ÇEVRE YOKSA HAYAT DA YOK
Ünlü sinema sanatçısı ve çevreci Ediz Hun, kaktüslerin radyasyonu engelleme özelliği olmadığını, bunun ticari amaçlı olarak ortaya atıldığını söyledi.
01 Mayıs 2009 / 19:34
TURİZMİN SESİ
Uludağ Üniversitesi Genç Tema Topluluğu tarafından düzenlenen "1. Çevre Günleri"nin konuğu olan Ediz Hun, kendisinin dünyada kaktüs koleksiyonu yapan 10 kişiden biri olduğunu söyleyerek, "3 binden fazla kaktüsüm var. Görmek isteyenlere kapımız açık" diyerek salonda bulunanları evine davet etti. Hun, kaktüsün radyasyonu engellediği yönündeki soruya, "Bugüne kadar bununla ilgili bir açıklama duymadım. Böyle bir etkisinin olduğuna dair bilim adamları da bir açıklama yapmış değil. Ancak ticari amaçlı olduğunu düşünüyorum. Bunlara itibar etmeyin" cevabını verdi.
Salonu dolduran üniversite öğrencilerine çevre dersi veren Hun, tüm hayvan ve bitkilerin yaşama hakkını kabul etmek zorunda olduğumuzu söyledi. "Çevre yoksa hayat da yok" diyen Hun, "Modern biyoloji, hayvanlar-insanlar diye ayrım yapmıyor artık. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, tüm bitki toplulukları yok olacak olsa sadece 47 saat yaşayabilecek oksijene sahip olacağız. Bitkileri korumak bu yüzde çok önemli. Ortak geleceğimizi paylaştığımızı farkında olmamız gerekiyor. Ekosistemi bozmamalıyız" dedi.
Dünya nüfusunun sürekli arttığına işaret eden Ediz Hun, "Her gün 345 bin bebek dünya nüfusuna ekleniyor. Yaşlılar da daha fazla yaşamak için çaba sarf ediyor. Gençler teknoloji ve tıp sayesinde çok daha sağlıklı doğum yapabiliyor. Bir taraftan doğarken bir taraftan da insanlar sağlıklarını koruyabilmek için çaba sarf ediyor. Bunun yanı sıra kalkınmış olan sanayi ve üretimlerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu ileride gençlerin ve çocukların hayatini tehlikeye sokacaktır. Şu an çevre kirliliği had safhada" diye konuştu.
GÜNDE 68 MİLYON LİTRE ATIK SU KANALİZASYONLARA KARIŞIYOR
Sağlıklı bir insanın günde 4 ile 7 litre arasında atık çıkarttığını anlatan Ediz Hun, "17 milyon nüfuslu İstanbul'da 4 litreden hesaplandığında 68 milyon litre atık sadece banyolardan kanalizasyonlara akıyor. Bunun yanı sıra çamaşır makinesi ve mutfağa atılan yağlar var. Makinelere kimyasal maddeleri koyuyoruz. Bunların hepsi her gün toprağa karışıyor. Bunlar acı gerçekler, size pembe tablo çizemiyorum, dünya çok büyük stres altında" diye konuştu.
KYOTO SÖZLEŞMESİ SEVİNDİRİCİ
Türkiye'nin imzalayarak büyük bir adım attığı KYOTO protokolünü Amerika'nın da imzalayacağına inandığını söyleyen Ediz Hun, "Amerika'da çok kuvvetli kömür lobileri olsa da, Obama'nın bunu imzalayacağına inanıyorum. Çevre bilinci, ülkelerin çağdaşlık göstergesidir. Artık çevre konusunda taviz verilmeyecek bir durumdayız. Büyümenin çevre maliyeti ile üretim ve tüketimden çok daha büyük masraf gerektirebilir. Alternatif enerjileri bir an önce kullanmaya başlamalıyız. Japonya 2030'dan itibaren enerjisinin yüzde 62'sini güneşten sağlayacak. Biz de planlarımızı geleceğe yönelik hazırlamayız. Sorumsuzca davrananlara ve çevreyi kirletenlere karşı tavrımızı koymalıyız" dedi.
Türkiye nüfusunun 100 milyonu bulma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade eden Hun, "41 yılda insan nüfusu iki katına katlanabiliyor. Ancak bu nüfusu kontrol etmek 60-65 yıla mal oluyor. Bunu kontrol altına almak öncelikli görevlerimiz arasında geliyor. Marmara Denizi bitti. Dibi görünmüyor. Denizin dibinde buzdolabı bile var. Size iyi bir tablo çizemiyorum. Eko sistem her geçen gün bozuluyor.
Kıyıları koruyamadık. Türkiye dünyanın en uzun sahillerine sahip. 3 bin 330 kilometrelik kıyı şeridimiz var. Dünyada başka bir ülkede bu yok. Ancak bu sahilleri bile koruyamadık. Sahillere, "Param var" diyen ev yaptı. Bunu farklı bir yere yapmak bu kadar zor mu? Şehirlere lale dikmekle çevre duyarlılığı olmuyor. Türkiye'de niye botanik bahçeler yok? Nerede hayvanat bahçeleri, nerede doğal yaşama alanları? Niye Türkiye'de bir tabiat müzesi yok?" diyerek yetkilileri çağrıda bulundu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.