TESADÜFEN BULUNAN TARİH
Emekli olmasına rağmen günlerinin büyük çoğunluğunu İzmir'in Selçuk ilçesinde geçiren Arkeolog Hueber, Ayasuluk kazılarını ziyareti sırasında açıklamalarda bulundu
15 Eylül 2009 / 10:13
TURİZMİN SESİ
Efes Antik Kenti'nin en ilgi çekici bölümlerinden biri olan ve yüzyıl önceki kazılarda ortaya çıkar ılan Celcus Kütüphanesi'ni, 1970-1978 yılları arasında yürüttüğü çalışmalarla "ayağa kaldıran" kişi olarak bilinen Avusturyalı arkeolog Friedmund Hueber'in, eksik parçaları İzmir'deki bir incir ağacının altında bulduğu öğrenildi.
Hueber, Türkiye'ye ilk kez 1965 yılında geldiğini, çeşitli kazılarda yer aldıktan sonra 1970'te Efes'te çalışmaya başladığını anlattı.
Ekibiyle birlikte çalışmalarını Celsus Kütüphanesi üzerinde yoğunlaştırdıklarını, 1903 ve 1904 yıllarındaki kazılarda ortaya çıkan kütüphahe binasının ayağa kalkmasının "enteresan ve zorlu olaylarla dolu" olduğunu ifade eden Hueber, Celcus'un orijinal parçaların tam ve doğru yerlere yerleştirilip gerçek haliyle ayağa kalkması için uzun süren arkeolojik ve mimari araştırmalarda bulunduklarını bildirdi.
Hueber, Celcus Kütüphanesi üzerindeki çalışmalar sırasında yaşadıkları ilginç olayı, şöyle anlattı: "Binanın parçaları 1903-1904 kazılarında çıkmıştı. 7 parça Avusturya'ya gitmiş, parçaların bir kısmı Efes'teydi. 52 parça ise İzmir'deki Agora Açık Hava Müzesine gönderilmişti. Bunları bir araya getirirken, çok enteresan bir olay yaşadık.
Arkadaşlarımla 52 parçayı incelemek ve almak için İzmir'e geldik. Alanın tamamını gezdik. Efes'ten hiçbir parçaya rastlamadık. Müzenin bekçisi, öğle tatilinde bizim içeride kalmamıza izin verdi. Arkadaşlarımla tepede bulunan bir incir ağacının altında umutsuzca otururken, baktık ki eksik parçalar oturduğumuz tepenin altında gömülü. Bir arkadaşım ucu görünen bir taştaki motifin Efes mimarisiyle uyumlu olduğunu söyleyince çok ilgimizi çekti. Birkaç gün süren çalışma sonunda, kaybolan parçaları o tepenin altında bulduk. Aslında çok da iyi olmuştu, çünkü toprak, parçaları korumuştu."
Kütüphane çalışmaları sırasında Roma mimarisi ve Efes kentinin genel mimarisi üzerinde çok önemli bilgilere ulaştıklarını, eğimli temel tekniğinin o güne kadar sanıldığı gibi ilk kez Yunanlılar tarafından değil, Romalılar tarafından kullanıldığını anladıklarını ifade eden Hueber, perspektif ve meydan mimarisiyle ilgili önemli bulgulara ulaştıklarını bildirdi.
Hueber, "Efes, 1978 yılına kadar düz bir alandı, Celcus'un ayağa kalkmasıyla Efes kentine 3. boyut kazandırılmış oldu. Bunu gözlerimizle gördük ve gördük ki burası bir köy mimarisi değil, enfes bir mimari zekanın ürünüdür, anladık ki bir metropolün merkezindeyiz" dedi.
Efes'in ve Selçuk'un hayatında önemli bir yeri olduğunu anlatan Hueber, özellikle burada düzenlenen kültürel etkinlikler ve konserlerden büyük keyif aldığını belirtti.
Hueber, "Bugün gezerken insanlar kütüphanenin ihtişamını gör üyor, bense onu oluşturan 757 parçanın bir araya gelişini gözümde canlandırabiliyorum" dedi. Hueber, 1965 yılından bu yana Türkoloji bölümü mezunu olan eşiyle birlikte yılın bir bölümünü burada geçirdiklerini belirterek, eşinin de Türkiye'yi çok sevdiğini bildirdi. Hueber, "Artık emekli oldum, ama buradan da ayrılamıyorum, eşim de burada yaşamak istiyor, anılarım ve mesleğimle ilgili kitap yazacağım" diye konuştu. Efes'in, sadece bir arkeolog olması anlamında kendisi için değil, bütün insanlık için büyük önemi bulunduğunu ifade eden Hueber, buradaki her taşın eski zamandan belgeli olduğunu, bunları bozmamak gerektiğini bildirdi.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.