22 Eylül 2024
  • İzmir36°C
  • İstanbul28°C
  • Antalya32°C
  • Ankara31°C

SİGORTACILIK HAFTASI GELİYOR

Sigorta sektörünün temsilcileri 'sigorta bilincini arttırmak' için neler yapılabileceğini tartıştı

SİGORTACILIK HAFTASI GELİYOR

24 Eylül 2010 / 08:52

TURİZMİN SESİ


Sigorta sektörünün gündemi 'Sigorta bilincini arttırmak'' Sigorta Bilincinin Arttırılması' konulu seminerde bir araya gelen sigorta sektörü, sektörün şimdiye kadar ne kadar yol aldığını tartıştı, bundan sonra yapılabilecekler konusunda fikir alışverişinde bulundu. Seminere katılan sektör temsilcileri 'bilinci arttırmada eğitimin de şart olduğu' konusunda birleşti. Sigorta sektörünün 'Sigorta Bilincinin Arttırılması' konulu seminerde bir araya geldi. İstanbul Ticaret Odası'nda konusunda uzman konuşmacıların katılımıyla gerçekleşen seminer sigorta sektörü tarafından ilgiyle karşılandı.

Açılış konuşmasını İTO Genel Sekreteri Ahmet Naci Helvacı'nın yaptığı toplantının oturum başkanı ise İTO Meclis Üyesi 14 No'lu Meslek Komitesi Başkanı Levent Korkut oldu. Sigorta bilincinin arttırılması için yapılabilecek etkinliklerin masaya yatırıldığı seminerin son bölümünde ise acenteler yönetmeliği taslağı tartışıldı.

Abdurrahman Savaş Özkan: Gelir düzeyi arttıkça sigorta ihtiyacı hissedilecek Oturum başkanı Levent Korkut'un sigorta bilincinin önemini vurguladığı açılış konuşmasının ardından başlayan seminerde ilk olarak Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Abdurrahman Savaş Özkan söz aldı. Gerçek ve tüzel kişilerin yaşamları boyunca çeşitli risklerle karşılaştığını ifade eden Özkan, bu risklerin koruma altına alınması için geçerli olan en etkili risk yönetim şeklinin sigorta olduğunu söyledi. “Günümüzde çok çeşitli sigortalanabilir risk ortaya çıkmıştır. Buna doğru orantılı olarak da çok çeşitli sigorta ürünü tüketicilere sunulmuştur” diyen Özkan, Türkiye'de sigortacılığın son birkaç yılda aldığı yolu değerlendirdi. Özkan ayrıca, sektörde ulusal sermayeden fazla yabancı sermayeli şirketin faaliyet gösterdiğine dikkat çekti. Sigorta sektörünün son 2 yılki performansını değerlendiren Özkan, sigorta bilincindeki eksikliği, inanç ve güven düzeyindeki düşüklüğe rağmen beklenti düzeyinin yüksek olmasına bağladı. Özkan, gelir düzeyi yükseldikçe güvenlik ihtiyacının artacağına ve sigortanın önem kazanacağına dikkat çekti.

Tekin Memiş: Sigorta bilinci kalıcıdır
Seminerin ikinci konuşmacısı ise Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Tekin Memiş oldu. Sigorta bilincinin arttırılması için reklam kampanyalarına ağırlık verildiğini dile getiren Memiş,“Elde etmek istediğimiz sonuç birkaç poliçe daha fazla satmaksa bu reklamlar yeterlidir. Daha etkili bir sonuç almak içinse yarışma programları, çizgi film çalışmaları ve tanıtım programlarına da ağırlık vermek gerekir. Ancak sigorta bilinci için asıl gereken eğitimdir. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalıdır” dedi. Reklamların insanlara bir ürünün duyurulması açısında önemli bir araç olduğunu kaydeden Memiş, “Artık her şeyin reklamının yapılabildiği bir dönemdeyiz ve sigorta sektörü bu kanalı oldukça iyi kullanıyor. Ancak kanaatime göre sektörün yaptığı reklamlar sigorta bilinci oluşturmaktan ziyade sigorta farkındalığı yaratmaktadır. Bu da tüketicilere sigorta seçeneği olduğunu söylemek anlamında çok önemli bir adımdır” diye konuştu.

Sigorta bilincinin doğru tanımlanmasının da önem taşıdığına vurgu yapan Memiş sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumdaki sigorta bilincinden anladığımız şey kişilerin daha çok poliçe satın alması mıdır? Bence bu doğru değil. Bir yıl 3 kat fazla sigorta poliçesi satabiliriz ancak ikinci yıl o kişilere neyi satın aldıklarını anlatamazsak bu poliçe sayısı düşecek ve güvensizlik problemiyle yeniden karşılaşılacaktır. Bence bir kişinin ihtiyaç duyduğu ürünü tanıması, haklarını ve borçlarını bilmesi, sigortanın kapsamının farkında olması sigorta bilincine sahip olduğunu gösterir. Sigorta bilinci dediğimiz şey kalıcı olmalıdır.”

Gamze Diler: TSRŞB tanıtım atağını sürdürüyor
Seminerin ikinci oturumunun ilk konuşmacısı ise TSRŞB Basın Reklam ve Halkla İlişkiler Yönetmeni Gamze Diler oldu. TSRŞB'nin geçtiğimiz senelerde sigorta bilinciyle ilgili olarak yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını paylaşan Diler, “Türkiye'nin ciddi bir potansiyele sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Araştırmamızda edindiğimiz bulgulardan biri sigorta sahipliğinin bir zenginlik simgesi olarak algılandığı idi. Sektör olarak sigorta sahibi olmanın yüksek primler gerektirmediğini anlatmaya çalışmalıyız. Ayrıca sigorta şirketlerinin tanıtım kampanyalarında sigortalıların ihtiyaç duyduğu her an yanlarında olacağını hissettirmesi de önem taşıyor” dedi.

TSRŞB'nin son senelerde başlattığı tanıtım atağından söz eden Diler, şunları anlattı: “Geçtiğimiz yıl 'Sigortasız bir yaşamın bedelinin farkında mısınız?' temalı bir tanıtım çalışması gerçekleştirdik. Devamında belirlediğimiz hedef kitle doğrultusunda sigorta bilincini çocuklara da aşılamak amacıyla 2009 yılında 'Bay Hoop Evde Şamata' adlı oyunumuzu sahnelemeye başladık. BKM ile yürüttüğümüz işbirliği sonucunda senaryosu bu çalışma için özel olarak yazılan tiyatro oyunuyla 29 il dolaştık, 95 kez oyunu sahneledik ve 6.5 ay süresince 65 bin çocuğa ve onlar aracılığı ile velilerine de ulaştık. Bu bizim için çok önemli bir çalışma oldu. Böylece iki ayrı yaş grubunu tek bir etkinlikle yakalama fırsatı bulduk. Yine bu sene Uluslararası Reklamcılar Derneği ile bir çalışma yürüttük ve Üniversitelerarası Reklam Yarışması'na sponsor olduk. Konusunu bizim belirlediğimiz 'Risk ve Sigorta Bilinci' yarışmasına ülke genelinde toplam 23 üniversiteden 75 takım katıldı. Son dönemde ise yeni bir tanıtım çalışmasına imza attık ve 'Sadece çizgi film kahramanlarının sigortaya ihtiyacı yoktur' mesajıyla medyada yer aldık. Önümüzdeki dönemde de bu reklam kampanyamızı sürdüreceğiz. Ramazan süresine ekrana gelen 'Zamanında Sigorta' adlı yarışmayla da TV izleyicilerine sigortalı olmanın yarattığı güven temasını vurgulayarak ulaşmış olduk.”

Ahmet Genç: Hazine olarak üzerimize düşeni yapacağız
Oturumun son konuşmacısı T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç ise konuşmasına, bardağın her zaman boş tarafını görmemek gerektiğini vurgulayarak başladı. Genç, “Sektörün son senelerdeki performansına baktığımızda poliçe sayısının arttırdığını görüyoruz. Sektörün son dönemde gerçekleştirdiği tanıtım ve reklam kampanyalarının da daha önce yapılmadığını biliyoruz. Biz artık AB ölçeğinde işler başarıyoruz, onlardan geri kaldığımız bir nokta yok. Bizim ihtiyacımız olan 70 milyon vatandaşımızın da bize katılarak sigorta bilincine sahip olması” dedi.

TSRŞB'nin de sigorta şirketlerinin de son dönemde başarılı tanıtım çalışmalarına imza attığını belirten Genç, “Hazine olarak reklam kampanyası yapmak gibi bir şansımız yok. Ancak tanıtım ve bilinçlendirme adına çalışmalar yapabiliriz” dedi. 2001 krizi sonrasında ortaya çıkan olumsuz gelişmelerden sektörün yeni kurtulduğunu kaydeden Genç, “Kötü örnekleri ortadan kaldırmak önem arz ediyor. Sigorta şirketleriyle ilgili yansıyan şikâyet dilekçeleri tarihsel olarak minimum seviyede. Tahkim sistemi de tüketicilerin sigortaya olan güvenini arttıran bir gelişme oldu” diye konuştu.

TSRŞB'nin sigorta ihtiyacına dikkat çeken tanıtım çalışmalarına, şirketlerinse ürünlere ve kendi kurumsal kimliklerine yönelik çalışmalara ağırlık verdiğini ifade eden Genç, “Ancak bir diğer önemli nokta da ürünlere nasıl ulaşılacağının anlatılması. Ürünlere ulaşım çok önemli. çünkü hizmet ayağımıza gelmedikçe kendimiz bir girişimde bulunmuyoruz” dedi.

Sigortacılık haftası yolda
Hazine Müsteşarlığı'ndan Sigortacılık Genel Müdürlüğü'ne bir tanıtım ve bilinçlendirme stratejisi hazırlama görevi verildiğini kaydeden Genç sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bir çalışma grubu oluşturarak hazırlıklara başladık ve çalışmanın son aşamasına geldik. Burada önemli olan husus, TSRŞB ve sigorta şirketlerinin tanıtım çalışmalarını güçlendirecek çalışmalar yapılması. Sigorta bilinciyle ilgili aklımızda olan bir diğer konu da sigortacılık günü veya haftası gibi bir oluşum. Bu konuda farklı kurumlardan farklı tarih talepleri geldi. Biz en uygun zamanı bulmak ve herkesçe kabul edilmesini sağlamak için çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ben en uygun zamanın ilkbahar olduğunu düşünüyorum. Nisan- Mayıs ayı gibi etkinliğe uygun aylar üzerinde konuşuyoruz.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.