TURİZM SEKTÖRÜ 2033'TE BÜYÜK BİR BAŞARI YAKALAYACAK

TURİZMİN SESİ

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) tarafından düzenlenen Turizm Yatırım Forumu (TIF)'de Türkiye turizminin geleceği, yatırım fırsatları, markalaşma ve sürdürülebilirlik gibi konular ele alındı. Forumun açılış konuşmasını yapan TTYD Başkanı Oya Narin, Türkiye turizminin büyük bir potansiyele sahip olduğunu ve 2033 yılında 135 milyar dolarlık bir gelir hedeflediklerini açıkladı.

TIF 2023'te konuşan TTYD Başkanı Oya Narin, Türkiye'nin dünyanın en çok ziyaret edilen dört ülkesinden biri olduğunu belirtti. Bu başarının devam etmesi için turizm sektörünün rekabet gücünü koruması ve artırması gerektiğini vurgulayan Narin, bunun için de yatırımların çeşitlendirilmesi ve kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini söyledi. Oya Narin, Eylül 2023'te yayınlanan Orta Vadeli Program'da (OVP) turizme verilen öneme dikkat çekerek, "Turizm sektörü cari açığın kapatılmasında büyük bir rol oynayacak. Biz de TTYD olarak Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ilk 10 yılında doğru politikalar ve anlamlı müdahalelerle 2033 yılında gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 7,5'ine denk gelen 135 milyar dolarlık bir gelir elde etmeyi hedefliyoruz. Bu da cari işlemler dengesini ciddi boyutta iyileştirecek." dedi.

Forumda markalaşma konusuna da değinen Narin, Türkiye'nin turizm işletmeciliğinde ulusal ve uluslararası markaların daha fazla yer almasının sektörün büyümesine katkı sağlayacağını ifade etti. Narin, "Markalaşma hem kaliteyi hem de tanınırlığı artırır. Türkiye'nin turizm işletmeciliğinde rüştünü ispatladığını ve hemen her segmentte misafirlerini ağırladığını biliyoruz. Ancak bunu daha da ileriye taşımak için markalaşma stratejilerine ihtiyacımız var. TTYD üyeleri olarak Türkiye'de bugüne kadar yapılan 120 milyar ABD dolarlık yatırımın yarısını gerçekleştirdik. Yeni ve daha iyi ürünlerle ülke turizmini yukarıya çıkarmakta kararlıyız." diye konuştu.

2022 sonunda 5 yıldızlı tesis başına ortalama yatak sayısında İspanya, Yunanistan, Fransa ve Mısır’dan çok daha fazla sayıya sahip olduğumuzu belirten Narin "Bu tesislerimizi geliştirmemiz lazım. Rekabet gücümüzü yüksek tutmamız gerekiyor. Çok değerli yatırımlara da fırsat sunuyor. Rezidans turizmi pandemi ve uzaktan çalışma prensiplerinin oluşmasıyla gayrimenkul dinamikleri ve turistik kiralama yaklaşımı değişti. Son dönemde turistik kiralama konusu ülkemizde çok tartışılmıştı. Bakanlığımız da bununla ilgili girişimlerini ortaya koymuştur. Bugüne kadar turizm sektöründe büyüme Antalya ve Ege olarak gelişti ve gelişmeye devam etti. Karadeniz Bölgesi, termal turizm gibi yeni bölgelerin gelişmesini çok önemli buluyoruz. Anadolu’yu sağlık wellness turizmi üzerinden geliştirmeli yatırımları artırmalıyız.

Oya Narin, 2022 sonunda 5 yıldızlı tesis başına ortalama yatak sayısında Türkiye'nin Avrupa ve Afrika'daki rakiplerinden çok daha ileride olduğunu belirtiyor. Bu, Türkiye'nin kaliteli hizmet sunma konusunda avantajlı olduğunu gösteriyor. Oya Narin, bu avantajın korunması için tesislerin sürekli iyileştirilmesi gerektiğini de söylüyor. Ayrıca, Türkiye'nin çok değerli yatırım fırsatları sunduğunu, özellikle rezidans turizminin pandemi sonrası dönemde önem kazandığını ifade ediyor.

Oya Narin, son dönemde ülkemizde çok tartışma yaratan turistik kiralama konusuna da değiniyor. Bakanlığın bu konuda gerekli düzenlemeleri yapacağını belirtiyor. Narin, turistik kiralamanın hem yerel halka hem de turistlere fayda sağlayabileceğini, ancak bunun denetimli ve adil bir şekilde yapılması gerektiğini vurguluyor.

Oya Narin, Türkiye'nin turizm sektöründe büyümesinin sadece Antalya ve Ege ile sınırlı olmadığını, Karadeniz Bölgesi gibi yeni bölgelerin de geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Narin, Karadeniz'in doğal güzellikleri, kültürel zenginliği ve termal turizm potansiyeli ile ön plana çıktığını belirtiyor. Ayrıca, Anadolu'nun sağlık ve wellness turizmi için de uygun bir bölge olduğunu, bu alanda yatırımların artırılması gerektiğini ifade ediyor.

Oya Narin, Türkiye'nin turizmde rekabet gücünü yüksek tutmak için hem mevcut tesislerini geliştirmesi hem de yeni yatırımlar yapması gerektiğini, hem geleneksel hem de alternatif turizm alanlarında farklı bölgeleri değerlendirmesi gerektiğini, hem pandeminin olumsuz etkilerini aşması hem de yeni fırsatları yakalaması gerektiğini anlatıyor. Türkiye'nin turizmde büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bunu gerçekleştirmek için de çalışılması gerektiğini gösteriyor.