TÜRSAB'TA NELER OLUYOR DEĞİŞİMLE DEĞİŞİM GELDİ Mİ?
Bu yazıda son zamanlarda gündemden düşmeyen ve sıklıkla duyulmaya başlanan TÜRSAB’ta neler oluyor? neler olmuyor?konusunu masaya yatıracağım
30 Ağustos 2018 Perşembe 15:21
Bora ÖZGEN-TURİZMİN SESİ
Yeni bir yazı dizisiyle karşınızdayım.
Zira herkesten bir ses çıkıyor, kimisi olumlu kimisi olumsuz bahsediyor.
Peki biz kime inanalım, nasıl inanalım?
TÜRSAB'da 20 yıldan sonra "Değişim" 2200 oyla gerçekleşti.
Yönetimin değişmesiyle Değişim Hareketi TÜRSAB Yönetimi’ni oluşturdu.
7 aylık dönemde ne değişti? Neler oldu?
Yeni başkan ve yönetimin ilk işi mevcut tablonun fotoğrafını çekmekti.
Bir baktılar ki TÜRSAB ve iştirakleri iç içe geçmiş.
İştirak?
10 civarında şirket varmış..
Özellikle TÜRSAB Ltd’de olan yüksek borçlar can sıkıcıydı.
Neden mi?
TÜRSAB her yere kefil yapılmıştı..
Oysa ki 23. Dönem Genel Kurulu’nda TÜRSAB’ın Bilançosu 100 milyon TL’ye yakın (+) görünüyordu.
Nereden mi bu alacak?
TÜRSAB Ltd’den..
Arada ertelenen süreçte de iddiaya göre çekler havada uçuşmuştu.
Yeni yönetim, bir yandan her gün arka arkaya ve iddiaya göre eski yönetimin yönlendirdiği hacizcilerle uğraşırken, bir yandan TÜRSAB Ltd’ye C1 vizesi (Libya, Cezayir, Tunus) ve indirimli müze biletleri için ödeme yapmış acentelerin parasını, biletini veya vizesini almak için TÜRSAB’ın kapısını aşındırmasıyla uğraşıyordu..
Yeni yönetimin tam da burada geliştirdiği bir argüman vardı.
“Biz TÜRSAB’a seçildik. İştiraklere bakmıyoruz.“
Tabi bu iştiraklerde çalışan bir de personeller varmış. Onlarda yıllardır TÜRSAB’da çalıştıklarını zannederken yeni yönetimin biz iştiraklerle ilgilenmiyoruz deyişiyle ayrı bir şok yaşadılar..
Bir şoku da yaşayan acentalardı.
TÜRSAB Ltd. ve iştirakler tarafında plaka, bandrol, C1 vizesi, indirimli müze bilet vb. işlemleri için para yatırmışlardı. Fakat kendilerine söylenen “Biz TÜRSAB’a seçildik. İştiraklere bakmıyoruz ve üzerimize almıyoruz..”
Bir parantez açalım. (C1 vizesi bir şirkete verildi. Söylentiler arasında Yönetim Kurulu Üyeleri’nden birine yakındı. Yoksa bu acenta Kıbrıslı bir acenta mıydı? Deyip parantezi kapatalım)
Değişim hareketi çalışmaya çalıştı..
Atlamadan yazmak lâzım.
Genel Kurul öncesi ve sırasında devam eden gerginlik binaya da mı yansıdı?
Bir Yönetim Kurulu Üyesi bir acenta sahibinin gözlüklerini çıkartıp, yüzüne tükürürken, bir diğeri de eski mali müşaviri dövüyordu.. Yüzüne tükürülen acentanın başkana hitaben yazdığı yazıya yanıt verilmezken, tüküren kişi için işlem yapmayı bırakın uyarı bile olmamıştı.
Döven kişiye de “Senin üzerinde nazar var deyip“ “Nazar Boncuğu” takdimi yapılması cabasıydı.
Sırasıyla neler oldu neler?
TÜRSAB çok hızlı personel değişikliğine giderek, eski yönetime yakın olan çalışanları işten çıkartmaya ve kendine yakın personeller ile çalışmaya başladı.
Tercihidir yapabilir diyebilirsiniz ama personelin işten çıkarılırken maruz kaldığı tavır, tarz, üslup ve en önemlisi iddia edildiği üzere çirkin iftiralarla çıkarıldıkları yönünde...
Bir yandan TÜRSAB İktisadi İşletmeler adında kurulan şirkete geçiş yaptığı personellerin birikmiş maaşlarını öderken, bir yandan da şirketlerde olan personel maaşları ödenmemeye ve “mazbata öncesi maaşlar da bizi ilgilendirmez” denilmeye başlandı.
Halbuki bu personeller Genel Kurul’da 2 gün üst üste tüm acentalara hizmet vererek çalışan personellerdi. Başkan’da (Firuz Bey) salon dışında tüm personeli toplayarak, teşekkür ederek, helallik istemişti. Nereden bilsin bu personel işten çıkarılacağının helalliğiymiş.
Daha iyi anlaşılması için bir de örnek verelim: TÜRSAB iştirak şirketlerinde çalışan personeller arasında yapılan ayrıma gelince Yeni Yönetim göreve geldiğinde bazı personellerin 4 aylık maaşını ödemezken, bazı personellere %50’ye yakın zam verebiliyor, bazılarının geçişini kabul ediyor, bazılarına ise iş veriyor ancak görmezden gelir gibi davranıyordu.
He bu arada diğer iştirak şirketleri de bundan farksız tabi hala biriken maaşlarını almayan ve geçişi olmayan personel mevcut olduğu bilgisini aldık. Örnek bakınız Garibaldi...
Binaları kabul edip, şirketlerin mal varlığını kabul edip, bina içinde çalışan personeli kabul etmemek ayrı bir bakış açısı...
Bir yandan asil ve yedek yönetim kurulu üyeleri Ankara’ya çıkarma yapıp, bir çok bakanla görüşürken bir yandan da ilk bir kaç yönetim kurulu toplantısı da birlikte yapılıp, güç veya gövde gösterisi sergilenmekteydi.
Bu yedek üyelerin bakanları son görüşüydü.. Kabine değişti zannetmeyin..
Sadece zihniyet değişti.
Nasıl mı?
Artık yedekler TÜRSAB’ın gerçekleştirdiği bazı herkese açık toplantılar dışında ne yönetim kurulu toplantılarına davet ediliyor ne Ankara’ya..
Bazı Yedek YK üyeleri, YTK seçimlerinde de aday olacaktı.
İlk başta “Burayı hep birlikte yöneteceğiz. Asil yedek ayrımı yok diyen“ değişim hareketi ilk yönetim ekibinde mi ayrışmaya gitti?
Peki, bu dava için hareket eden insanlara kulak veriliyor mu? Konuştuğumuz bazı kişiler, “Bir çalışma kitapçığı hazırlanıp, dağıtılmıştı. Biz galiba sadece kitapta kaldık” diyorlar.
Bir de Başkan’ın “Sende küstürdüklerimizden misin?” sorusunu garipseyenler var.
Galiba 2 veya 3 kere yönetmelik değiştirildi.
BYK’lar vardı. Onlar oldu kısa adıyla YTK yani YÖRE TEMSİL KURULU..
İkinci Başkan (Hasan Erdem) oldu Başkan Yardımcısı ama minik bir değişiklik daha var. Artık 2 Başkan Yardımcısı daha var.
Selçuk Boynueğri (söylenen her şeyde her yerde adı var. Başkanla ilişkisi neden bu kadar yakın?)
Bedirhan Bayka.. Bedirhan Bey Genel Sekreter değil miydi? der dediğinizi duyar gibi oldum.
Evet yönetmelikte bu da değişti. Artık profesyonel Genel Sekreter var.
Şaşırtıcı olan bir şey var tabi burada oldukça fazla acenteden gelen “Hayret İbrahim Canatan nasıl Başkan Yardımcısı olmamış? Hukuk, özel kalem, İK her yerde parmağı var.“ Bazı özellikle de eski personellere de ayrıcalıklı davrandığı biliniyor.
O zaman hemen soralım. Hac ve Umre düzenleyen acentalara verilen sözler ne oldu? Durumları nedir?
Yeni gelen İK Müdürü’nün de İnsan Kaynakları yönetimini bilmediği, bundan oldukça uzak olduğu, kurum kimliği ile bağdaşmayan tavırları, üslubu gerek bina içerisinde gerek bina dışında çokça konuşulmakta.
Ayrıca bazı eski personelle neden bu kadar yakın?
Eski ve yeni yönetimi destekleme ayrımı olmaksızın oldukça büyük bir kitle bu yeni yönetmelikleri görünce “Yönetmeliği olmayan TÜRSAB daha iyi miydi?” diye soruyor.
Arada UBER TAKSİ polemiği patladı gündemi oluşturdu. Acentaların görüşü Başkanın bu krizi iyi yönettiği özellikle bir TV kanalında sert çıkıştığı ve Bakan’la konuyu sıcağı sıcağına konuşup, bunun üzerine Bakan’ın İBB Başkanı’nı arayıp, konunun çözülmesi üzerine talimat verdiği yönündeydi.
Bir de şöyle bir yorum var tabi.
Başkanın son zamanlar da çok fazla TV kanallarında boy göstermesi...
“Tabi Başkan’dır çıksın icraatlerini anlatsın ama biz neden bu icraatleri göremiyoruz” algısı konuşulmaya başlandı.
KGF Kredisi düşük faizle...
Kime sorsam ne kredisi? Kullanan var mı diye soruyorlar? Çek 100.000 öde 120.000 120 ay değil, 12 ay değil, sadece 2 taksit!
Başkan bir yandan 1618'de değişiklik yapılması yönünde çalışmaları yapmakta.
Ne getirecek bu yasal değişiklikler?
Gelen duyumlar ne yönde?
“2 yılda bir yapılan seçimlerin 3 yıla çıkarılarak Başkan’ın 2019 değil, 2020 yılına kadar elini güçlendireceği, belge devrinin önünün açılarak belgelerin 250.000 TL’den devredileceği, böylelikle de küçük acentaların bitirileceği meydanın büyüklere kalacağı“ ön plana çıkanlar...
Bazıları da “Asıl konuşulmayan ve getirilmek istenen Delege Sistemi mi?” diye soruyorlar.
2 - 3 defa yönetmelik değişti acentalar tarafından huzursuzluk yaşandı.
Ne eskisi ne yenisi memnun..
1618’de değişim olursa ne kadar memnuniyet yaratacak?
Sahada acentaların memnuniyetsizliği ve mutsuzluğu ise, ayrı yazı dizisi olur.
- Yine kendi araçlarıyla transfer yapamıyorlar.
- Tur faaliyetlerinde ki engeller kaldırıldı mı?
- Yine havayolları ile rekabet halindeler.
- Ayşe teyze turları ve kaçaklar son sürat devam.
- Aidatını ödediysen hizmet var. Ödemediysen yok.
- Seyahat acentalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere Birlik Çatısı altında vize ofisi açıldı mı?
- TÜRSAB üyelerinin ticaretini kolaylaştıracak neler yaptı ya da yapacak?
- BYK’lar / YTK’lar güçlü, etkin ve bağımsız yapılara dönüştürüldü mü?
- Küçük ölçekli seyahat acentaları korundu mu? Korunduysa ne yapıldı? Veya bundan sonra ne yapılacak? diye soruyorlar...
Incoming yapanlar, kongreciler çok sıkıntılıydı şimdi de Outgoingçiler müthiş sıkıntıda.
Malum kurlar aldı başını gidiyor.
Peki TÜRSAB kurlar ile ilgili havayolları ve oteller tarafında ne yapıyor? Hatta bazıları da bu kısa adı TİK neden kuruldu?
Acentelerin başta THY olmak üzere havayolları ile yaşadığı problemler ortadayken üstüne kur da patlamışken öncülüğünü ve sözcülüğünü TÜRSAB’ın yaptığı TİK (Turizm İstişare Kurulu) Ne yapar? Neden toplanılmaz? diye sormadan edemiyor..
Geriye dönüp bakıldığında seçim kazanan Değişim Hareketi’nin oyları ne durumda?
Değişim hareketinden konuştuğumuz bir çok kişi “ Hangi değişim? Ne değişimi? Evet yönetim değişti.. daha önce her gün arayan başkan aramıyor, aramamasını bırakın kendisine ya ulaşılamıyor, ulaşılsa da kafasının doluluğundan ilgisiz bırakılıyoruz hatta şu andaki yönetimde olan bazı arkadaşlarımızın havalarından geçilmiyor.
Onlara ulaşmak mı? Ne mümkün..
Başaran Bey veya Çetin Bey’i destekleyen bir çok kişi de boş yere demedik. “Tecrübe ve İstikrar gerek diye” diyor.
Arada gelen bazı yorumlar ise, “Yönetime zaman vermek gerektiği fakat ne yapmak istediklerini, ne yaptıklarını da bilmek istiyoruz” diye soruyorlar...
Asil Yönetim Kurulu Üyeleri ne durumda?
İkinci Başkan pardon Başkan Yardımcısı Sn. Hasan Erdem çoktan ayrış(tırıl)mış.
Yapılanlardan da yapılmayanlardan da oldukça mutsuz.
Bir çok YTK Seçimi’ne müdahil olduğu ve / veya yön verdiği değişim hareketi içerisinde ve acentalarda çokça konuşulmakta...
Ne dersiniz 2019’a aday olur mu? Başka birini destekler mi?
Diğerleri kendi içinde 2-3 parça..
Ya Yedekler? Ayrıştırılmış ve ötekileştirilmiş bir şekildeler.. Yoksa seçimimi bekliyorlar?
Ya Denetim Kurulu? Denetim Kurulu’ndan Sn. Halil Erol muhalefet bayrağını kaldıran ilk kişi her halde.
Ya Disiplin Kurulu? Başkanın rahatsızlıkları var.
YTK seçiminde de desteklediği aday mı seçimi aldı? Başka seçimlere de yön mü verdi?
Böylelikle Ankara’da değişim hareketi bloğunun kırıldığı yönünde bilgiler var.
Ya Ege YTK?
Ya Doğu Akdeniz YTK seçiminde ne oldu?
Minik bir bilgi bu YTK sınırları saha dinamiklerini bilmeyen bir hukukçuya mı teslim edildi?
Bir diğer konuşulan da YTK sınırlarının harita bilgisi olmayan bir Yönetim Kurulu Üyesi tarafından yapıldığı...
Neden mi?
Örnek vermek gerekirse; Boğaziçi, Şişli ve Adana YTK sınırlarını inceleyebilirsiniz...
Personeller ne yapıyor? Kalan huzursuz. Gelen? Kimisi keyifli kimisi keyifsiz..
Personellere verilen ikramiyeler ve maaş zamları ortalığı sakinleştirmeye yetiyor tabi.. Ne yapsın personel gönderilme korkusu varken, yönetim kendilerine yakın personeller faydalansın diye dağıttığı yüksek maaşlardan eski personel de nasibini alınca personelin sesi kesiliyor.
Hacizler sürekli kapıdayken, yeni yönetimin getirdiği bazı personellere verilen aşırı yüksek maaşlar delegelerin dilinde...
Bir de Yönetim Kurulu Üyeleri’nin Business uçuşları konusu varmış. Acentalar eski yönetim zamanı sadece Başkan Business uçarken ve özel durumlar da sadece Genel Sekreter uçarken, şimdi ise Yönetim Kurulu üyelerinin TÜRSAB bu zor koşullar altındayken Business uçması ne kadar doğru diye soruyorlar?
5.katta yapılan yeni düzenleme ile ofis oluşturulması TÜRSAB’ın Binası’nın taşınacağı konuşulurken ve hacizler durmuyorken ne kadar doğru ve bu maliyet ne kadar? diye acentalar soruyor.
Bir çok kişinin görüşünü aldıktan sonra bizim çıkarımımız; Evet yönetim zor bir görevi devraldı.
Bir yandan hacizler ve yüksek borçlarla uğraşırken acaba tamamen bunlara gömülüp, acentalardan ve sahadan mı uzaklaştı?
Vaatler arasında olan şeffaflık bırakılmamalı.
Önemli not: oldukça fazla görüşme yapılmış ve herkesin görüşüne önem verilmiştir. Hepsini aynı yazıya sığdıramadığımdan devamı gelecektir.
DEVAM EDECEK...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.