HERKES ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPMALI
Küresel kriz günümüzün popüler kelimeleri. Belki sizler bunları duymaktan artık sıkıldınız. Ama üzgünüz ki bu bir realite ve her geçen gün dünyaya olduğu gibi Türkiye'ye yönelik tehdidini de artırıyor
08 Ocak 2009 / 14:34
TURİZMİN SESİ
Konaklama sektörü olarak 2009 için gündemimizin birinci maddesi küresel mali kriz ve bunun turizme olası etkileridir. Avrupa ülkelerinde satışlar başlamıştır ve kriz şartları çerçevesinde iyimser beklentilerimiz devam etmektedir.
Ama yaklaşık ağırladığımız turistin yüzde 30 bölümünü oluşturan Doğu Avrupa ve BDT pazarı belirsizliğini korumaktadır.
Bu noktada herkes hükümet, bakanlık, sektör üzerine düşeni yapmak, krizin olası etkilerini azaltmak için mücadele etmelidir.
Bu süreçte bizim iki ana hedefimiz var:
1) Turizmde faaliyet gösteren firmalarımızın dar boğaza girmelerini önlemek
a) Kriz sürecini turizmin aktörlerinin, yeni otellerin, acentelerin, tur operatörlerinin, uşak şirketlerimizin hasarsız atlatması çok önemlidir.
Yaklaşık üç aydır piyasa koşulları işlemediği için ana beklentimizi tekrarlamak istiyoruz.
Hükümet özel bir fonu Eximbank kanalıyla turizm sektörüne kullandırmalıdır. Bunda amaç firmalara değil, sektöre yardımdır.
Bunun yanında böyle krizli dönemlerde tur operatörleri ve uçak şirketleriyle tanıtım ve kapasite odaklı özel anlaşmalar her zaman olumlu sonuçlar vermiştir.
b) Turizm konaklama sektöründe yeni, yenileme ve modernizasyon yatırımları da dahil olmak üzere yatırım indirimi müessesesi acilen yasallaşmalıdır.
c) Eski yıllarda yapılan yatırımlarla ilgili yatırım indirimi yeni kanunla kaldırılmış veya sınırlandırılmıştır. Bugüne kadar kullanılmayan yatırım indiriminin son kullanma tarihi 2008 yılı Aralık sonudur. Hem kazanılmış hakların ihlali hem de yatırımcıyı güç durumda bırakan bu karar süresi ertelenmelidir.
d) Mevsimlik tesislerin sayısının azaltılması için açık kalan tesislere vergi kolaylıkları sağlanmalıdır.
e) Hiçbir sektörde uygulanmayan, turizm sektörü yatırımlarında ödenen KDV vergisinden indirim haklarını kısıtlayan kararlar sektörü tedirgin etmektedir. Munhasıran turizm sektörüne uygulanan bu kararnamenin kaldırılması gerektiği görüşündeyiz.
2- Yıllardır istikrarlı olarak artan talebin düşmesini engellemek
Talebin azalmaması yönünde günümüzde tanıtım faaliyetleri daha da önem kazanmıştır. Bütçemizin azalmak bir yana acilen arttırılması ve PR odaklı faaliyetlere ağırlık verilmesi gerekmektedir. Rakiplerimiz başta İspanya tanıtım bütçelerini çok yükseltmişlerdir.
Öte yandan tüm turizm camiasında Türkiye fiyat konusunda avantajlı ülke sorun olmaz havası vardır. Bu son derece yanlıştır. Evet fiyat önemli bir avantajdır ama her şey değildir. Bu avantajınızı tüketiciye duyurmanız gerekir. Bu da en iyi PR ve Lobby faaliyetleri ile olur. Bu da bütçeyi kısarak olmaz.
Sayın başbakanımızın 04 Ocak günü Antalya'da yaptığı konuşmada tanıtımı da layıkıyla yapacağız cümlesi ve otellerimizin kalitesinin yüksekliğine yaptığı vurgu hepimizi memnun etmiştir. Bu yaklaşım, yukarıda vurguladığımız sorunların acilen çözümü ve gerekli kararların alınması ile ilgili beklentilerimizi de yükseltmiştir.
Konuşmamın bu son bölümünde de dünyayı saran ekonomik kriz nedeniyle darboğazdan çıkış yolu arayışına giren ülke ve sektörlerin umutlarını nasıl turizme katlayarak yönelttiklerini gösteren bir örnek vereceğim. Ekin Grubu tarafından, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) işbirliğiyle bu yıl EMITT Fuarı'nın 12- 15 Şubat tarihleri arasında 13.sü gerçekleştirilecek.
Turizmin uluslar arası platformda önemli uğrak noktalarından biri olan EMITT, yüzde 20 oranında büyütülmesine karşın oluşan talepleri karşılayamaz hale gelmiştir. Bu, krize karşı önlem arayışında olan ülkeler ile birlikte her sektörden firmaların da çareyi, 'umut veren tek sektör' olarak turizmde gördüğü demektir. Bu, kriz ortamında turizmin ekonomiyi canlandırmadaki rolü daha da arttı demektir.
Seçim Aydın: Bölgesel Kalkınma Ajnasları'nda turizmcilere yer verilmeli
ATİD - Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği Seçim Aydın da 2009 yılı iç turizmi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ramazan ayının önümüzdeki yıllarda yaz dönemine rastlayacak olması nedeniyle özellikle Karadeniz destinasyonunun canlanabileceğini ifade eden Aydın, turizmcileri bu bölgelerde yatırım yapmaya çağırdı.
Yöresel Kalkınma Ajansları'nın kurulma çalışmalarına turizm birliklerinin ve sektörün dahil edilmediğini söyleyen Aydın, TÜROFED ve ATİD olarak bu ajanslara turizmcilerin dahil edilmesinin önemine dikkat çekti.
TÜROFED'İN TÜRK TURİZMİNİN KÜRESEL EKONOMİK KRİZDEN EN AZ ETKİLENMESİ İÇİN ÖNGÖRDÜĞÜ TEDBİRLER
1- Finansman kaynaklarının kriz nedeniyle finansman sağlayamaması ve/veya yüksek maliyetler aşırı garantiler talep etmesi kısa ve uzun vadelerde önemli sorunlar yaratmaya başlamıştır. Kısa vadede konaklama sektörünün yeni turizm sezonuna hazırlanabilmesi, tesisinde tamir, bakım, yenileme ve modernizasyon işlemlerinin yapılabilmesi için;
a) Eximbank kaynaklı yeni turizm sezonu hazırlık kredisi acilen programa alınmalı ve ülkeye getirilecek dövizlerle kapatılmak üzere, 12 - 24 aylık krediler için kaynak temin edilmelidir. Turizmde rakip ülkelerimiz İspanya, Yunanistan gibi ülkelerde turizm sektörüne bu kaynaklar aktarılmaya başlanılmıştır.
b) Turizm sektörü KOBİ kapsamındadır. Ancak verilen kredinin miktar olarak yetersizliği bürokratik engeller, kredideki kısıtlamalar nedeniyle maalesef bu KOBİ kredileri kullanılamamaktadır. Özellikle turizm sektörü orta ölçekli KOBİ kredileriyle tevsi, modernizasyon ve yenileme yatırımlarını yapabilecek ülke ekonomisine çok önemli katkılar sağlayacaktır. Turizm KOBİ kredilerinin limitleri kullanma kolaylıkları da dikkate alınarak mutlaka işlerlik kazandırılmalıdır. Bu husus da krizin atlatılmasında önemli bir etken olacaktır.
c) Halen devam etmekte olan turizm yatırımlarının yeni turizm sezonuna yetiştirilmesi ekonomiye kazandırılması ve milli servet israfı yaşanmaması için T. Sınai Kalkınma Bankası, Halk Bankası ve Eximbank gibi finansman kuruluşlarına kaynak aktarılmalıdır.
2- Turizm konaklama sektöründe yeni, yenileme ve modernizasyon yatırımları da dahil olmak üzere Yatırım İndirimi müessesesi acilen yeniden yasalaşmalıdır.
3- Eski yıllarda yapılan yatırımlarla ilgili yatırım indirimi yeni kanunla kaldırmış veya sınırlandırılmıştır. Bugüne kadar kullanılmayan yatırım indiriminin son kullanma tarihi 2008 yılı Aralık sonudur. Hem kazanılmış hakların ihlali hem de yatırımcıyı güç durumda bırakan bu karar süresiz ertelenmelidir.
4- Konaklama tesislerinin önemli bir kısmı mevsimlik tesislerdir. Bu tesislerin tamamına yakın kısmı 1 Kasım'dan itibaren kapatılmakta, Nisan ayında tekrar açılmaktadır. Mevcut şartlarda bu tesislerin kışın kapalı olması yatırımların verimliliğini düşürmekte diğer yandan kapalı tesisler yıpranmakta, en önemlisi bu tesislerde çalışan personeller işsiz kalmaktadır. Federasyonumuz ilgili Bakanlıklara kapsamlı raporlar sunmuştur.
Bu tesislerin kış sezonunda da açık olması için sektörün tek isteği, çalışan personelin SSK ve Muhtasar yükünün asgari seviyeye indirilmesidir. Gerek ülke istihdam şartlarının iyileştirilmesi gerek kriz ortamında yeni işsizler yaratılmaması ve ülke ekonomisinin canlanması için bu kararın da acilen alınması gerekmektedir.
5- Turizm konaklama tesisleri sabit yatırımı ve riski yüksek yatırımlardır. Tek güvencesi yurtiçi ve yurtdışı tur operatörlerinin tesise getireceği yerli ve yabancı misafirler ile tesislerini doldurmaktır. Bu ve benzeri kriz ortamlarında yeterli sabit varlıkları olmadığından tur operatörleri çabuk etkilenmekte, iflas ve batmalar meydana gelmektedir.
Bu durum hem konaklama tesisinin alacağını tahsil edememesi nedeniyle aşırı mağduriyetine, diğer yandan da parasını ödemiş turistlerin tesislerde zor günler yaşayarak ülke turizm imajının yok olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle seyahat acentalarının teminatlarının yükseltilmesi ve/veya bu hususların ciddi sigortalar kapsamına alınması sağlanmalıdır. Ayrıca, tur operatörleri getirecekleri turist sayısına göre bu dönem için desteklenmelidir.
6- Turizm sektörü artan bir hızla ülke turizm potansiyelini artırmakta, dünya turizmi içinde önemli bir imtihan vermiş ve başarmıştır. Bu nedenledir ki ülke bu kriz ortamında dahi üzerine düşen görevi başarı ile yerine getirmektedir. Ancak hiçbir sektöre uygulanmayan, turizm sektörü yatırımlarında ödenen KDV vergisinden indirim hakkını kısıtlayan benzeri kararlar sektörümüzü tedirgin etmektedir. Munhasıran turizm sektörüne uygulanan bu kararnamenin kaldırılması gerektiği görüşündeyiz.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.