BETON YAPI TURİZMİN DÜŞMANI
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ise, "Türkiye'nin doğal güzelliklerini kendi ellerimizle tahrip ediyoruz" dedi
19 Aralık 2009 / 18:42
TURİZMİN SESİ
Ögertour Turizm Firması Yönetim Kurulu Başkanı ve Alman Sosyal Demokrat Partisi milletvekili Vural Öger, beton yapıların turizmin en büyük düşmanı olduğunu belirterek, yabancı turistlerin otantik ve tarihi yapılara rağbet gösterdiğini söyledi.
Bursa Turizm Çalıştayı'na konuşmacı olarak katılan Ögertour Turizm Firması Yönetim Kurulu Başkanı ve Alman Sosyal Demokrat Partisi milletvekili Vural Öger, turizmin gelişmesine yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Avrupa'daki turizm merkezlerinden örnekler de sunan Öger, Bursa'ya bir de müjde verdi. Turist çekme açısından bir şehrin havayolu ulaşımının aktif olması gerektiğini ifade eden Öger, "Bursa'nın yıllardır dezavantajı havaalanı olarak İstanbul'a yakın olması idi.
Yenişehir Havaalanı açıldı ama aktif hale getirilemedi. 2010 yılında biz Düsseldorf ve Frankfurt'tan direkt olarak tarifeli seferler düzenleyeceğiz. Böylece Bursa ve Almanya arasında yolcu trafiği başlamış olacak" dedi.
Turistik yörenin gelişmesinde sunulacak ürünün önemli olduğuna dikkati çeken Öger, "Bir yeri lüks oteller ve betonarme binalarla donatmak turistlerin fazla ilgisini çekmiyor. Bursa'nın tarihi ve kültürel özelliği var. Bu şehrin pazarlanmasında konsept oluşturulması gerekir. Örneğin Avrupa'da olduğu gibi 'eski şehir' yani 'off city' modeli uygulanmalı. Avrupa'da Prag'ın denizi ve dağı yok ama yılda 20 milyon turist ziyaret ediyor. Orada 13 ve 17. yüzyılların eserlerini yansıtan eserler ve mekanlar var.
Turizmin en büyük düşmanı betonarme yapılardır. Turistler 2-3 katlı beton binalara değil, taş duvarlara ve otantik mekanlara rağbet gösteriyor. Eğer otantik ve tarihi izleri yansıtan mekanlarınız yoksa niye turist gelmiyor diye düşünmeyin. Bursa'nın 'off city' modeline ihtiyacı var. Sökün asfaltı, kaldırım döşeyin, tarihi yapıların etrafını açın, müzeler ve tarihi otantik mekanlar oluşturun. Bu bölgede termal sular var. Sağlık turizmi açısından tesisler oluşturun. Anadolu insanı olarak belli komplekslerden kurtulup çeşitli kültürlerin geçmişine de sahip çıkmalıyız. İznik Türk ve Hristiyanlık tarihi açısından önemli bir merkez. Hristiyanlığın izlerini taşıyan hizmetler sunmalıyız.
Türkiye'nin tanıtıma ihtiyacı var. Bu tanıtımı yaparken ayrı ayrı yapmalıyız. Bakanlık bu konuda profesyonel olarak tanıtım yapmalı. Bursa'yı tanıtmada ürün seçilmeli ve sunulmalı. Yerel yönetimler elini herkesten çok taşın altına koymalı. Bursa kendi ürününü oluşturup tanıtımı yaparsa turist kendiliğinden gelecektir" diye konuştu.
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy ise Türkiye'de tabii güzelliklerin tahrip edildiğini kaydederek, "Bursa'da başlatılan bu çalışma, her yere örnek olmalı. Sadece bir yere yoğunlaşmak, diğer güzellikleri arka planda bırakır. Turist Bursa'ya geldiği zaman 1 hafta kalacaksa nereyi gezecek ve görecek? Sadece Uludağ yetmez. AVM'ler, müzeler, eğlence merkezleri olmalı. Biz Bursa'nın turizmde gelişimi için elimizden geleni yapmaya hazırız. Az gelsin ama öz gelsin. Kongre turizmi açısından da Bursa'da önemli adımlar atıldı. Merinos çok güzel olmuş ancak uluslararası organizasyonlara hizmet edecek anlayış sergilenmeli. Bursa kültür varlıklarını koruyan bir şehir. Bursa İstanbullunun nefes alabileceği, yabancı turistlerin gelip gezebileceği bir merkez. Bursa bizim açımızdan ve turizm açısından önemli bir
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.