MEHMET REİS’İN DOKTORUNDAN İNANILMAZ İSTEĞİ
Ameliyathaneye cebinde “stok kartıyla” girdi; Türk bakliyatını 4 kıtada 22 ülkeye ihraç ediyor
06 Ocak 2016 / 12:36
TURİZMİN SESİ
Kuru gıda sektöründe 35 yılda, önce Türkiye ve ardından global pazarlarda bir dünya markası oluşturan Reis Gıda, 2015 yılının sonu itibariyle 4 kıtada 22 ülkeye, ülkemiz topraklarında yetişen bakliyat ürünlerini ediyor. Reis Gıda’nın 40 çeşit bakliyat ürününün, her gün dünyadaki 100 binlerce ailenin sofrasında olduğunu kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, ameliyat için ameliyathane girerken doktordan, fabrikanın günlük üretimini takip ettiği stok kartının da, ameliyathane elbisesinin cebinde olması ricasında bulunacak kadar, işini çok seviyor.
Türkiye’nin önerisiyle, Birleşmiş Milletler (BM)’nin ‘2016 Uluslararası Bakliyat Yılı’ ilan ettiğini hatırlatan Mehmet Reis, “Bugün dünyamızda, 800 milyonun üzerinde açlık sınırında yaşayan insan bulunuyor. Dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyarın üzerine çıkacağı düşünülürse, dünyanın daha fazla gıda üretmesi gerekiyor. Her ülkenin kendi halkını doyuracak kadar gıda üretimini yapması zorunludur ve bu konu başka bir ülkenin çiftçisine bırakılamaz. Bakliyat açlığa çaredir, doyurucudur, bitkisel protein sağlar, artımlıdır. Türkiye olarak, 2016 Uluslararası Bakliyat Yılında, yerli tohumlarımızla ürettiğimiz ürünlerimizle, dünyada yer almayı isteriz. Verimli topraklarımızı tarım dışı alanlarda kullanmamalıyız, genç nüfusu tarımda çalışmaya teşvik etmeliyiz, yerli tohumlar ile üretim yaparken bilinçli ilaçlamaya dikkat etmeliyiz. Kızılderili Atasözünde söylendiği gibi ‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, ben buna son arı öldüğünde bölümünü de ekliyorum, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’ sözünü de daima hatırlamalıyız” dedi.
Gelecekte dünyamızda ‘gıda ve su’ krizlerinin çıkabileceğini anlatan Mehmet Reis, bir yandan dünya nüfusu artarken, diğer yandan toprakla uğraşan nüfusla birlikte verimli toprakların azalmaya devam ettiğine işaret ederek, gelecekte ‘gıda ve suyun’ ülkeler arasında ciddi krizlere neden olabileceğini kaydetti.
Kuru gıdada en lezzetli ürünler, ülkemiz topraklarında üretiliyor
Katmerli Sohbetlerin 2015 yılı son toplantısı, 30 Aralık 2015 tarihinde, Faruk Güllüoğlu Şirinevler Şubesi’nde gerçekleşti. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak, Gazeteci Fikri Türkel ve Faruk Güllüoğlu ev sahipliğinde her ay gerçekleşmekte olan toplantıya, iş dünyası ve medyadan katılım gerçekleşti. Katmerli Sohbetlerin Aralık 2015 konuğu, iş dünyasında örnek alınacak birçok yönleriyle tanınan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ve Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi olan kızı Işılay Reis Yorgun oldu. Reis ailesi, 2016 bakliyat yılı başta olmak üzere, kuru gıda sektörüne ilişkin bilgiler verdi. Toplantının açılışını Fikri Türkel gerçekleştirdi ve sözü Mehmet Reis’e bıraktı. Bakliyatta en önemli etkenin ürünün bölgesi ve pişme özelliği olduğunu anlatarak konuşmasına başlayan Mehmet Reis, “Bugün ülkemizin bereketli topraklarında, yerel tohumlarla üretilen kuru gıda ürünlerimiz, dünyanın en lezzetli ürünleridir. Lezzeti, kalitesi ve güveni nedeniyle, bakliyat ürünlerine yurtdışından yoğun talep alıyoruz” dedi.
Hattuşaş mezarlarında, siyez bulguru izlerine rastlandığını hatırlatan Mehmet Reis, 10 bin yıl öncesinden genetiği hiç değiştirilmeyen siyez bulgurunun, Kastamonu’da üretiminin devam ettirilmesi noktasında desteklediğini ve bu tür tohumların Tohum Bankasında saklandığını söyledi.
Türkiye, 1 milyon ton kırmızı mercimek üretse, satabilir
Bu yıl Türkiye’nin kendi iç tüketimine yetecek kadar kırmızı mercimek üretmesine rağmen, kırmızı mercimek fiyatlarındaki yükselmenin başta ihracat nedeniyle olabileceğini anlatan Mehmet Reis, kendine özgü kalite ve özelliği nedeniyle ülkemiz topraklarında yetişen kırmızı mercimeğe, yurtdışından ciddi talebin bulunduğunu belirterek, “Türkiye, 1 milyon ton kırmızı mercimek üretse, dünyaya satabilir. Sadece kırmızı mercimeği değil, yine kendi iç tüketimimizi karşılayacak kadar üretilen buğday ve diğer bakliyat ürünlerinde yapılacak daha fazla üretim, iç pazarın yanı sıra, yurtdışından da ciddi talep görmektedir” dedi. Ülkemizin bereketli topraklarının önemini her fırsatta dile getiren Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti: “Hem kendi iç tüketimimize yetebilecek, hem daha çok ihracat yapabilecek bir konuma gelebilmemiz için, bakliyat ekim alanlarının daha da genişletilmesini, çiftçimize verilmekte olan desteklerin devam etmesini diliyoruz. Bu arada köylerimizdeki çiftçilerimiz yaşlanıyor ve kırsal alanda yaşayan nüfus azalıyor. Genç nüfusun, tarımda çalışmaya yönlendirilmesi konusunda, tarım sigortası gibi etkili politikaların oluşturulması gerektiğini düşünmekteyiz” şeklinde konuştu. Gıdanın toprağa bağlı bir ürün olduğunu da hatırlatan Mehmet Reis, Aralık 2015 itibariyle yeterli yağışların olmadığını ve Ocak 2016 itibariyle yeterli yağışların olmasının beklendiğini kaydetti.
35 yıl önce güvene dayalı Reis Gıda’yı kurdu, markanın temellerini attı
Reis Gıda’nın temellerini, 1981 yılında sadece güvene dayalı sermaye ile attığını anlatan Mehmet Reis, şunları söyledi: “Kastamonu İneboluluyum. Babam balıkçı idi ve küçük yaşlardan itibaren babama yardım ettim. Ardından, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. O yıllarda babam vefat ettiği için çalışmam gerekiyordu ve Unkapanı’nda pirinç ticareti yapan bir firmada çalışmaya başladım. 1981 yılında sadece güvene dayalı sermaye ile Reis Ticareti kurarak iş hayatına atıldım. 1993’de Reis Tarımsal Ürünler San. Tic. AŞ’yi kurdum. 2000 yılında, Taşköprü sarımsağının nehirlere dökülmesinin önüne geçmek için, Taşköprü’de Türkiye’nin ilk sarımsak işletme tesisini açtım. Birçok sivil toplum örgütünde başkanlık ve yöneticilik yaptım. İnebolulu işadamlarıyla birlikte Yakamoz Tatil Köyü’nü kurduk, başarıya ulaştı ve ardından yönetimi devrettim. İş hayatına “ya farklılaşacaksın, ya markalaşacaksın” diyerek yola çıktım. O yıllarda bana ‘-mercimeğin, nohuttun, pirincin, fasulyenin markası mı olur?’ diyorlardı. Bugün geldiğimiz noktada ben bu yolculukta; hem farklılaştım, hem 22 ülkeye ihracat yaparak ülkemizin kuru gıdada ihracatının ve global pazarlarda markalaşmasının önünü açtım. Özetle, her zaman ilkleri yapmayı sevdim ve seviyorum. Örneğin, 1990’lı yıllar enflasyon rakamlarının yıllık %110-120’leri bulduğu yıllardı. ‘Enflasyonla mücadele sadece hükümetlerin değil, işadamlarının da sorumluluğundadır’ diyerek ülkemizde ilk kez sabit fiyat uygulamasını başlattım ve o yıllardan itibaren sektörün Don Kişot’u olarak anıldım. Bir başka örnek verirsek, Avrupa Birliği’nin gıda hijyeni olarak benimsediği HACCP Yönetim Sistemi’ni, 2000 yılında sektörümüzde alan ilk marka olduk. Günümüze geldiğimizde 2015 yılı itibariyle, İstanbul Esenyurt'ta 9 bin 500 m2 kapalı alanı olan fabrikamızda üretim yapıyoruz. Bir aile şirketi olan Reis Gıda’yı, kızlarım Nilay Reis Göktürk ve Işılay Reis Yorgun ile birlikte yönetiyoruz” şeklinde konuştu.
7 yaşında paketlemede işe başladı
Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, 7 yaşından itibaren Reis Gıda’da çalışmaya başladığını ve ilk işinin paketleme bölümü olduğunu söyledi. İş hayatına paketleme bölümünden başlamasının büyük bir avantaj olduğunu anlatan Işılay Reis Yorgun, üretim esnasında herhangi bir sorun olduğunda, anında müdahale edebildiğini belirtti. Kendisinin Halkla İlişkiler ve Reklam, ablası Nilay Reis Göktürk’ün matematik okuduğunu ifade eden Işılay Reis Yorgun, Vatan Gazetesi ekonomi servisinde belli bir dönem ekonomi muhabirliği yaptığını ve sonrasında babası ve ablasına yardım etmek için aile şirketleri olan Reis Gıda’ya döndüğünü kaydetti. Yurtiçi ve yurtdışındaki tüketicilerin Reis Gıda’ya sonsuz güveni olduğunu anlatan Işılay Reis Yorgun, dönem dönem tüketicilerin böceklenme konusuyla ilgili arayabildiğini kaydederek, bazı aylarda bakliyat ürünlerinde böceklenmenin doğal bir süreç olabildiğini belirtti.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerimizi arttırarak sürdüreceğiz
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde ilklere imza atmaya devam edeceklerini ifade eden Işılay Reis Yorgun, şunları söyledi: “Ülkemizde ve dünyamızda obezite sayısı, her geçen yıl artıyor. Reis olarak 2009 yılında ‘Geleneksel Lezzetler Sağlıklı Nesiller’ sloganıyla başlattığımız obeziteyle mücadele kampanyamızı, ‘Abur Cubur Olacağı Budur’ ile devam ettirdik. Kampanyada bir sonraki slogan “Abur Cubura Karnımız Tok” oldu. 2015 yılındaki “Ev Yemeği Sofrada Hesap Ortada” çalışmamız ile sağlıklı bir toplum için obeziteye karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Aynı zamanda, Türk Kızılay’ının 144. yaşında, yurt içi ve yurt dışı insani yardım operasyonlarına verdiğimiz desteklerden dolayı, Reis Gıda’ya Altın Madalya ödülü takdim edildi. Toplumsal bir yara olan sokak çocukları, sosyal hayata tutunma mücadelesi veren bedensel ve zihinsel engelliler, kadın sığınma evleri, Çocuk Esirgeme Kurumları, Darülaceze, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı gibi birçok projeye, maddi ve manevi destek sağlamaya devam ediyoruz. Reis Ailesi olarak, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışıyla, toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarımızın üstünde tutarak; bunun ülkemize olan borcumuzu ödemenin bir yolu olduğunu biliyoruz” şeklinde konuştu.
Taşköprü sarımsağı iyi tarım uygulamasıyla Yeşil Ekonomi Ödülü kazandırdı
16 yıl önce, Taşköprü Sarımsağı’nın nehirlere dökülmesini önlemek için Kastamonu- Taşköprü’de Reis Sarmoni Sarımsak Tesisini kurduklarını hatırlatan Mehmet Reis, Taşköprü Sarımsağının aslının bozulmadan gelecek nesillere ulaşabilmesi için TÜBİTAK, Kastamonu Üniversitesi ve çeşitli üniversitelerle işbirliği yaparak, İyi Tarım Uygulamalarını çiftçilere anlatmaya devam ettiklerini açıkladı. Yerli tohumla üretilen coğrafi işaretli Taşköprü Sarımsağı Projesini, Metro Toptancı Market işbirliğiyle hayata geçiren Reis Gıda, 2015 yılında Yeşil Ekonomi Ödülü’nü aldı.
Kaynak:
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.