İSVİÇRE ALPLERİNİ ARATMAYAN GÜZELLİK
İstanbul'lu gezginler İşyerinden arkadaşları ve aileleri ile farklı zamanlarda geziler düzenliyor
02 Kasım 2014 / 16:07
TURİZMİN SESİ
Bu defaki rotaları doğanın en güzel zamanlarından biri olduğu, renk cümbüşü içinde insanı mest eden görüntüler sunan,bir o kadar da tarihsel ve kültürel bir merkez olan Kastamonu ve çevresi idi. Çoğumuz için Kastamonu daha önce görülmeyen, pek de reklamı yapılmayan, ne gibi güzelliklerin barındırdığını bilinmeyen bir kentimizdi. Ben yıllar önce bu kenti Sinop ile birlikte gezmiş, güzelliklerini tanımış, lezzetli yemeklerinin tadına bakmış, gezmeye doyamamıştım. Geziye gelmeyi düşünen arkadaşlarıma da bunları anlattım ama kısıtlı bir sayıda kaldık ve gezimizi 18 kişi de olsa yapmaya karar verdik.
Cumartesi sabahı konağımıza geldik ve kahvaltı ederken tanıtım iÇin gezi programımıza tur animatörlüğü yapan Mustafa Çağır Bey bize katıldı. Vakit kaybetmeden Kastamonu Merkezindeki gezimize başladık.Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi, Saat Kulesi, Nasrullah Camii, Aşıklı Sultan Türbesi’ni, Cumhuriyet Meydanı’nı gezip Kent Merkezindeki Pazar Yerine gittik.Pazarda sergilenen ürünler aklımızı başımızdan aldı ve daha geziye başlarken ellerimiz torbalarla doldu. Sonrasında Seydiler’e doğru yola çıktık. Seydiler’de Şerife Bacı Müzesine doğru giderken Mustafa Bey çok akıcı bir şekilde bu yol üzerinde yaşanmış kahramanlık destanını, Kastamonu halkının katkılarını, vatanseverliklerini çok güzel şekilde bize aktardı.Sonrasında Küre ye doğru yola çıktık. Yol öyle güzel manzaralar sunuyordu ki, yağış olmamakla birlikte dağların üzerine doğru çökmüş Sis tabakası arka fonda muhteşem doğasıyla dağ manzarası bizi kendimizden aldı. O bölümde neredeyse her 100 metrede fotoğraflar çektik. Ersizlerdere rehberimiz Mustafa Çağır'ın da köyüymüş. Buraların doğasını neler yapıldığını, Ersizlerdere isminin neden verildiğini çok güzel aktardı. Hatta kısa bir yürüyüş de yapmayı önerdi ama vaktimiz olmadığından yapamadık. Küre ilçe merkezinde gezimizi yapıp, buradan kestane ve el yapımı baskı işlerinden satın aldık. Yemeğimizi de yine bu muhteşem doğa içinde yöresel lezzetler Ecevit Çorbası içtik ve Etli Ekmek ,Kanlıca mantarının kavurmasını yedik. Ecevit Çorbasının hikayesini keyifle dinledik.
Ersizlerdere gerçekten İsviçre Alplerini aratmayan güzelliklere sahipti.
Yemekten sonra İnebolu’ya doğru yola çıktık . Cumhuriyet Tarihimizde çok önemli katkıları olan İstiklal Madalyalı yiğit İnebolu’yu ve oranın kahraman insanlarını da Mustafa Çağır ve İnebolu Türk Ocağında görev yapan Nur hayat hanımın dilinden güzelce dinledik.Oradan da Abana üzerinden Kastamonu’ya Uğurlu Konaklarına geri döndük. İkinci gün sabah hareketle Ağlı üzerinden Azdavay’a ulaştık. Doğa içinde yeralan bu şirin ilçeyi ve Aşıklar Köprüsü’ nü gezdik. Küre Dağlarının muhteşem doğası içinde öyle harikalar var ki defalarca gidip günlerce gezmeye değer. Çünkü WWF’in korumada öncelikli alanlardan biri olarak belirlediği Küre Dağları, 2000 yılında milli park olduktan sonra, sahip olduğu doğal ve kültürel değerleri ve doğa turizmi konusunda yapılan çalışmalarla Avrupa’nın seçkin korunan alanları ağı olan PAN Parks sertifikasını Türkiye’de alan ilk milli park olduğunu ;Türkiye'nin en güzel sonbahar manzaralarının bu bölgelerde görülebileceğini rehberimiz anlatmıştı.
Horma Kanyonu’ na ulaştığımızda hepimiz çocuklar gibi mutlu olduk. Yüksek dağların arasından süzülen sular, küçük şelaleler eşliğinde akıp gidiyordu. Burada yürüyüş parkurunun sonuna kadar geldik ve Kastamonu’nun ne kadar önemli bir turizm merkezi olduğuna dair tekrar fikir birliğine vardık..
Doğal güzelliklerin peşine düşsek iki-üç gün daha burada kalmamız gerekiyordu. Vaktimiz sınırlı olduğundan Ilıca Şelalesini göremedik. Doğa içinde yemeğimizi alıp Safranbolu’ya doğru yola çıktık.
Kastamonu gerek tarihi gerek doğal ve kültürel değerleriyle defalarca ziyaret edilmesi grenken çok önemli bir kent olduğunu anladık. İnsanı da son derece konuksever ve güleryüzlü…Çoğu yerde bulamadığımız yakınlığı Kastamonu’da fazlasıyla bulduk.
Rehberimiz Mustafa Çağır de bizi mutlu etmek, bildiği herşeyi aktarmak, buraların kültürünü, doğasını, tarihini tanıtmak için epeyce dil döktü.. Kendisi aynı zamanda Ersizlerdere Kalkınma Eğitim ve Eko turizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı, TURGED (Turizm Geliştirme Derneği) Yönetim Kurulu Üyeliği ve KASGEG (Kastamonu Genç Girişimciler Derneği) Turizm Temsilciliği yapıyor ve kendini Kastamonu’nun tanıtılmasına kendisini Kastamonu'ya adamış bir dostumuza da başarılar diliyoruz.…Bundan sonra da Kastamonu’ya tekrar geleceğiz, bu defa görmediğimiz yerleri gezip, güzel insanları ile tekrar karşılaşacağız. Kastamonu bölgesinin eko-turizme açılması ve daha iyi pazarlanmasının da çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bunun için herkesin payına düşeni yapması şart olduğunu belirtiyoruz.
Etiketler: Mustafa Çağır, Horma Kanyonu, Ersizlerdere Kalkınma Eğitim ve Eko turizm Derneği , KASGEG (Kastamonu Genç Girişimciler Derneği)TURGED (Turizm Geliştirme Derneği)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.