II. ULUSLARARASI TURİZM ZİRVESİ’NDE SEKTÖRÜN EFSANE İSİMLERİ BİR ARAYA GELDİ
Moderatör Deniz Dikkaya, ilk panelde marka isimlerin yer aldığı “Efsane Başkanların” “Turizmle tanışma hikâyeleri ve Türk misafirperverliğinin önemi ve farkları konusunda görüşlerini alarak oturumu başlattı
14 Kasım 2019 Perşembe 22:44
TURİZMİN SESİ
Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Dikkaya'nın moderatörlüğünü yaptığı, II. Uluslararası Turizm Zirvesi’nin “Türk Misafirlik Modeli” başlıklı ilk panelinde, TÜRSAB Eski Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Eski Başkanı Mehmet Timur Bayındır ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kınay yer aldı.
Moderatör Deniz Dikkaya, ilk panelde marka isimlerin yer aldığı “Efsane Başkanların” “Turizmle tanışma hikâyeleri ve Türk misafirperverliğinin önemi ve farkları konusunda görüşlerini alarak oturumu başlattı. Oturuma başlamadan Deniz Dikkaya; TÜRSAB Eski Başkanı Başaran Ulusoy ile ilgili yaşadığı bir anısını anlattı: “İlk otel müdürlüğü deneyimimde Pierloti Tepesi’ndeki tesislerin başına gelmiştim. Bu tesisleri yıllarca çay kahve içme mekânları olarak kullandığımız bir tepe. Ben de bir İzmirli olarak İstanbul’a ilk geldiğimde ziyaret ettiğim, gezdiğim, kısa bir dönem rehberlik yaptığım dönemde turist gruplarını götürdüğüm bir yerdi. Orada bir tesisleşme oldu. Bir butik otel açıldı ve beni o otele otel müdürü olarak layık gördüler. Ancak turist gruplarını oraya getirmek sıkıntıydı. Acentaları orada ağırlamak istedim ve Başaran Ulusoy’un kapısına dayandım. Sağ olsun beni kırmadı ve yardımcı oldu. Bir kahvaltı organizasyonu yaptık Başaran Başkanımız da bizzat katıldı. Sayesinde 2,5 yıl otel müdürlüğü yaptığım otel acentaların tercihleri arasında yer aldı” dedi.
Zirve’nin ilk oturumunda TÜRSAB Eski Başkanı Başaran Ulusoy, söz aldı. TÜRSAB’ın ilk temellerinin 1926 yılında atıldığını ve bu süreçte TURING’in kurulmasıyla turizm alanındaki ilk örgütlenmenin temellerinin atıldığını belirtti.
Turizm 1926’da TURİNG İle Başladı
Türkiye’de turizm 80’li yıllarda gelişti ancak başlangıcı 1926 yılıdır. 1926 yılında dört tane gencin Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Atatürk’ün huzuruna çıkmak için köşke çıkarlar. Yaver ne istiyorsunuz der, Paşayla görüşmek istiyoruz derler. Red cevabı alırlar, bunu duyan Atatürk çağırın gençleri der. Gençler Atatürk’e “Seyahat-i Cemiyet” diye bir dernek kurulacak, bu derneğin kuruluşunda destek isterler ve o gün “TURİNG” kurulur. Sonraları üniversitelerde akademisyenlerin Türkiye’ye tanıtmak için çıktığı turlar ile gelişmeye devam eder.
Alın Teri Kavramının Yerini Akıl Teri Kavramı Aldı
Telefonları değiştiriyoruz ama genleri değiştiremezsiniz. Genlerimizde misafirperverlik var. Misafirperverliğimiz sayesinde yardımlaşma ve destek anlayışı turizmin en önemli maddesi olmuştur. Misafirperverliğimiz sayesinde abone müşteriler oluşmuştur. Şimdi Alın teri gitti Akıl teri kavramı geldi. Ama hala kültürel ilişkilerin, beşeri münasebetlerin geliştiği bir turizm sektörü var. Türkiye’de misafirperverlik önemli bir yer tutuyor. Görmeden yardımlaşma, görmeden destekleme bizim genlerimizde olduğu için Türkiye bugünkü durumlara gelmiştir. Turizm ilişkileri geliştiren bir sektördür. Türkiye turizminin günümüzdeki konumuna ulaşması için “misafirperverlik” kavramının önemli bir konuma sahip olduğuna dikkat çekerek; teknolojinin hızla geliştiği günümüzde “alın teri” kavramının “akıl teri” kavramıyla yer değiştirdiğini vurguladı. Gençlere tavsiyelerde bulunan Ulusoy, “Türkiye’nin geleceği Turizmdir” dedi.
Tabiat İle Oynarsan İntikamını Alır
Ben Karadeniz’ de büyüdüm. Liseyi de orada bitirdim. Sümela Manastırı’na 7-8 saatte giderdik. Şimdi İstanbul’dan kalkıp, uçağa binip, günübirlik olarak Sümela Manastırını görüp, tekrar İstanbul’a geri dönüyorsun. Bu çok güzel bir medeniyet. Ama evvela o medeniyetin içinde çevreyi ve doğayı anlatmamız lâzım. Hayrettin Karaca ile Tema Vakfı’nda on yıl kadar çalıştım. Trabzon’dan Of’a giderken Çam Burnu vardır. Oradaki çam ağacı bir Suriye de vardır, birde Trabzon’ un Çam Burnu’nda vardır. Hayrettin Bey’in bir çama sarılıp, ağladığını gördüm. Yanına gittim mezar mı var dedim. Yok dedi burada katliam var. Yol yapımı için ağaçları kesmişler, o ağaçlarla konuştuğunu, ağladığını gördüm. O gün TEMA Vakfı’nın dediği ihtiyacımız olan “1 milyar Meşe” projesi doğru idi. Bugün o ağaçların kesilmesinin tabiat intikamını alır. Tabiat ile oynarsan intikamını alır. Yani her HES’e “YES” denmez. Yaradan Karadeniz’de bu dengeyi sağlamış. Ama bize bırakılan bu toprakları maalesef kullanmasını bilmiyoruz.
Turizm Sektörünün En Önemli Faktörlerinden Bir Tanesi Çevreyi ve Doğayı Korumaktır
Kıbrıs Adası’nın yüz ölçümü kadar toprak denize dökülüyor. Gümüşü bulursunuz, altını bulursunuz ama ekmeği yiyeceğimiz toprağı bulmak zor. İşte korunacak olan turizm sektörünün en önemli faktörlerinden bir tanesi çevreyi ve doğayı korumaktır. Aksi takdirde ürünümüz yok olur. Ayasofya var, Süleymaniye var, Efes var. Bu toprakların altındaki de bizim üstündeki de. Ama maalesef bunu kullanmasını bilmiyoruz. Kullanmak zorunda olduğumuzda da kullan ama koru.
Akşam Yazdığınız Mektubu Sabah İmzalayın
Akşam yazdığınız mektubu hemen imzalarsanız kızgınlığınız vardır, küslüğünüz vardır. Sabahleyin onun yarısı gider o yüzden ertesi güne bırakın.
Türk Turizmi Yarım Porsiyonlardan Yarım Pansiyona Aşarak Gelmiştir
1970 yıllarında, Erzurum’da Grup lideri rehber arayıp, “Başaran Bey grup dönmek istiyor” dedi. “Niçin dönmek istiyorlar” dedim. “Efendim sabahleyin kahvaltıda zeytin yarım, peynir yarım, ekmek yarım. Akşam oldu makarna yarım, fakat şarap da yarım bardakta gelince çok bozulmuşlar ve dönmek istemişler.” Otel Müdürü ile telefon ile görüştüm. Telefonda neden böyle yaptığını sordum. “Beyim sen woucher’ ına baksana!” dedi. Biz woucher’a yazmışız yarım pansiyon, o anlamış yarım porsiyon. Şimdi Türk turizmi yarım porsiyondan, yarım pansiyona aşarak gelmiştir. Ulusoy, gençlere öncelikli olarak “sürdürülebilir turizm” kavramına önem vererek doğaya ve doğanın korunmasına önem vermelerini, teknolojiyi yakından takip edip, turizmde “misafirperverlik” kavramına önem vermeleri konusunda tavsiyelerde bulundu.
TÜROB Eski Başkanı Timur Bayındır, konuşmasının başında ilk olarak “misafir” ve “müşteri” kavramlarına ve bu iki kavramın konaklama, turizm sektörüne yönelik önemine değindi.
Misafiri Mutlu Etmek, Güleryüz ve Tatlı Söz Çok Önemli
Biz eğer müşterilerimizi misafir olarak kabul edersek ona göre davranışlarımızda değişiklik olur. Ama biz misafirleri müşteri olarak görürsek, bunlarda para veriyor, ne yaparsan yap, yatsın, kalsın, gitsin mantığıyla bakarsak o zaman Türk misafirperverliğinden bahsedemeyiz. Turizm ve konaklama alanında müşteriler, misafir olarak kabul edildiği takdirde farklılık yaratılır. Biz de “Tanrı misafiri” diye bir laf vardır. Otelde misafirlerimizle birebir temas halindeyiz, onun için hareketlerimize dikkat etmemiz lâzım. Güleryüz, tatlı bir söz, bir şeye ihtiyacınız var mı biz buradayız şeklinde bir emniyet verici konuşmayla misafiri seyahati boyunca mutlu edebilirsiniz. Aslında çok fazla bir şey yapmaya gerek yok.
Misafir Misafiri Doğurur, Biz Bugünlere Öyle Geldik
Biraz kendimiz olalım, biraz tabi olalım, biraz güler yüzlü olalım ve o anki dertlerimizi düşünmeyelim, misafirimize konsantre olalım, en mühim hadise budur. Misafir memnun giderse, gidince anlatır size beş müşteri yollar. O beş müşteriyi memnun edersek onlar 25 müşteri yollar diyerek çoğalır. Nitekim Türkiye bugün 35-40 milyonlara durup, dururken gelmedi. Bu Güleryüz, bu memnuniyet, bu yardımlaşma sayesinde oldu.
İşinizi Severek Yapın
Başarılı işler her zaman yapılabiliyor yeter ki iyi niyet olsun. Yaptığınız işi severek yapın. Sevmiyorsanız bırakın hiç başlamayın, yapmayın o işi. Hem iş angarya gelir, hem de istediğiniz verimi alamazsınız.
Turizmci Olacaksanız İnsanları Sevmeniz Lâzım
İnsanlara kötü niyetle yaklaşmamanız lâzım. İnsanları mutlu etmek için bir gayret sarf etmeniz lâzım. Çünkü neticede arada bir de para alışverişi var. Müşteri size geliyor bir harcama yapıyor niye geliyor evindeki kafayı değiştirmek için, hayatını değiştirmek için, daha değişik bir şeyler görmek için, daha candan hissetmek için. İnsanın memnuniyeti çok önemli. “Türkiye’nin petrolü turizm sektörüdür” benzetmesini yapan Timur Bayındır; son olarak gençlere yapacakları işleri severek yapmaları gerektiğini, turizm sektörünün bir mensubu olarak insan sevgisine önem vermelerini ve öncelikli amaçlarının insanları mutlu etmek olduğu konularında tavsiyelerde bulundu.
Türk Misafirperverliğinin 10 Kanıtı ve Unsuru Vardır
Her şey dâhilin devamı ne olacak, dijitalleşme, turizmde gelecekte ne olacak konularında panellerde davetler alıyorum. Misafirperverlik kavramının Türk toplumundaki yerine dikkat çeken Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kınay; Türk misafirperverliğinin 10 kanıt ve unsuru olduğunu açıklayarak; bunları şöyle sıraladı:
1) Misafiri en iyi şekilde ağırlama ve evinin en güzel odasını misafirine ayırır, en güzel yemekleri yapar
2) Misafiri güler yüzle karşılama
3) Misafir terliği olmazsa olmaz
4) Misafir odası müze gibidir: Misafirlere özel olarak ayrılan sadece misafir geldiğinde kullanılan birçok evde bulunan odadır
5) Kendinden yaşça büyük veya küçüklere özel karşılama ritüelleri; büyüklerin elinin öpülmesi gibi
6) İkramda kusur olmaz, ikramlarına eşlik eden yiyecek ikramları olur
7) Misafire sunulan her öğünün ziyafete dönüştürülmesi
8) Misafire özel işlemeli havlu
9) Misafire kusursuz hizmet sunma
10) Misafiri kapıya kadar yolcu etme ve
11) Misafirin ardından su dökülür
Türk Misafirperverliğini Teknoloji ve Yeni Trendlerle Birleştirmeliyiz
Teknolojik değişim içerisinde yer bulmaya çalışıyoruz. Dünya’daki yeni trendlerin başında “deneyim” ve “deneyimleme” yer alıyor. “Yerelleşme” konusu trendler arasında yer alıyor. Her şey dâhilin en büyük zararlarından bir tanesi “yerelleşme” isteniyor ama misafir otelin dışına çıkamıyor.
Her şey Dijitalleşiyor Ama Lezzet ve Yemeklerimiz Dijitalleşmiyor
Türk mutfağı ve lezzetleri çok önemli yer tutuyor. Her şey dijitalleşiyor ancak yemek ve lezzet dijitalleşmiyor. Bir de sağlık çok önemli. Herkes sağlık ve güzellik için para harcıyor. Tasarım için nasıl bir çözüm üretiyoruz. Sosyalleşme çok önemli sosyalleşme fiziksel olarak mümkün değilse, sosyal medya ile bu mümkün oluyor. Yeni nesil bir yaşam var. Büyükşehirlerde yaşam kolay değil, yeşil alanlar az.
Dijital Göçebeler Artacak
Dijital Göçebeler dolaşmak istiyorlar. İnternet olması Dijital Göçebeler için yeterli. 2025 yılında Dünya’da 1 miyar Dijital göçebe olacak.
Turizmde Misafirperverlik Bizi Diğer Ülkelerden Ayrıştıracak En Önemli Özelliklerimizdendir
Türk misafirperverliğinin özelliklerinin markalaşması, Dünyada marka olması teknolojik imkânlarla daha kolay olacaktır.
En Etkili İletişim Yolu Videolar
Yemeğin tadından çok yemek instagramda güzel gözüküyor mu önemli hale geldi. Yeni teknolojilerle özdeşleşen “yapay zeka”, “blockchain” ve “dijital göçebeler” kavramlarının günümüzde konaklama sektöründe önemli değişimlere yol açacağına değinen Cem Kınay, gençlerin ve sektördeki yöneticilerin bu kavramları yakından takip etmeleri gerektiğini belirtti. Yeni trendsetter’ların Instagram, Google, Amazon ve Apple gibi markaların olduğunu hatırlatan Kınay; bu alandaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. “Türk misafirperverliği bu yeni trendler ve teknoloji ile buluştuğunda dünyanın en farklı, en değişik ülkesi oluruz” diyen Cem Kınay; markalaşma çatısı altında tarihi değerlerimizi, misafirperverliğimizi teknoloji ile buluşturduğumuzda önemli bir yol kat edileceğini söyledi. “Eğitim, Markalaşma ve sosyalleşme çok önemli. Eğer LinkedIn hesabı olmayan gençler varsa acil hesap açın. Kariyer planlamanız ve ülkede, dünyada neler oluyor konularında çok önemli” dedi.
II. Uluslararası Turizm Zirvesi sonrası üç efsane isime sertifika verildi ve anı fotoğrafı çekildi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.