FARKLI BİR ANAOKULU

TURİZMİN SESİ

Ataşehir’de bulunan Kare Anaokulu kurucusu Aydan Gömügen Tuncay ile özel bir röportaj gerçekleştirdik. Günümüzde eğitimin ne kadar önemli oldunu bidiğimiz için Kare Anaokulu yetkilileriyle konuştuk.

Sizi tanıyabilirmiyiz ?
Lisey Notrei Dame de Sion Fransız lisesinde okudum. Daha sonra Fransız filolojisini bitirdim. Uzun yıllar üniversitede hocalık yaptıktan sonra emekliye ayrıldım.Daha sonrada en iyi yaptığım iş nedir diye düşündüm ve Anaokulu açmaya karar verdim 2009-2010 yılında okulumuzu açarak eğitim ve öğretime başlamış olduk.

Kare Anaokulun dan bahsedermisiniz ?
Okulun ismi için neden kare Anaokulu diye çok sorarlar.Eşitliğe önem verdiğim için; kare Anaokulu ismini verdim.Yani çocuk hem eğitimde hem duygusal açıdan eşit bir şekilde mutlu olsun. Kare anaokulları Türkiye’de ilki başardı diyebilirim. Çocuklar okullarda çok zaman harcayıp yoruluyorlar. Eğitim öğretimi göz önüne alarak, kendimde çok disiplinli bir öğretim hayatımdan geçtiğim için dedim ki ben yoga yapıyorum ve dansla uğraşıyorum çocuklar niye hem yoga hem dans yapmasın. ilk kez Türkiye'de bir Anaokulunda yoga ve salsa danslarını koydum ve bundan çok güzel tepkiler aldım. Eğitime farklılık getirerek  devam ettik. Her gün gelişen hızlı yaşamı yakalamak adına bir dil yeterli olmadığını gördüğüm. Ben 5-6 dil konuşuyorum bizim çocuklarımıza en azından 4 dil öğretelim diye düşündüm. Okulumuzda İngilizce eğitimi veriliyor. Fransızca iyi bildiğimden  Fransızca ve İtalyanca da öğretiyorum. İspanyolcayı da böyle küçük kelimelerle anlatmaya çalışıyoruz. Çocuklar ne kadar çok yabancı dil bilir ise ileride o kadar başarılı olurlar.

Avrupa ülkelerine baktığımızda, Türkiye'de Anaokulu konsepti sizce olması gereken gibi mi ?
Anaokulları yeni yeni önem kazanıyor. Eskiden fazla önemli değildi. ilköğretime başlayan çocuklar annelerinden ayrılıp bir süre ağlayıp annelerini özlüyorlardı . Bu çocuklar okula adapte olamıyorlardı. Sonraki yıllarda benim dönemimde özellikle son 5-6 yıl içinde Anaokulunun önemi veliler tarafından anlaşıldı. Biz çocukların seveceği bir şeyleri öğretmeye çalıştık sadece okul konsepti ile ilgili değil, sınıfta oturmayla bir öğretmenin ders anlatmasıyla değil onları oyunla okulu sevdirmeyi öğrettik. Müzik derslerimizi bile oyunla öğrettik.

Türkiye genelinde bakıldığında devlet tarafından anaokullarına veya eğitime yeterince yatırım yapılıyor mu ?

Anaokullarına çok fazla yatırım yapılmıyor ama son yıllardaki politikalarda sanırım eğitime daha çok önem verildi. Eğitimde daha iyi yerlere gelmeye çalışıldı ama ben kendi konumumda söylersem anaokullarında çok fazla yatırım yapmıyorlar. Ben eğitimci olduğum için çocukların daha iyi şartlarda eğitilmesini istiyorum.

Devlet Anaokulları için teşvik veriyor mu ?
Genelde doğu bölgelerine teşvik verilip açılıyor ama doğudaki halkımızın Anaokulu öğreniminden haberi olmadığı için bazen çocuklarını bile okula zor yolluyorlar. Batı bölgelerinde daha çok potansiyel var. Tabiî ki bizde açarken çok zorlandık. Biraz daha bürokrasinin daha ılımlı olması gerekir. Mesela ben Anaokulunu kurarken birçok süreçten geçtim ve zaman kaybıydı bu benim için. Daha kolay şekilde devlette bürokrasi işlerse çoğu yatırım yapmak isteyen işadamları ve iş kadınları bunu daha kolaylıkla yaparlar. Bazen insanlar korkuyorlar yatırım yapacağız  ama bir zorluk çıkar mı? diye, tabiî ki ben eğitim açısından bakıyorum hiç bir zaman siyasi olarak bakmıyorum olaya. Ne olursa olsun eğitim tektir. İnsanlar eğitimle bir şeyleri elde ederler. Dolayısıyla eğitime verilen önem her zaman en üst noktada olmalı.

Ana okulları eğitmenler tarafından mı kurulmalı ?
Evet öyle olmalı ,Anaokulu kurulduktan sonra o okulun başına bir eğitimci geçmesi lazım. Eğitimden gelen bir insanın bu okulları yönetmesi lazım. Mesela ben bir çocuğu gördüğümde nasıl davranılacağını biliyorum. Bazı ana okulları çok erken yaşta gelen çocukları da almak ister ticari kaygıyla, ama ben kendi okulumda bunları yapmıyorum.

Eğitimci olmayan bir yönetici  okulundaki  dahi olan  bir çocuğun ayırımını yapabilir mi
Bu ayırımı yapamayan bazı eğitimciler dahi çocukları keşfedemediklerinden dolayı küçük yaşlarda alınması gereken eğitim,  çocuk açısından da yıllarını kaybetmesine neden olabiliyor. Bir müddet sonra dahi olduğu ortaya çıkıyor ama çocuk küçük yaşta fark edilip eğitildiğinde  dahiliği çok çabuk ortaya çıkar.  Dahi çocuklar değişik sorularla sizin karşınıza çıkarlar. Örneğin; güneş neden sıcak ? Ay bize yakın ama niye onu tutamıyoruz gibi. Bu çocukları biz dahiler okuluna yolluyoruz kendimizde tutmuyoruz. Çünkü bu çocuklar ileride belki önemli bir bilim adamı olabilirler.

Çocuk Üniversitesi projenizden bahsedebilir misiniz ?
Çocuk üniversitesi aslında bana göre Anaokulu Üniversitesi yani bir çocuğun yetenekleri doğrultusunda yönlendirmektir bir üniversiteden mezun olmak değildir somut anlamda biz soyut anlamda üniversite diyoruz Anaokulu Üniversitesinde bizim okulumuzda yapılan çocuğu mutlu olması ve sevmesi okuldan zevk alması ve kendi alanında başarılı olmasıdır. Okulumuzda bu alt yapıyı hazırladık. Aslında bizim okulumuz bir Anaokulu Üniversitesi yani çocukları yeteneklerine göre yönlendirip ilerdeki öğrenim hayatlarında yüksek öğrenimlerinde doğru yerlere gitmesini sağlamak. Çocuk üniversitesi kavramı bana göre Anaokulu Üniversitesi çünkü Anaokulunda bir üniversite kavramını ilk önce ben ortaya attım.  Gerçek üniversiteyle Anaokulu ile arasındaki farkımız Anaokulunda, çocukların yeteneklerini keşfedip üniversiteye yani gerçek üniversiteye göndermek çocuğun istediği alanda eğitim alması önemli bizim için eğitim aldığında mutlu olacak ve böylece de doğru birey olmasını sağlayacak aileyle temasa geçip çocuğunuz bu alanda başarılı pedagogumuzla bunu fark ettik diye bilgilendiriyoruz. Daha sonra çocuğa eğitim alanında aldığı eğitime göre sembolik bir diploma veriyoruz.