5 BİN YILLIK TARİH KAZILIYOR
Seyitömer Höyüğü'ndeki 6 aylık süreci kapsayan kazılarda en az 5 metre derinliğe inip Erken Tunç Çağı katmanını azaltarak bulguları bilim dünyasına sunmak istediklerini bildirdi.
20 Mayıs 2009 / 11:19
TURİZMİN SESİ
Prof. Dr. Bilgen, Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı Seyitömer Linyitleri İşletmesi (SLİ) Müessesesi arazisindeki höyükte, DPÜ Arkeoloji Bölümü olarak 2006'dan bu yana her yıl 6'şar aylık dönemlerde kazı çalışmalarını yürüttüklerini söyledi. Bu yıl 11 Mayısta başladıkları 4'üncü sezon kazılarını 11 Kasıma kadar sürdürmeyi hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Bilgen, katmanları kazıp höyüğü tamamen kaldırmak için toplamda bir yıl daha süreleri bulunduğunu anlattı.
Prof. Dr. Bilgen, bu yıl SLİ Müessesesinin kendilerine sağladığı imkanlarla işçi sayısının 80'den 100'e çıktığını, bunun yanında 12 öğretim üyesi ve yaklaşık 20 öğrenciyle kazılara devam ettiklerini belirtti. Büyük bir ekip haline geldiklerini ifade eden Prof. Dr. Bilgen, şöyle konuştu: "Kazı çalışmalarında geniş bir alana yayıldık. Üstten tabakaları kaldırdıkça kazı alanımız genişledi. Geçen yıl MÖ 1800'lü yıllara tarihlediğimiz bir deprem katını bulmuştuk. Şimdi artık o katın da yapılarını çizip buluntularını ayıklayarak, alt katlarına inmeye çalışıyoruz. Kazılarımız MÖ 3000'e tarihlediğimiz Erken Tunç Çağı katmanında sürüyor. İki katman arasında en fazla bir metreye yakın dolgu görünüyor.
Burada da yanmış ahşap parçalara rastlıyoruz. Yangının tüm alanı kapladığını belirledik. Sanıyorum sezon bittiğinde çok fazla esere sahip olacağız." Prof. Dr. Bilgen, Erken Tunç Çağı'nda Anadolu'da seramik üretiminin yanı sıra tunçtan yapılma eserler bulunduğunu bildiklerine dikkati çekerek, metallerin çok iyi kullanıldığı bu döneme ait madencilik ve metalle ilgili höyükte birçok esere ulaşabileceklerini vurguladı.
Bu bölgenin bir seramik üretim merkezi olduğunu düşündüklerini dile getiren Prof. Dr. Bilgen, şu bilgiyi verdi: "Kütahya kent merkezindeki diğer yerlere göre höyüğün bulunduğu alanın çok rüzgarlı olduğunu tespit ettik. İklim şartları, fırın ve dokuma tezgahı ağırlıklarının fazlalığını göz önüne aldığımızda burasının seramik üretim merkezi olduğunu tahmin ediyoruz.
Burada oturanlar belki uluslararası ticareti yöneten kişiler, ama bunun yanı sıra üretim yapan kişiler olduğunu da bize düşündürüyor. Burada üretim yapıldığı ve Mezopotamya'dan Ege Adalarına kadar çeşitli ticari ilişkileri olduğu yönünde bulgulara sahibiz. Ticareti buradan yönetip üretimi diğer bölgelere aktardıklarını düşünüyoruz."
Prof. Dr. Bilgen, Erken Tunç Çağı katmanında kalıpla üretim tekniğine az rastlandığını bildirerek, Seyitömer'deki höyükte bunun çok yaygın olduğunu belirlediklerini söyledi. Höyükte seramik üretimiyle ilgili bulguların yer aldığı katmanın kalın olduğuna işaret eden Prof. Dr. Bilgen, geçen yıl yaptıkları sondaja göre kültür katmanının 6 metre derinlikte de devam ettiğini belirtti.
Prof. Dr. Bilgen, MÖ 3000'li yıllara ait katmanı kazdıkça şu an için bilemedikleri pek çok ayrıntının ortaya çıkabileceğini dile getirerek, "Erken Tunç Çağı'na ait bu kadar kalınlık bize projeyi zamanında yetiştirmemiz konusunda bazı tereddütler getiriyor. Bu yıl 6 aylık süreci kapsayan kazılarda en az 5 metre derinliğe inip Erken Tunç Çağı katmanını azaltarak bulguları bilim dünyasına sunmak istiyoruz" dedi. Rektörlük binasının alt katında, höyükten elde edilen tüm eserlerin sergileneceği bölümün hazırlıklarına başlandığını ve bunun 2010 yılı ortalarında hizmete gireceğini kaydeden Prof. Dr. Bilgen, literatür çalışmaları devam etmesine rağmen kentin adıyla ilgili bulguya ulaşamadıklarını sözlerine ekledi.
Seyitömer Höyüğü'ndeki kazı çalışmaları, altındaki 12 milyon ton kömürün ekonomiye kazandırılması amacıyla 1989 yılında Eskişehir Müze Müdürlüğünce başlatıldı. Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünün 1990-1995 yılları arasında yürüttüğü çalışmalar, 2006 yılından itibaren DPÜ Arkeoloji Bölümünce ele alındı. TKİ Genel Müdürlüğü ve DPÜ Rektörlüğü arasında imzalanan protokol gereğince her yıl 6'şar aylık dönemler halinde yürütülen kazı çalışmalarının 2010'da tamamlanması ve höyüğün kaldırılmasının ardından yaklaşık 500 milyon lira değere sahip linyit kömürünün çıkarılmaya başlanması hedefleniyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.