ÇIRAKLIKTAN RESTAURANT ZİNCİRLİĞİNE
Eniştesinin lokantasında çıraklık yaptığı dönemde büyük restoranlar kurmayı hayal ederek iş dünyasına atılan Gaziantepli Tahir Tekin Öztan, tüm birikimini harcayarak "Sahan" adı altında restoran zinciri kurdu.
18 Ekim 2009 / 11:40
TURİZMİN SESİ
Öztan, 1974 yılında ailesinin Gaziantep'ten İstanbul'a göç ettiğini, kendisinin de bu sırada eniştesinin lokantasında çırak olarak çalışmaya başladığını söyledi. Küçük yaşta işe başladığı için lokantacılığın her aşamasını bildiğini anlatan Öztan, çıraklık yaptığı sırada işletmecilik konusunda hatalar yapıldığını gördüğünü ve bunun üzerine askerlik dönüşü kendi işyerini kurmaya karar verdiğini belirtti
Çıraklık döneminde her hafta bir Cumhuriyet altını alarak birikim yaptığını belirten Öztan, bu birikimiyle İstanbul'da plaj yolunda bir dükkan satın aldığını ve böylece ilk 'Sahan Restoran'ı açmış olduğunu, bu sırada çok borçlandığını, borçlarını ödemek için 2 yıl boyunca sürekli mutfakta çalıştığını ve ödemelerini bitirdiğini dile getirdi. İlk dükkanı aldığında etrafındaki herkesin iş yapamayacağını söylediğini ancak, kendisine inandığını ifade eden Öztan, şöyle konuştu: "3 ustanın yapacağı işi yaptım. Çok çalıştım. İlk sene arabamı aldım, borçlarımı ödedim.
O dükkanı açtığımda herkes, 'burada iş yapamazsın' dedi. Bir tane insan moral vermiyordu. Ben o hırsla kendime bir hedef koydum ve dükkanı büyütmeye başladım. İstanbul'da evlere paket servisini ilk ben başlattım. Önce yaya servis yaptım sonra bisiklet ve motorla servise başladım. Fotoselli kapıyı ilk ben hizmete soktum. Yine ilk defa bardak makinesini, bulaşık makinesini ben kullanmaya başladım. Bunların hepsinin nedenleri var. Çünkü bizim yaptığımız iş çok önemli, hijyen çok önemli."
Türkiye'nin en büyük restoranına sahip olmayı hedeflediğini ve bu hedef doğrultusunda çalıştığını vurgulayan Öztan, daha sonra İstanbul'da Sahan Restoran ş ubelerini açmaya başladığını belirtti.Vege Sahan'ın iş hayatında önemli bir dönüm noktası oldu ğuna dikkati çeken Öztan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ataşehir'de bulduğum 10 dönümlük yeri satın aldım ve çalışmaya başladım. Restoranın yapımı sırasında herkes benim delilik ettiğimi, bu restoranın da asla çalışmayacağını söyledi. Ancak, ben bütün varımı yoğumu buraya yatırdım. Sahip olduğum 1,5 milyon dolarlık servetimi buraya yatırdım. Yine işe ilk başladığım zamandaki gibi hareket ettim."
Gaziantepli olması nedeniyle her zaman memleketine karşı bir özlem içinde olduğunu anlatan Öztan, "buram buram tarih kokan ve hiç kimsenin bakmadığı bir yer olan Şirehanı'nı restoran olarak restore ettim. Buraya da tüm birikimimi aktardım. 10 milyon dolarlık bir yatırım yaptım. Burada çok daha büyük düşündüm, 3 bin 500 metrekarelik bir mutfak yaptım. Şu anda Türkiye'de bundan daha iyi restoran bulamazsınız. Bu konuda iddialıyım. 5 yıldızlı otellerle bile başedebilirim, ama kendi sektörümde böyle bir mutfak yok, çünkü Gaziantep mutfağı buna layık" diye konuştu.
Gaziantep'te Türkiye'nin en büyük restoranını açtığını ifade eden Öztan, Sahan Şirehanı'nda 140 kişinin çalıştığını, şu anda 7'si İstanbul'da 1'i Gaziantep'te olmak üzere toplam 8 restorana sahip olduğunu bildirdi. Şimdi bir otel açmayı planladığını dile getiren Öztan, "otel de yine iddialı bir proje. Tarihi özelliği ve projesiyle dünyada ilk olabilecek bir otel. Çünkü Türkiye'deki en büyük şehir hanı oteli olacak. İnanılmaz bir avlusu var. Eskiden İpekyolu güzergahında develerle gelir burada kalırlarmış. Şimdi ise develerle değil otobüslerle gelecek insanlar. 2010 yılı içinde hizmete açmayı düşünüyoruz. Bu da 10 milyon liralık bir proje" şeklinde konuştu.
Başarısının sırrının hayal kurmak ve çok ç alışmak olduğunu belirterek, önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmenin şans kapılarını açtığını kaydeden Öztan, sözlerini şöyle tamamladı: "Güneş hepimize eşit doğuyor. Şans hepimize eşit veriliyor. Allah, bunları kullanalım diye kendi inisiyatifimizde beyin veriyor. Bunu iyi kullanan başarılı, kötü kullanan başarısız oluyor. Her 'evet' ve her 'hayı r' bizim geleceğimizi belirler. Her başarı ve her başarısızlık bize aittir. Ne kadarlık düşünürsek o kadarlık adamız. Hayalleri olmayan adamın, hayaletleri vardır. Hayal kuracaksın. Hayal kurmaya ilkokulda başlayacaksın. Çünkü, neyin hayalini kurarsan onun sahibi olursun. Hayalini kurmadığın bir şeyin sahibi olabilir misiniz? Ben işte kurduğum hayalime kavuştum. Şimdi bunu dünyaya yayacağım. Dünyaya Tü rkiye'nin tanıtımını kebapla yapacağım.
İlk denemeyi Almanya'nın Stuttgart Meydanı'nda kebapla yapacağım. 'kebapla mı bunu yapacaksın' diyenler olabilir. Makarnayla tanınan ülkeler var. Makarna bizim kebabımızdan çok mu güzel? Adam makarnayı allayıp pulluyor, devlet de sahip çıkıyor.
Biz mis gibi yemeklerimize sahip çıkmıyoruz. Kendimiz değerlerimizin farkında değiliz. Ama bu değerin farkına varılması için çalışacağım. Aralık ayında Stuttgart Meydanı'nda kebap ocağı kuracağım, katmer açacağım, içli köfte yapacağım, milleti başıma toplayacağım. Başar ılı olursak bunu turne haline getireceğiz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.