27 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • İstanbul19°C
  • Antalya25°C
  • Ankara18°C

HAFTANIN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Eğer 2009'u belirleyen şey dokunmatik teknolojilerdi denecek olursa, 2010 için de 3 boyutlu görüntünün yılı olacak denebilir

HAFTANIN EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

10 Ocak 2010 / 11:12

TURİZMİN SESİ-Murat EMEN


Uzmanlar, bu yıl sinema dünyasının en ilgi çeken yapımlarını belirleyen üç boyutlu (3D) görüntü teknolojisinin giderek diğer mecralara da yayılacağını tahmin ediyor. Televizyon üreticisi LG, gelecek yıl Dünya Kupası karşılaşmalarının üç boyutlu olarak kaydedilecek olmasının da etkisiyle yarım milyon adet 3 boyutlu görüntü sunabilen televizyon satmayı umuyor. Dizüstü bilgisayarlar ve oyun konsolları da giderek üç boyutlu görüntü sağlamaya uygun bir şekilde üretiliyor.

Acer dünyanın ilk 3 boyutlu görüntüye uygun dizüstü bilgisayar geliştirdiğini açıkladı. Uzmanlar, benzer modelde dizüstü bilgisayarların başka firmalar tarafından da üretileceğini öngörüyor. Acer'ın ürettiği bilgisayara eleştiren yaklaşan bazı uzmanlar, firmanın bilgisayarını 1960'ların sinemasına benzetiyorlar. Fakat çoğu uzman Acer'ın yeni bir teknoloji alanında gerekli ilk adımı attığı görüşünde.

HD televizyonların yerini 3 boyutlu TV'ler alıyor
Dizüstü teknolojisi ile birlikte gelen üç boyutla izleme gözlüğü sayesinde kullanıcılar ekrandaki içeriği üç boyutlu şekilde görebilecek. Üç boyut teknolojisi konusundaki gelişmeleri yakından izleyen yazılım devi Microsoft da, teknolojinin gelecek on yılda büyük bir rol oynayacağı görüşünde.

Microsoft başkan yardımcısı Julie Larson-Green, üç boyutlu görüntü veren bir ekranda, kullanıcıların masaüstündeki simgeleri üç boyutlu bir şekilde dizebileceklerini bunun da kullanıcı-içerik ilişkisini temelden sarsacağını söyledi. Pek çok uzmana göre, üç boyut teknolojisine geçecek bir sonraki sektör ise oyun konsolları. Televizyon dünyasında da HD (Yüksek Tanımlı - High Definition) uyumlu ekranların giderek 3 Boyutlu görüntü veren ekranlarla yer değiştireceği öngörülüyor.

IMF YILAN HİKAYESİNE DÖNDÜ
IMF konusu yılan hikayesine döndü. 15 aydır ülke gündeminde olan konu için sayısız haberler çıkarılıp, piyasa tetiklenirken niçin bir türlü netice alınmaz? Bu konuda yetkili ağızlarda durum nedir, müzakerenin neresindeyiz diye bir açıklama yapmazlar. Bu gidişle bizde şahsen (gerekli gördüğümüz IMF Stand-by'ından )ümidimizi yitiriyoruz. Belirli senaryolar üretildi. Sözde IMF ile anlaşmayı imzalayıp, erken seçime gidilecek diye. Ama bizzat başbakan tekzip etti erken seçim yok diye. Gerçi bunlar politikacı. Dün dündür diyebilen insanlar.

Dünya'da Tuğrul Belli'nin yazısına göre, IMF Türkiye ile bir stand-by anlaşmasını gerekçelendirmekte zorlanacaktır. Stand-by, ülkelerin ödemeler dengesi problemlerinden kaynaklanan krizlerden çıkmalarına yardımcı olmayı amaç edinmiş bi kredi yöntemidir.Bu anlaşma ile ülkelere belirli reçete karşılığında döviz yardımı yapılır. Belli'ye göre, Türkiye'nin ekonomik durumu bu imkanın kullandırılmasına uygun değildir. Ülkenin bugün bir ödemeler dengesi problemi yoktur. Rezervlerinde bir azalma sözkonusu değildir. Sn. Belli bu konuda bir sürü gerekçe sıralamaktadır. Gerçekten durum bu. Eski stand-by'lara benzer bir durum sözkonusu değil. Bu durumda stand-by yolu kapalı gözüküyor.Bakalım ne olacak?


INSİDER TRADER; kazancını şirkete, cezasını SPK'ya verecek (Dünya)
SPK Başkanı Vedat Akgiray, son hazırladıkları kanun taslağı da dahil olmak üzere yaptıkları düzelemelerle” ekonomik suça, ekonomik ceza” mantığını getirdiklerini söyledi. “Bu düzenleme SPK'ya mahkeme, dava, kavga gürültü olmadan yaptırım gücü veren bir kanun “ olacak diyor Akgiray.

Piyasadaki güveni sağlamak adına ilgilendikleri en önemli konulardan birinin de insider trading (kurumsal manipülasyon) olduğunu vurgulayan Akgiray, şirket içinden bazı insanların pozisyon almadığını söylemenin saflık olacağını da belirtti. Akgiray,” İnsider trading'i engellemek istiyoruz. Bunu engellemek de çok basit aslında. İlgili firma veya aracıların haberi olmadan bu işin yapılması mümkün değil. İçeriden ögrenen kişi, insider kimdir? Kamuoyu diğer yatırımcılar duyup öğrenmeden bilgiyi alabilecek herkes insider'dır. Tanımı kolay. Ancak onu mahkemelerde süründürmenin alemi yok. Kısa vade de kazandığı parayı firmaya iade etsin. Cezayıda SPK'ya ödesin.

Sn. Başkan'ın görüşleri yerinde. Ancak bu konu o kadar ileri gitti ve alenileştiki, sokaktaki yatırımcı kendini enayi zannetmeğe başladı. Yapılacak şeylerden bir diğeride, şirkette çalışan “insider trader'ın” işine son vermek veya hakkında karne tutmak. Bu mecburiyet getirilmezse değişen bir şey olmaz. Bu işi yapanlar zaten tepedekiler.

Tasarıda yeralan konulardan bir diğer önemlisi “Zorunlu hallerde çağrı yapmayan yönetim kurulları o koltukta oturamayacak. Yerlerine çağrılmayan sermayedarlardan oluşan bir yönetim kurulu gelecek. SPK'nın halka açık şirketlerde “yetkisiz yetkili” dönemine de son vermesi bekleniyor. İmza yetkisi olmadan veya önemlisi almadan imza yetkisi almaksızın, yetkili pozisyonlarda korkusuz çalışan yönetici tipini de ortadan kaldırması bekleniyor. Şirket kurumsal kimliğini zedeleyen ve öngörülen sistematiği bozan bu durumlara tedbir düşünülüyor.

Yunanistan'ı yalnız bıraktılar
Avrupa Merkez Bankası, Yunanistan'a yardım etmeğe soğuk baktığını açıkladı. Banka Yönetim Kurulu üyesi Jurgen Stark, AB'nin Yunanistan'ın kurtarılmasına yardım etmeyeceğini kaydederken, Yunanistan Maliye Bakanı”kimsenin bizi kurtarmasına gerek yok. Gerekeni biz kendimiz yapacağız” dedi. Yunanistan bir süredir bütçe açığını azaltma konusunda euro kullanan ülkeler ve mali kuruluşların baskısı altındaydı. Yunanistan AB ülkeleri içinde borcu en yüksek olanlardan. Bütça açığı GSMH'nin %12.7si. Kredi notu düşürülen ve güven kaybına uğrayan Yunanistan borç bulmakta zorlanıyor.

Dünyanın en büyük ihracatçısı Çin (BBC)
Çin, Alman ulusal istatistik bürosunun açıkladığı son verilerin ardından Almanya'yı geçerek dünyanın en büyük ihracatçısı konumuna ulaştı.
Geçen yılın ilk 11 ayında, Çin'in ihracat değeri 1,07 trilyon doları bulurken; Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip ülkesi olan Almanya'nın ihracatı, 1,05 trilyon dolarda kaldı. Çin'in ihracat şampiyonluğu, Almanya'nın 9 Şubat'ta, 2009'un tamamı için ticaret rakamlarını açıklamasıyla kesinleşecek. Ancak uzmanlar Aralık ayı rakamlarının, bu sıralamayı değiştirecek kadar farklı olmasını beklemiyorlar.Bu gelişmenin, başka kurumlarca da doğrulanması halinde, Çin'in küresel konumunu daha da güçlendirmesi bekleniyor

Almanya'da durum 9 şubat tarihinde son ihracat verilerin açıklanması ile açıklığa kavuşacak. Ama Çin'in Japonyanın 2.ciliğini alacağı muhakkak.
Gerek Almanya gerekse Çin'de ekonomik büyüme ihracata dayanıyor.
Bazı çevreler bu durumun küresel bazda yaşanan dengesizliklere de katkısı lduğunu savunarak Almanları daha fazla tüketmeye, Çinli yetkilileri de para birimi Yuan'ın dolar karşısında serbestçe hareket etmesine izin vermeye çağırıyor.

Öte yandan Almanya'nın Kasım ayı ihracatı, art arda üç ay boyunca yükseldikten sonra, Ekim ayına kıyasla yüzde 1,6 artarak, 70,6 milyar Euro'ya; bir başka deyişle 101 milyar ABD dolarına ulaştı. Bu artış, Almanya'da inişli çıkışlı bir tablo sergileyen ekonomik iyileşme sürecine ilişkin kaygıları da hafifletmişe benziyor. Aynı zamanda ithalat rakamları yüzde 5,9 düşerek 53,4 milyar Euro'ya geriledi. Bu durum Almanya'nın dış ticaret fazlasını son 17 ayın en yüksek seviyesine taşıdı.
Bu durum Almanya'nın dış ticaret fazlasını son 17 ayın en yüksek seviyesine taşıdı.

Çin yurtdışına elektronik araçlar ve tekstil ürünleri; Almanya ise otomobil, kimyasal ürünler ve özel makine parçaları ihraç ediyor. Avrupa'nın en büyük ekonomisi konumunda olan Almanya, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşadığı en büyük resesyondan çıkmaya başlarken, ekonomisinin 2009 yılında yüzde 5 oranında küçüldüğü tahmin ediliyor. Almanya Merkez Bankası, 2010 yılı için büyüme rakamlarını yüzde 1,6 olarak öngörüyor. Geçen yıl yüzde 8'in üzerinde büyüme kaydettiği düşünülen Çin ise 2010 için yüzde 9,5 büyüme bekliyor.

PİYASALAR
ABD'de açıklanan Aralık ayı tarım dışı istihdam rakamları hayal kırıklığı yarattı. Bir ay öncesi olumlu rakamların ardından yükselişe geçen piyasalar, yeni bir yükseliş için beklentide idiler. Ancak 85.000 yeni ilave işsizlikle bu ümitler boşa çıktı. 2007 Aralık ayına göre 7.2 milyon daha fazla işsiz var ABD'de. Ancak bu durumun piyasaları etkilemesi beklenmiyor.

Templeton Fonu Başkanı Mark Mobius, ABD borsalarının uzun süredir devam eden boğa piyasasının etkisinde olduğunu fakat yatırımcıların 2009'daki getirileri beklememesi gerektiğini ve yüzde 20 oranında düzeltme riskinin piyasalarda olduğunu söyledi. Almanya'da açıklanan imalat sanayii siparişleri verisi ve Euro bölgesi perakende satışlarının zayıflığı ise euroya değer kaybettirdi.

Çin Merkez Bankası, aylık bono faizlerinde artırıma gitti. Çin Merkez Bankası bu yolla ısınan ekonomiyi yavaşlatmak ve enflasyonu frenlemeyi amaçlıyor. MB kararı dün Çin borsalarının yüzde 2 civarında düşmesine neden olurken, borsalar bugün yüzde 0,10 civarında artıda seyrediyor. Çin'de merkez bankasının politikalarını sıkılaştırması olasılığının altın ve petrol fiyatları üzerinde baskı yarattığı görüldü. İç piyasamızda ise IMF anlaşması ile beklentiler devam ederken, yeni gelen not artırımının müsbet etkilerini pazartesiden itibaren göreceğiz.

Global piyasalarda yaşanan olumlu hava ve IMF ile ilgili gelen iyimser (!) haber akışı, USDTRL kotasyonlarında da dar bir bantta ılımlı yatay harekete neden oluyor. Olumlu haber akışının devam etmesi durumunda kotasyonların 1,44-1,48 bantında hareketinin netleşeceğini düşünüyoruz. Bu hafta kurların pariteye ve not artırım kararına paralel 1,4630-1,4850 aralığında dalgalanmasını bekliyoruz.

Piyasaların merakla beklediği Fed toplantı tutanaklarında piyasaya yön verecek net bir açıklamanın yapılmaması paritenin son dönemdeki trendi olan USD lehine değerlenmenin devam etmesine neden oldu. İstihdam rakamının menfi gelmesinin dolar lehine olan hareketi biraz frenlemesi beklenebilir. 1,4280 seviyesindeki kuvvetli direnç noktası da teknik olarak oldukça önemli. Bu hafta paritenin 1,4280-1,4430 aralığında dalgalanmasını bekliyoruz.

IMF haberleri sonrası TL cinsi enstrümanların değer kazanması, bono faizlerinin de yeniden 8,50% bileşik seviyesine yaklaşmasına neden oldu. Geçtiğimiz Cuma günü Moody's in not artırım haberleri de olumlu havanın desteklenmesine neden oldu. Trendin bir süre daha devam etmesi durumunda faizlerin 8,00% bileşik seviyesine yaklaşmasını olası buluyoruz ancak trendin kalıcı olacağını düşünmüyoruz. Bugün ise faizlerin 8,80-8,50% bileşik seviyelerinde dalgalı hareket etmesini bekliyoruz. Ülkede siyaset gene zirvede.

AKP'nin referandum teklifi ortalığı karıştıracak. Uzlaşma yapmadan, özellikle ihtilaflı konularda referanduma gitmek ülkede büyük kaos yaratacaktır. Hele gündemde tekel işçileri gibi sorunlar varken bu yolu denememek gerekir. Nitekim MHP hemen referandum teklifine tepkisini gösterdi. Hayırlısı. Esen kalın. EMEN&EMEN- Editör : Murat Emen

Etiketler:
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.