BAYRAMI KABUSA ÇEVİRMEYİN
Sağlık Bakanlığı, ramazan ve bayram sonrasında beslenme şekline dikkat edilmesi, aşırı yemek yenilmemesi, fazla tatlı tüketilmemesi ve fiziksel aktivitenin artırılması uyarısında bulundu
17 Eylül 2009 / 23:48
TURİZMİN SESİ
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, yaptığı açıklamada, sağlığın korunması ve geliştirilmesinde yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin çok önemli olduğunu belirtti.
Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişilerin, günlük öğün sayısında azalma ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle, bayramda normal yeme düzenine geçtiklerinde psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimine girdikleri ifade eden yetkililer, ''Bazı kişiler hala kendilerini oruç tutuyor zannederek, ihtiyaç duyulandan daha az yemek yeme, bazı kişiler ise bayram süresince aşırı miktarda besin tüketme eğilimi içindedirler'' açıklamasında bulundu.
Bu nedenle, bayram sırasında ve sonrasında bazı sindirim sistemi problemlerinin ortaya çıkabildiğini belirten yetkililer, şunları kaydetti:
''Bunların en önemlisi hazımsızlık ve mide problemleridir. Buna ilaveten, geleneklerimiz gereği bayramda tatlı tüketimi ve özellikle hamur işi tatlı tüketimi de artmaktadır.
Bayramda birdenbire aşırı yemek yemek, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek, sindirim sisteminde ve diğer organlarda çeşitli rahatsızlıklara yol açar. Vatandaşlarımızın, bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat etmeleri gerekmektedir.''
GÜNDE 5 PORSİYON SEBZE VE MEYVE TÜKETİLMELİ
Ramazan bayramı ve sonrasında sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini dile getiren yetkililer, şu önerilerde bulundu: ''Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır.
Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en az 3 ana ve 2 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalı. Süt grubunda yer alan süt, yoğurt; et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, kuru baklagiller; sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç gibi besinler her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmeli.
Hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalı ve gün boyu öğün atlanmamalı.
Besinler iyi çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar ve sık yenilmeli.
Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalı. Eğer tatlı tüketmek isteniyorsa enerjisi yüksek hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli.
Bayram süresince ve bayramdan sonra sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 1.5-2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmeli. Ramazan ayı süresince oruç nedeniyle yaşanan kabızlık, hazımsızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından imkanlar dahilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmeli.''
KRONİK HASTALIKLARI OLAN KİŞİLER
Yetkililer, şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalıkları olan kişilerin hastalıklarının gerektirdiği ve uyguladıkları diyetlerine bayram süresince de özen göstermelerini, aşırıya kaçmamalarını isterken, şunları söyledi: ''Ayrıca, çocukların ve ergenlerin, sadece yüksek enerji içeren ancak besin değeri düşük olan şeker ve şekerli besinlerden uzak tutulmaları, bu tür besinlerin tüketiminden sonra diş temizliğine özen göstermelerinin sağlanması gerekmektedir.
Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri, bitki çaylarını tercih etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve içmemeleri gerekmektedir. Ramazan boyunca önerilen sahur yemekleri, ramazan sonrası gece yemeği şeklinde sürdürülmemeli, gece öğününde meyve, yoğurt gibi besinler tercih edilmeli. Oruç nedeniyle azalan metabolizma hızının artmasına olanak sağlamak için her gün fiziksel aktivite yapılmalı.''
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.