Bilhassa genç nesillerin bu kavram doğrultusunda yetiştirilmesi önemlidir.
Kültürel işbirlikleri, dünyada kalıcı barışı sağlayacak en önemli araçtır. Bu kapsamda kültüre dayalı bir barışın gerçekleşebilmesi için kurumların sıkı bir işbirliği yapması gerekir. Yakın çevremizde görülen çoğu sorun aslında halkların birbirlerini tanımaması ve kadim önyargılara sahip olmasından kaynaklanıyor. Bunu aşmanın tek yolu, kültürlerin birbirlerinin birikimlerinden yararlanmasıdır.
Avrupa Birliği hibe fonlarından bir kısmının kültürel işbirliği alanında kullanılması amacıyla bizde bir oyuncu olarak sahaya girdik. Şu anda AB Bakanlığı ve Konseyi yetkilileriyle AB-
Türkiye Kültürlerarası Diyalog projesinin yönetimini üstlenmiş bulunuyoruz. Amacımız kültürleri birbirine yakınlaştırmak ve farkındalığı arttırarak geleceğin çok kültürlü Avrupa’sında
Türkiye’nin de ciddi bir renk, ses, tat olarak yerini alarak çok kültürlülüğe katkıda bulunmasını sağlamaktır.”
Genç ve azim dolu bir ekip var
Türkiye Avrupa Birliği Delegasyonu Mali İşbirliği, Kurum Oluşturma ve Sivil Toplumdan Sorumlu Müsteşarı Dr. Michael A. Rupp ise sivil toplum diyaloğuna en fazla direkt iletişim yoluyla katkıda bulunulabileceğini belirterek, “Yunus Emre Enstitüsünü ziyaretimde genç ve azim dolu bir ekibin bu çalışmaları yürüttüğünü görmekten memnuniyet duydum. Bu durum, enstitünün gelecekteki başarılarında önemli rol oynayacaktır. Çağrıya çıkacak yeni projenin de olabildiğince fazla
sivil toplum örgütünü, üniversiteyi,
kültür enstitüsünü içermesini arzu ediyorum. Tercümeler ve yorumlar genellikle kaybolur. İletişim kaybını önlemek için daima bireylerin, sanatçıların,
kültür operatörlerinin, kısacası asıl aktörlerin ön planda olması gerekir. Önyargıların kırılması karşılıklı anlayışa dayanır” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.