22 Eylül 2024
  • İzmir36°C
  • İstanbul28°C
  • Antalya32°C
  • Ankara31°C

LUVİ UYGARLIĞI’NA AİT BULGULAR ORTAYA ÇIKACAK

Luvi Uygarlığı’na ait Bronz Çağı şehir kalıntıları Truva Antik Şehri’nde çıkarılmayı bekliyor

Luvi Uygarlığı’na ait bulgular ortaya çıkacak

21 Mayıs 2015 / 03:00

TURİZMİN SESİ

M.Ö. iki binli yıllarda Türkiye’nin batısında yaşadığı öne sürülen Luvi Uygarlığı’na ışık tutmak amacıyla araştırmalar yapan İsviçre merkezli Luvi Araştırmaları Vakfı’nın yeni çalışması, Truva Antik Şehri’nin henüz tamamen keşfedilmemiş olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre Hisarlık tepesinin batısındaki ova yüzeyinin 5-6 metre altında Luvi Uygarlığı’na ait Bronz Çağı şehir kalıntıları bulunuyor. Vakıfın Başkanı Dr. Eberhard Zangger, Kara Menderes ovasında helikopterle yapılacak bir jeofizik keşif düzenlenmesi ve elektromanyetik dalgalar yoluyla yüzey altının röntgeninin çekilmesi ile tarihin yeniden yazılabileceğini söylüyor.

luvi-uygarligi,bronz-cagi,truva-antik-sehri,luvi-arastirmalari-vakfi-baskani-jeoarkeolog-dr.-eberhard-zangger-,2.jpg
 
Luvi Araştırmaları Vakfı Başkanı jeoarkeolog Dr. Eberhard Zangger ve arkeolog Serdal Mutlu tarafından ortaklaşa hazırlanan ve Mersin Üniversitesi Kilikia Arkeolojisini Araştırma Merkezi’nin yıllık dergisi Olba’da yayınlanan akademik makale, dünyanın çok katmanlı arkeolojik sit alanlarının başında gelen Truva Antik Şehri ile ilgili bugüne kadar tespit edilmemiş bulguları ortaya çıkarıyor. İki yıl süren incelemeler sonucunda hazırlanan akademik çalışma, Çanakkale yakınlarındaki Truva Antik Şehri’nin henüz tamamıyla keşfedilmemiş olduğunu, mevcut alanın sadece yukarı şehri oluşturduğu savını tartışmaya açıyor. Dr. Eberhard Zangger ve Serdal Mutlu, Luvi Uyguarlığı’nın varlığına ilişkin tüm bulguları www.luwianstudies.org sitesinde, makaleler, video çekimleri ve illüstrasyonlarla detaylı olarak anlatıyor. Türkçe olarak hazırlanan bu site içerdiği veriler ile arkeoloji tarihine yeni bir perspektif kazandıracak. 
 
 “Truva’nın 5-6 metre altında yeni bir uygarlık yatıyor.”
Dr. Eberhard Zangger ve Serdal Mutlu’ya göre, Çanakkale yakınlarında bulunan ve herkes tarafından Truva olarak bilinen bu arkeolojik sit alanı, şehrin sadece yukarı şehrini oluşturuyor. İki akademisyenin yürüttüğü çalışmalar, Hisarlık tepesinde bulunan bölgenin, iddiaların aksine Truva’nın aşağı şehri olmadığını gösteriyor ve halihazırda aşağı şehir olarak bilinen bölgenin bir sarayın bahçesi olma ihtimalini gündeme getiriyor. Dr. Zangger, yirmi yıl süren yoğun arkeolojik incelemelere rağmen yukarı şehrin dışında fazla mimari kalıntıya rastlanmamış olmasını da bu varsayımla açıklıyor:“Truva’nın aşağı şehri aslında Hisarlık’ın 300-500 metre batısında, Kara Menderes Nehri’nin taşkın ovasında, yerin altında el değmemiş bir halde yatmaya devam ediyor. Arkeologların mevcut Truva şehir kalıntılarının batısındaki ovanın 5-6 metre altına doğru kazıya devam etmeleri, dönemin politik, ekonomik ve sosyal bulgularına yeni bir perspektif kazandırarak tarihin yeniden yazılmasını sağlayacak.”
 
Dr. Zangger, Truva Antik Şehri’nin batısındaki düzlüğün 6 metre altına inilmesi ile yeni bir uygarlığın izlerine de ulaşılacağını söylüyor. Dr. Zangger’e göre Orta Anadolu’daki Hitit Uygarlığı’yla Yunanistan anakarasındaki Miken Uygarlığı arasında yoğun bir yerleşim ağı bulunuyor. Zangger, bu yerleşimi Luvi Uygarlığı’nın oluşturduğu savını ortaya atıyor: “M.Ö. 2. binyılda Batı Anadolu’da yaşayan halkların çoğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu koluna ait olan Luvi dilini konuşurdu. Bu nedenle, yeni tespit edilen bu uygarlığı Luvi Uygarlığı olarak adlandırıyoruz. Luviler'in Truvalılar'dan ve Truva Savaşı’nda müttefiki olan halkların çoğundan oluştuğunu düşünüyoruz.” 
 
Tarihsel olayların ağırlıklı olarak politika, ekonomi ve teknoloji alanındaki gelişmeler tarafından belirlendiğini belirten Dr. Eberhard Zangger, geçmiş kültürleri daha iyi anlayabilmek için bu alanların daha ayrıntılı incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Günümüze kadar yapılan arkeolojik araştırmaların Batı Türkiye’deki Luvi Uygarlığı’nı tamamıyla görmezden geldiğine değinen Zangger, yürüttükleri çalışmalar ile Doğu Akdeniz’de, Bronz Çağı’nın sonlarında gerçekleşen tarihsel olayları, kronolojik ve rasyonel bir açıklama ile ortaya çıkardıklarını, Luvi Uygarlığı’nın M.Ö. ikinci bin yılın büyük kısmında iskân edilmiş 340 yerleşim yerini, sistematik olarak ilk defa kayıt altına aldıklarını sözlerine ekliyor.
 
Truva Savaşı ile Hitit ve Miken Uygarlıklarının çöküşü Luvi Uygarlığı ile açıklanabilir
Dr. Zangger Luvi Uygarlığı’nın varlığı kabul edildiğinde, Akdeniz bölgesinin arkeoloji tarihinde günümüze kadar açıklanamamış, Deniz Kavimleri'nin İstilası, Truva Savaşı, hatta Hitit ve Miken uygarlıklarının çöküşü ile ilgili bazı sorulara yanıt bulunabileceğini söylüyor. Zangger, Batı Anadolu’da bulunan küçük Luvi krallıklarını ve tarihe etkilerini şöyle anlatıyor:“Batı Anadolu’da bulunan Arzawa, Wilusa, Mira, Hapalla, Lukka gibi küçük Luvi krallıklarının birçoğu, M.Ö. 1200’den kısa bir süre sonra askeri bir ittifak oluşturdu. Bu krallıklar birlikte Kıbrıs, Suriye ve Kilikia’ya saldırarak, Büyük Hitit Kralı’nın ordusuyla denizde ve karada savaşa girdi. Savaş, Luvi krallıklarının Hitit İmparatorluğu’nu bozguna uğratarak tarih sayfalarından silmesi ile sonuçlandı.
 
O dönemde küçük Luvi krallıkları Kuzey Yunanistan’da Makedonya’dan Anadolu’ya ve oradan da Suriye ve Filistin’e kadar uzanan bir bölgeyi kontrolü altında tutuyordu. Böylece Mikenler'in hâkimiyetindeki Yunanistan’ın, belli başlı maden kaynaklarına ve ticari yollara ulaşması engellenmişti. Buna karşılık Mikenler de askeri bir ittifak oluşturarak Anadolu’nun Ege kıyılarındaki Luvi liman şehirlerine saldırdılar. İki taraf arasındaki savaş Truva’da yaşanmış ve şehrin yağmalanmasıyla son bulmuştu.”Dr. Zangger’e göre bu savaştan sonra ovadaki Truva şehrinin yapay su kanalları sistemi çöküyor ve Kara Menderes ile Dümrek nehirlerinin taşması sonucu şehir çamur altında kalıyor. Dr. Zangger, Truva’nın çamur altında kaldığına dair Antik Çağ’dan kalma çeşitli kaynakların da olduğuna dikkat çekiyor.Bu yeni veri ve iddialarla Truva Antik Şehri’nin henüz keşfedilmemiş alanını gün ışığına çıkarmayı hedeflediklerini söyleyen Dr. Eberhard Zangger, Kara Menderes ovasında helikopterle bir jeofizik keşif düzenlenmesi ve elektromanyetik dalgalar yoluyla yüzey altının röntgeninin çekilmesi ile tarihin yeniden yazılabileceğini söylüyor. 
Kaynak: Haber Kaynağı
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.