Kartal ilçesi İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı. Geçmişte Tuzla, Pendik, Maltepe gibi ilçeleri de içine alan bir bölge idi. Kartal İlçesi aynı zamanda İstanbul Anadolu yakasında yakın döneme kadar sanayi’nin varlığı ile işçi kenti diye bilinirdi. Tekel ve Eczacıbaşı gibi önemli kuruluşların varlığı bölgeyi çekim merkezi kılıyordu. Tekel Kapandı. Eczacıbaşı vb şirketler bölgeden taşındı. Kartal farklı bir sürece doğru gidiyor. Görünen o ki Anadolu yakasında yaşam alanı merkezlerden biri olacak. Bu süreçte Kartal için önemli bir şans Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz. Başkan seçildiği günden beri 170 proje uygulamaya koymuş. İnsan, doğa çevre odaklı projelerle Kartal’ın yüzünü değiştiriyor. Öyle ki ülkemizde ilk bilimsel kazı çalışması içinde yer alan belediyelerden biri de Kartal Belediyesi, Başkan Op. Dr Altınok Öz’ün girişimi ile Kartal Belediyesi bilimsel kazının önemli destekçisi. İzmir ve Denizli gibi büyük şehir belediyeler bu bağlamda çalışmaları var ama Kartal ilçe olarak öncü konumda. Kartal Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz verdiği örnek destek ile Kartal ilçesinin tarihi yeniden yazılıyor. Kartal’da bilimsel kazı çalışmaları 2010 yılında başladı ve devam ediyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi ile Kartal Belediyesi birlikte yürüttüğü kazı çalışmalarında kilise, hamam kalıntıları belirgin olarak açığa çıktı. Yıl boyu devam eden çalışmalarla Bizans döneminin bölgede önemli bir yerleşmesine erişilmiş oldu.
Kartal
Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz
kazının başlangıcından beri çalışmalarında takipçisi. Bu
kazı aynı zamanda örnek olacakta bir çalışma.
Anadolu’da birçok
kazı için
belediyeler bu tür desteği sağlamaları olası ama ya konuya vakıf değiller ya da tarihi
aydınlanmasının yöreye katkılarını keşf etmiş değiller. Oysa kentleri kimlikli kılan dünden gelen
arkeolojik buluntulardır. Dragos’ta eski Tekel alanında
arkeolojik çalışmalar ilk olarak 1974-77 seneleri arasında yapılmış, Ne var ki
kazı sürdürülmediği gibi tahribat ile de sonlandırılmış. Kartal
Belediyesi ile
İstanbul Arkeoloji
Müzesi işbirliği ile yeniden başlayan
kazıda ise bu kere hedefe doğru gidiliyor.
Kazı halen
Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 16.07.2010 tarih ve 2689 numaralı kararı ve
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 05.02.2010 tarih ve 25462 sayılı
kazı sondaj ruhsatnamesi ile devam ediyor ve 20.12.2010 tarihinden beri sürdürülüyor. Dragos Bizans kalıntılarının bulunduğu 207 parsel, V Numaralı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.12.2011 tarih ve 252 sayılı kararı ile 1. derece
arkeolojik sit olarak ilan edildi. Ayrıca bölge de jeoradar araması ile daha yaygın alanda tarihi kalıntıların izlerinin varlığı saptandı. Bu konuda
kazı alanının genişletilmesi gerekiyor. Bölge bu anlamda önemli bir tarihi dün merkezi olmaya da aday. 2010 yılında başlatılan
kazı çalışmalarında hamam kalıntıları, dini bir yapı kalıntısı ve işlevi henüz bilinmeyen üç ayrı mekân ortaya çıkartıldı. Arkeo-georadar yöntemi ile yapılan çalışmalarda bölge de yaygın bir tarihi doku varlığı önemli bir yerleşim alanının varlığını gösteriyor. Açığa çıkan bulgularda 4-6. yüzyıllar arasında inşa edilen, ekleme, onarımlar ve düzenlemelerle 13. yüzyıla kadar süren bir yapılaşmanın göstergesi.
Bölgede önemli ölçüde belirginleşen Dragos Hamamı ısıtma sistemi ile hamam işlevlerinin yerine getirildiği üst yapıya ait kalıntılara ulaşıldı. Soyunmalık, ılıklık, sıcaklık, soğukluk olarak tanımlanan mekânlar açığa çıktı. Horasan harçlı taş ve tuğladan inşa edilen yapı bölgede önemli bir yerleşmenin varlığının kanıtı. MÖ 4-6. yüzyıl arasında üretildikleri bilinen damgalı tuğlalar da
kazı da açığa çıktı. Tabanda, buhardan kaynaklanan suyun t
ahliyesi için yapılmış kanallar olduğu düşünülen yerler ile doğusunda ve batısında birer sıcak su havuzu buluntusu da uzmanlarca saptandı.Caldarium’un güneyinde, içinde mermer bir havuzun da bulunduğu tabanı ve duvarları mermer kaplama olan dar dikdörtgen bir mekân yer aldığı belirlendi. Bu mekânın hemen güneyinde de dörtgen planlı bir başka mekân daha bulundu. Mekânın zemini tuğla ve mermerlerle döşeli. Mekânın doğu sınırında, taban altında pişmiş toprak künklere ve kurşun borulara rastlanılmış. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan bu boruların mekânın güney sınırındaki mermerden bir gider tablasına ulaştığı da ifade ediliyor Ayrıca, mekanın doğusunda mekana girişin sağlandığı bir mermer kapı eşiği ile kuzeydeki mekana geçişi sağlayan yarım daire şeklinde bir eşik var.
Hamamın ısı ve ışığı büyük boyutlu pencerelerle sağlandığı ortaya çıkan mermer pencere şebekelerinin sayısal fazlalığı uzmanlarca dikkat çekilen diğer bir ayrıntı. Bilimsel
Kazı çalışmalarında yer alan Adem Uçar Hamamın güneyinde, batıdan 3, kuzeyden 2 girişi olan bir yapı kalıntısı tespit edildiğini,
kazısı devam eden bu yapının duvarları bağlayıcı olarak horasan harcın kullanıldığı taş ve tuğla ile inşaa edildiğini,yapının taban ve duvarlarında ise mermer plakalara rastlanıldığını söyledi..Ayrıca Doğuda açığa çıkan
kilise kalıntısı üç nefli ve bazilika planlı yapılmış.Bu alanda yapılan
kazılarda da mermer mimari elemanlar ortaya çıkarıldı.Boya bezemeli mimari parçaların çokluğu dikkat çekmekte.Yapıda erken Bizans
dönemi mimari etkileri saptandı.Hamamın güney batısında yer alan ve henüz isimlendirilemediği için yapı kalıntısı adı verilen yapı da oldukça iyi işçilikli ve sağlam duvarlara sahip.
Kazısı henüz tamamlanmamış bu yapının dörtgen planlı olduğu ve doğu, batı, güney ve kuzeye doğru devam ettiği düşünülüyor. Yapı duvarlarında tuğla ve od taşı kullanılmış. Duvarların iç yüzlerinde, duvar resimleri olduğuna dair izler de tespit edilmiş. Erken Bizans
Dönemi’ne ait damgalı tuğla parçaları, mermer mimari elemanlar, amphora parçaları ile Orta Bizans
Dönemine ait amphora ve seramik parçalarına rastlanıldığı da yetkililerce ifade ediliyor.
Kartal tarihinin yeniden
yazılmasına vesile olan
kazı ile Kartal farklı bir özelliğe de eriyor. Kartal
Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz böylesi önemli çalışmayı
İstanbul Arkeoloji
Müzesi ile
işbirliği içinde üç yıldır başarı ile sürdürüyor. Bilimsel
kazı ile ortaya çıkan hamam,
kilise ve yapılar daha da geniş alanda saptanması bu alanın bir arkeopark olarak düzenlenmesinin de önünü açabilir. Kartal ilçesi için bilimsel
kazı bilinmeyenlerin görülmesi, belgelenmesi, tarihin yeninden
aydınlanması adına çok önemli çaba ve girişimlerdir. Tarihi Kentler Birliği Baş danışmanı ve ÇEKÜL vakfı Başkanı Prof. Dr Metin Sözen bölgede açığa çıkanların çok önemli olduğuna yerinde yaptığı inceleme sonrası dikkat çekmiş ve
İstanbul içinde
ülkemiz içinde
kazının önemine vurgu yapmıştı. Farklı detaylarda ayrı
dönemlerin izleri yanında mimari doku ile de yakından ilgilenmiş ve
Ulusalar arası bir sempozyuma konu olacak kadar
kazı alanının önemine vurgu yapmıştı. Kartal
Belediye Başkanı Op. Dr Altınok Öz mevcut
kazı devam ederken yeni alanlarda da jeoradar ile saptanan bulgular ışığında
kazı alanının genişlemesi için gereken desteğin kurul ve kurumlardan sağlanmasını bekliyor.
Eğer engelleme olmaz ise Kartal tarihi farklı ayrıntılarla yeniden açığa çıkacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.