TAŞKÖPRÜDE ANTİK ŞEHİR
İhtiyar tarihin çok önemli yeni sayfaları birer birer açılmakta olan Taşköprü tüm bilim insanların ilgi odağı oldu
18 Ağustos 2009 / 10:59
TURİZMİN SESİ-YILMAZ PARLAR
Görkemli TAŞ KÖPRÜ SARIMSAK FESTİVALİ ile birlikte, ilçeye turizm katma değer kazandıran Belediye Başkanı Hüseyin Arslan, Taşköprü'ye yerli yabancı basının ve kültür-sanat severlerin dikkatlerini çekti.
Turizmde ikinci bir Efes olabilecek değerdeki Taşköprü, yapılan arkelog kazılar neticesindeki ortaya çıkan Antik şehrin tarihi geçmişiyle gurur duyacağı geleceğin turizmde görülmezse olmazların başlarında yer alacaktır.
Mutluluk Tanrıçası
Buluntularla hayat bulan Arkelog kazıların en heyecanlılarından biri olan muhteşem Mozaikli Roma Villasında; başının ortasında mavi taştan oluşan diadem takmış ve saçını ağdan örtü olan kekryphalos ile kapatan, iri göz ve burunlu, bir elinde topuz kısmı mavi taşlardan oluşan asa tutan, diğer eliyle de boynundaki madalyonu tutan, giysisi sarı, kırmızı ve beyaz renkli taşlardan olan ve Mutluluk Tanrıçası olarak adlandırılan kadın portresi, mutlu olan ilçeye artan turizm ile daha da mutluluk katacaktır.
Paphlagonia
Bölge eski yerleşim şehri adına sikkelerin bastırıldığı Pompeipolis, Paphlagonia baş merkez ve Paphlagonia imparotor Marcus Aurelius akrabası Claudius Severius Zamanında Metropolis Sebaste yani kutsal şehir olarak, tarihe geçmiştir
Pompeipolis ismi, Pontus devleti kral Mithridates'i yaptığı savaşta kesin yenilgiye uğratarak son verdiği Pontus devletine kazandığı zaferle bölgeye atanan Roma general Pompeius M:Ö. 64 şehri tamamen yeniden kurmasından sonra Pompeius şehri anlamında Pompeipolis denmiştir.
Pompeiopolis, orta çağ hristiyanlığın yayıldığı dönemlerde, kilise örgütü tarafından 536-553 yıllarında piskoposluk merkezi başpiskoposluk olmuştur. Selçuklu Devleti Hükümdarı Alaaddin Keykubat'ın amirlerinden olan Şeyh Hüsameddin Çoban'ın 1213'te Kastamonu ve çevresini ele geçirmesiyle birlikte Pompeiopolis kenti yerine bugünkü Taşköprü İlçesi kurulmuştur
İlçeye adını veren köprü, Candaroğulları döneminde 1366 yılında, Yağmur Bey'in oğlu Ali Bey tarafından Kastamonu Emiri Adil Bey'in oğlu Celalettin Beyazıt (Kötürüm Beyazıt) adına yapıldığı söylenmesine ragmen araştırmacı Schneider tarafından temelleri Roma dönemine kadar uzandığı iddia edilmektedir.
Sinop'ta Konsolos olarak görev yapan Fransız Pascal T.Fourcade tarafından, Pompeiopolis Antik Kenti 1811-12 yıllarında ortaya çıkarılarak,
uzun sure sonra 19. yüzyılın ikinci yarısında araştırma çalışmalarına başlanmıştır. Ağustos 2006 tarihinde Pompeiopolis kazı çalışmalarına Almanya Münih Üniversitesi'nden Prof. Dr. Latife SUMMERER başkanlığında çok sayıda uzman iştirak ederek önemli adımlar atılmıştır.
Haç çiçeği desenler
Bölgede yapılan araştırmalar neticesinde, Zımbıllı Tepe Höyüğü'nün güney ve doğu eteklerinde mozaikli alanlar tespit edilmiştir. Yapılan kazı çalışma buluntularında, Kenarları bordürlerle çevrili alan içinde, kırmızı beyaz renkli taşlardan oluşan geometrik bezemeler, yeşil renkli taşlardan oluşan sarmaşık diziler, haç çiçeği desenler genel olarak üçgen ve kübik mermerlerden, fırınlanmış renkli taş ve renkli camlardan yapıldığı görülmektedir.
Zımbıllı Tepe kalkerli arazinin nekropol alanı antik kentin mezarlık bölgesi olduğu zannedilmektedir. Ayrıca Yukarı Urgancı, Aygır Kalesi, Direkli Kaya, Bademci, Hobu Kayası ve Kale Kapı gibi Kaya Mezarları Gökırmak Vadisi'nde bulunmaktadır.
Bölgede yapılan yüzey araştırmaları neticesinde; Paleolitik (İ.Ö. 600000-10000) Çağa ait birtakım buluntular tespit edilmiştir. Yine sırasıyla Neolitik (İ.Ö. 8000-5500), Kalkolitik (İ.Ö. 5500-3000) ve Erken Tunç (İ.Ö. 3000-2500) Çağına ait buluntuların tespit edilmesi, kültür tabakalarının ardı ardına devam ettiğini gösterir
İ.Ö. 2. binlerde dönemde bölgede Pala ve Tumana Devletleri, gerek dil gerekse yazı itibariyle Anadolu'da önemini korur. Pala Devleti'nin dili Palaca, Anadolu'da konuşulan üç dilden biridir. İ.Ö. 2. bin sonunda Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bölgede sırasıyla: Phryg, Kimmer, Lidya, Pers, Makedon ve Hellenistik Krallıklar, Bithynia ve Pontus Krallıkları, Roma, Bizans ve Osmanlı egemenlikleri hüküm sürmüştür
Dahara Nehir Ülkesi
Hitit metinlerinden edinilen bilgilere göre, Taşköprü ve çevresinin adının İ.Ö. 2000-1200 yıllarında '' Dahara Nehir Ülkesi '' olarak geçtiği söylenebilir. Taşköprü Gökırmak üzerine kurulan ilçenin simgesi olan köprüden adını almaktadır. Yine çeşitli tablet ve metinlerden edinilen bilgilere göre bölgenin Paphlagonia adını alması ise, İ.Ö. 1. binde olmuştur
Prof. Dr. Jörg FASSBINDER ve Tomas GORKA, jeofizik ölçümleri yaparak magnetometre aygıtda de görülen sonuçların, Pompeiopolis Antik Kenti'nde toprak altında olan, 80x40 metre ölçülerinde bir tapınak, agora (pazar yeri), büyük ve küçük antik tiyatro gibi mimari yapıların kalıntılarının bulunduğudur. Macellum yani antik Roma da yiyecek maddeleri çoğunluklada et satılan ticari bir alanın olduğu tahmin edilmektedir Taşköprü ilçesinin doğusunda yer alan, Bizans Çağı kalesi olan Kızlar Kalesi mevcuttur.
Pek çok imparatorlukların şehri ve merkezi olan, Taşköprü Belediye Başkanı Hüseyin Arslan'ın Turizm adına hertürlü hizmeti verdiği, çok zengin kütür sanatı barındıran Taşköprü, ilerdeki yıllarda Turizm gözde yerlerinden biri olacağı muhakkakken, ağaçlık ormanlık arazi içinde yer alan çiçeklerle dolu bol oksijenli güzel şirin ilçenin misafirperver güleryüzlü insanlarıda hak ettikleri turizmde yerini alacaktır.
Yılmaz Parlar
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.