22 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • İstanbul19°C
  • Antalya25°C
  • Ankara18°C

HALİKARNAS BALIKÇISININ 35. YILI ANILIYOR

Bodrum'un en önemli değerlerinden biri olan Halikarnas Balıkçısı, ölümünün 35. yıldönümünde etkinliklerle anılmaya devam ediyor.

HALİKARNAS BALIKÇISININ 35. YILI ANILIYOR

11 Ekim 2008 / 01:08

TURİZMİN SESİ-DERYA DUYSAK


Cevat Şakir Kabaağaçlı bu yıl da, Bodrum Belediyesi tarafından yapılan bakım onarım, yenileme ve tadilat çalışmalarıyla daha bakımlı, daha yeni, temiz ve düzenli hale getirilen Müzesinde ve Mezarı başında yapılan anma töreni ile bir kez daha anılacak.

Bodrum Belediyesi'nin her yıl olduğu gibi bu yıl da düzenleyeceği ve Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın 35. ölüm yıldönümü nedeniyle 13 Ekim 2008 Pazartesi Günü aşağıda belirtilen program dahilinde gerçekleştirilecek

ANMA PROGRAMI
13 EKİM PAZARTESİ
13.00 Balıkçı'nın Müzesi ve Mezarında Anma Töreni
14.30 Bodrum Belediyesi Şiir Komitesi “Şiirleriyle ve Edebi Kimliğiyle

HALİKARNAS BALIKÇISI TOPLANTISI

Yer Bodrum Belediyesi Meclis Salonu

Cevat Şakir, 1890 yılında babası tarihçi, yazar ve vezir Mehmet Şakir Paşa Girit'te yüksek komiserlik görevinde iken Girit'te doğdu. Doğum yeri ve tarihi konusunda farklı kaynaklar farklı bilgiler vermektedirler. Annesi İsmet Hanım'dır. Cevat Şakir baba tarafından Şakirpaşa Ailesi olarak tanınan köklü bir Osmanlı ailesine mensup olup, amcası II. Abdülhamit'in sadrazamlarından Cevat Şakir Paşa'dır.

Çocukluğu babasının elçilik yaptığı Atina'da geçmiştir. 1904'te Robert Kolej'ini bitirdi ve yüksek öğrenimini 1908'de İngiltere'de Oxford Üniversitesi Yeni Çağlar Tarihi Bölümü'nde tamamladı. 1913'te evlendiği İtalyan eşiyle İtalya'da kaldı. Bu sırada resim dersleri aldı, İtalyanca ve Latince öğrendi. 1914'te babası Mehmet Şakir Paşa, Cevat Şakir'in tabancasından çıkan bir kurşunla Afyon'da ölünce Cevat Şakir 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasının yedi yılını çektikten sonra yakalandığı verem hastalığından ötürü affedilip tahliye edildi.

Bir süre tekkeye devam etti. 1910-1925 arasında Resimli Ay ve İnci gibi dergilere yazılar yazdı; kapak resimleri, süslemeler, karikatürler çizdi. Zekariya Sertel 'in çıkardığı Resimli Hafta 'da Hüseyin Kenan takma adıyla yazdığı “Hapishane İdama Mahkum Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler” adlı öykü yüzünden Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yargılandı ve Bodrum'da 3 yıl sürgün cezasına çarptırıldı (1925). Bir buçuk yıl sonra cezası affa uğrayınca İstanbul'a dönmedi, çok sevdiği Bodrum'da kaldı. 1947'de İzmir Karataş'a yerleşerek hayatını gazetecilik ve turist rehberliğiyle kazandı.

1973'te kemik kanserinden İzmir'de öldü. Vasiyeti üzerine Bodrum'da manevi oğlu Şadan Gökovalı ile birlikte seçtiği yerde gömüldü. Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın iki çocuğu vardı. Oğlu Suat Kabaağaçlı, Kızı İsmet Kabaağaçlı Noonan Şadan Gökovalı, (Manevi oğlu) Halikarnas Balıkçısı'nın kendisine yaptığı vasiyeti şöyle anlatıyor; "Yazacağım bunlar ama belki yazamadan giderim.

Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum'a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetimde geçti. Belediye'yede yazmak istiyorum ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice'ye de (son eşi) bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu diken mezarımın başına.

Falanca oğlu filancaymış şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş. Eh bizim tekne su almaya başladı. Şatafatı da sevmem, tepelere, deniz gören yerlere gömülmem şart değil. Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem, denizi ruhumda yaşatıyor gönül gözüyle her zaman görüyorum.

Suat (oğlu) sık sık ziyaret edebilmeleri için İzmir'e gömmek istediklerini söylüyor. İstemem yahu. Bodrum'u severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar arasıra da olsa gezmiş, hava almış olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı'ya bir Merhaba yaraşır.”
Halikarnas Balıkçısı'nın mezarının yerini nasıl tespit ettiğini kızı İsmet Noonan kendisiyle yaptığımız şöyle anlattı; "1972 yılında babamla beraber Bodrum'a geldik.

Artemis pansiyonda kaldık. Babam hasta olduğu için yanından hiç ayrılmıyordum. Babamın Hasip diye bir arkadaşı vardı. Bana onun yanına gideceğini söyledi. Turizm müdürü Çam'ı, arkadaşı Hasip'i ve Belediye Başkanını alarak gömülmek istediği yeri göstermiş. Biz babamın naaşını getirdiğimizde mezar hazırlanmıştı.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.