NAZAR BONCUĞU ÇİN TEHDİTİ ALTINDA

TURİZMİN SESİ

Boncuk ustası Mahmut Sür, ucuz Çin mallarının, mesleğin ilerlemesini engellediğine dikkati çekerek, özellikle Çin'den gelen plastik boncuklarla rekabet etmenin pek çok üretici için çok zor olduğunu, kendisinin kaliteli üretimle ayakta kalmaya çalıştığını, bütün gücüyle direndiğini anlattı.

Dericilik, keçecilik, bakırcılık gibi boncukçuluğun da yaşat ılması gereken mesleklerden biri olduğunu dile getiren Sür, halkın yüzde 80'inin plastik nazar boncuğu taktığını söyledi.

Sür, şöyle devam etti: "Artık halkımızın bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Plastik boncuk üzerine beyaz tutkalla göz yapıyorlar. Bunu asetonla silseniz çabucak çıkar. Halbuki cam boncuğun üretimde alın teri var, emek var. Buraya gelen turistler bana 'El yapımı boncuk üretimini bırakmayın' diye yalvarıyor. Bizdeyse böyle bir duyarlılık yok. Bu meslek yok olacak diye üzülüyorum."

Köydeki gençlerin mesleğe ilgi göstermediğinden de yakınan Sür, köyde kendisinden başka boncukların üretildiği fırınları yapmayı bilen kimse olmadığını, özellikle 1980'den sonra doğanların devamlı tükettiğini söyledi.
Mahmut Sür, nazar boncuğu konusunda tanıtım ve bilgi eksikliği olduğunu vurgulayarak, halka yerli malı nazar boncuğu takmaları çağrısında bulundu.
"El yapımı yerli boncuk takın, Çin malı değil" diyen Sür, yerli malı nazar boncuğunun hakiki camdan yapıldığını aktardı.

Sür, nazar boncuğu seçmenin incelikleriyse şöyle özetledi:
"Boncuğun deliğinde beyaz toz varsa kesinlikle yerli malı değildir, Çin malıdır. El yapımı boncuğun deliğinin bir tarafı geniş, bir tarafı daha dar olur ve içinde demir kalıntısı bulunur. Çin malı plastik boncuklar ne yazık ki bizi baltalıyor.

Çin'den gelen boncuklar yüzünden bir ara köyümüzde 12 olan ocak sayısı ikiye düşmüştü. Biraz daha toparlandık, şu an 5 ocağımız var."
Sür, Nazarköy'ü tıpkı Şirince gibi tanınan bir yer haline getirmeyi amaçladıklarını, bunun için 2009 yılı içinde bir "nazar boncuğu" festivali düzenlemek istediklerini bildirdi.