23 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • İstanbul19°C
  • Antalya25°C
  • Ankara18°C

YAYINCI VE EĞİTİMCİ NAZMİ KOZAK

Doç. Dr. Nazmi Kozak, turizm eğitimi ve bu alanda okutulan kitaplar denince akla ilk gelen hocalardandır... Yazmak ve yayıncılık dendimi mi Nazmi hoca için akan sular durur

YAYINCI VE EĞİTİMCİ NAZMİ KOZAK

14 Ekim 2010 / 18:17

TURİZMİN SESİ-(Kerem Köfteoğlu)


Yayıncılık sevdasından dolayı nelere katlanmadı ki? Bir kaçını sayalım: Mezun olduğu Mersin Turizm ve Yüksek Okulu'ndan, yayınlamasına soyunduğu 'Mezunlar Yıllığını' yetiştirmek uğruna bir yıl geç ayrıldı... Hayatında ilk kez yedek subayken aldığı maaşıyla, 5 Nisan kararlarıyla faizlerin tavana vurmasıyla iflas ettiği yayıncılık şirketinin vergi borcunu kapattı... Akranları çoktan “prof” unvanı alırken, o, çok sevdiği yayıncılık işine ara verip profesörlük işlemlerini bir türlü başlatamadı...

Nazmi hocayı tanıyanlar, çalışkanlığı, üretkenliği, kalender ve mütevazı yapısını çok iyi biliyor. Ancak, onu tanımayanlar da var. Böylesi insan öykülerinin bilmeyenlere de aktarılması gerektiğinden hareketle kendisiyle bir söyleşi yapmaya karar verdim.

Tipik Anadolu çocuğu
Doç. Dr. Nazmi Kozak, 1962'de Afyon'un Sultandağı ilçesine bağlı Yeşilçiflik'te doğdu. İlk ve orta eğitimini ilçeye yakın kasabada okudu. 1981'de Mersin'deki Turizm İşletmeciliği Yüksek Okuluna girdi. Yayıncılık sevdası bu okulda depreşen Kozak, okulun “Mezunlar Yıllığı” nı hazırlayabilmek için bir yıl geç mezun olmayı göze aldı. Öğrencilik yıllarında önce Antalya Kemer'deki Olimpos Otel'de staj yaptı. Sonra Adana'daki Büyük Sürmeli Otel'de çalıştı. Bu arada aklı fikri yayıncılıktadır. Nitekim, Adana Büyük Sürmeli'de 40 lira maaş alırken, Ufuk Yayınevi'den gelen ve 30 lira maaşlı teklifi kabul ederek yayınevinde çalışmaya başladı. Üstelik bu “aşkı” uğruna Mersin'deki evinden Adana'daki işine taşınıp durdu.

1987-1991 yıllarında tez öğrencisi olarak turizm masterı yaptığı Hacettepe Üniversitesi onun için dönüm noktası oldu. Buradaki öğretmelerin konuya hakim olmalarından etkilendi. Bilim akademisyenliğinin meslek değil, yaşam tarzı olduğunu, bu işin bir mesaisi olmadını, ciddiye alınması gerektini öğrendi. Bunları da yıllar içerinde yetiştirdiği 5 bini aşan öğrencisine yansıtmaya çalıştı.

Mecburiyetten yayınevi kurdu
Bilgi ve birikimini kitaplaştırdığı “Genel Turizm İlkeler ve Kavramlar” adlı eserini basacak yayınevi bulamayınca 1993'te Anatolia Yayıncılık adıyla bir şirket kurdu. Bu kitap, geçenlerde 10'ncu baskı yaparak şimdiye kadar 25 bin adetlik satış rakamına ulaştı. Kendi şirketinde yayınladığı kitapların hepsi günümüzde hâlâ alanının tek başvuru kaynağı ve en fazla satanlar olmaya devam ediyor. Ne çare ki, o yıllar ülkeyi kavuran ve faizlerin tavan yapmasına neden olan 5 Nisan kararları işlerini altüst etti. Yayınevi macerası büyük bir vergi borcu altına girerek bitirerek yedek subay olarak askere gitti. Askerken, hayatında ilk kez eline bir maaş geçecekti ki, bunun da keyfini süremedi. Çünkü, yedek subay maaşının çoğunu yayınevinin borcunu kapatmaya harcadı. Askerlik sonrası 1997'de Başkent Üniversitesinde 4 yıl çalıştı, 2000 aralık ayında da Anadolu Üniversitesi'nde çalışmaya başladı.

Anadolu Üniversitesi'nde, Hacettepe Üniversitesi'nden öğrendiklerinin üstüne kendi birikimlerini de katarak yoluna devam etti. Anadolu Üniversitesi'nde “Turizme Giriş, Turizm Pazarlaması ve Pazarlama Araçları”, “Araştırma Yöntemleri” ve “Bilim Etiği” konularında desler veriyor. Ön lisans öğrencileri de oldu bunların üçü yaptıkları çalışmalarla alanlarında en iyi doktora tezi ödüllerini aldı.

Anatolia Dergisi'nin doğuşu
Hacettepe'deki master öğrenciliği sırasında bir yandan okulun kütüphanesi öbür yandan Ankara'daki Turizm Bankası'nın Mehmet Özdemir tarafından kurulan arşiv ve kütüpnanelerinin sıkı bir takipçisi oldu. Buradaki yayınları incelerken bir yandan da tez hazırlayan öğrencilerin ihtiyacını karşılayacak Türkçe bir kaynak oluşturma fikrini geliştirdi. Takvimler 1990 yılını gösterirken, birkaç arkadaşıyla birlikte “Anatolia Turizm Çevre ve Kültür” adıyla bir dergi çıkardı. Yola birlikte çıktıkları diğer arkadaşlar Anatolia'dan ayrılınca, tüm işleri tek başına sırtlanarak günümüzde istikrarlı yılları geride bırakarak yoluna devam etti. Derginin Türkçesi bu güne kadak 100'ü aşkın, İngilizcesi ise 30 sayı yayımlandı. Epey fikir aldığı Turizm Bankası'nın arşivi SEKA'yı boylarken, onun inatla sürdürdüğü Anatolia Dergisi dört önemli aşama kaydederek ilerlemesini sürdürdü.

Bu dönemleri 1991-1994'teki yeniden yapılanma, 1994-1997 hakemli dönem, 1997-2001'de uluslararası hale gelip içeriğinin değişmesi ve 2002 yılında da uluslararası kongre düzenlemenin başlaması olarak özetleyebiliriz. Düzenlenen uluslararası kongrelere ortalama 150 kişi katılıyor.

Rüştünü ispat eden dergi, 2011'de beşinci döneme giriyor. Bu dönemde de artık 1997'den beri uluslararası alanda yayınlanan Anatolia: An International Journal of Tourism and Hospitality Research dergisi, dünyanın önde gelen İngiliz Routledge, Taylor & Francis Group tarafından yayına hazırlanacak. Söz kunusu grup, dünyada 1300 dergiyi yayına hazırlıyor. Grupla yapılan anlaşmaya göre, derginin editörlüğünü Prof. Dr. Metin Kozak ve Doç. Dr. Nazmi Kozak yapmaya devam edecek. Yayın kurulu ve bölüm editörlüklerinde bir değişiklik yapılmayacağı gibi, halen yılda iki sayı yayınlanan dergi artık yılda üç sayı olarak yayımlanacak. Kozak, bu girişimin derginin daha geniş kitleye ulaşması, teknik işlerin elektronik ortama taşınması ve dağıtımı alanlarında ciddi kolaylıklar getireceğine inanıyor.

Kozak'ın yayıncılık sevdası bunlarla sınırlı değil. Onun ilkini 1997, ikincisini 2002 ve üçüncüsünü 2007'de hazırladığı Akademik Dergiler kitabı dünyada türünün ilk örneği olarak biliniyor. Alanında bir benzeri olmayan bu kitabın dördüncüsü de 2012'de basıma hazırlanacak. Bunlara ek olarak 1996'da Türkiye Turizm Tezleri Bibliyografyası'nı hazırladı. 2001'den beri tek başına hazırladığı aylık Akademik Turizm Bülteni'ni veri tabanında kayıtlı 5 bin kişiye yolluyor. Söz konusu bültenin önde gelen turizm haber portallarında da yayımlanmasıyla, bilinirlik oranı 50 bin kişiye ulaşıyor.

Meryem hanımla tanışma
Kendisi gibi turizm eğitimi veren Prof. Dr. Meryem Kozak'la evli olan Nazmi hoca, eşiyle ilk kez 1991'de Hacettepe Üniversitesi'ndeyken tanıştı. Bu tanışmaya kardeşi Prof. Dr. Metin Kozak neden olmuş. Meryem hanım, kendisinin mezun olduğu Mersin'deki okula yazılan kardeşi Metin Kozak'ın hocası. Metin, Ankara'ya master için gidicek olan hocası Meryem Kozak'ı, yardımcı olması için Ankara'da'ki abisine yönlendirmiş. Nazmi hoca bir yandan tez yazıp, bir yandan kendisine yönlendirilen Meryem hanıma bir anlamda Ankara'da rehberlik yapmış. Derken bu tanışma-rehberlik 1994'te evliliğe dönüşmüş. Evlenmişler ama Nazmi hocada para pul iş-güç yokmuş. Meryem hanım Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi'nde göreve başlamış. Kozak çifti, yedi yıl mecburiyeten ayrı yaşamış. 2001'de Nazmi hocanın da Anadolu Üniversitesi'nde göreve başlamasıyla hasret yerini vuslata bırakmış...

Kendini geliştirmek için ABD'ye gitti
Nazmi hoca, 2004'te kendi imkanlarıyla ABD'ye gitti. Bir yıl kaldığı Virginya Tech Üniversitesi'nde hem dilini geliştirdi hem de yurtdışında turizmde neler yapıldığı konusunda bazı deneyimler edindi. ABD'nin turizmde pragmatik ve işin sosyal yanını değil de kâr kısmını önde tutması kafasına pek yatmamış. Ona göre, Türkiye'nin mutlak surette turizmin sosyal yanını öne çıkarması hatta ABD'yi değil, Fransa ve Almanya'yı örnek alması gerekiyor. ABD'de bol bol kitap okudu yeni şeyler öğrendi ve daha önemlisi kendine olan güveni arttı. Nitekim, ABD dönüşü ilk iş olarak 2002'den beri düzenlediği Lisanüstü Turizm Araştırmaları Kongresi'ni uluslararası boyuta taşımaya karar verdi. Bu kongre de alanında önemli bir yere sahip. Çünkü kongrenin benzerlerinden biri ABD, diğeri Güney Asya ve üçüncüsü Türkiye'de düzenleniyor.

Kapadokya'da destek görmedi
Nazmi hoca, bu yıl Kapadokya'da gerçekleştirdiği Lisanüstü Turizm Araştırmaları Kongresi için 10 bin el broşörü basıp dünyadaki turizm kongrelerine dağıttı. Bastırdığı 2 bin afişin yarısını yurtdışında, 30 bin broşürü ise Türkiye'de dağıttı. Pakistan Turizm Bakanı Shazia Marri'yi de ağırlıdı.Hazırladığı web sitesinde Türkiye ve Kapadokya'nın filmlerini koyup tanıtıma destek verdi. Bu filmlerin 100 kişi tarafından izlendiğini belirtirken, buruk bir şekilde “Buna karşın Kapadokyalı otelcilerden destek değil köstek gördük. Kongreden 8 ay önce Eylül-Ekim ayında otelcilerle anlaşma yaptık. Kongre gelip çatınca otelciler fikir değiştirip 'size fiyatları yarım pansiyon değil oda kahvaltı olarak vermiştik' diye ağız değiştirdiler. Otelde kongre dolayısıyla 500 kişi konaklama yaptı. Otelciler kazandı, biz karşılığını alamadık” diyor.

Nazmi Kozak, kardeşi Metin'le arasındaki ilişkiyi bayrak yarışına benzetiyor. Kardeşinin kendisinden sonra aynı okula yazıldığını anımsatan Nazmi hoca, “Ben ulusal çapta organizasyonlara odaklanırken, doktorasını İngiltere'de yapan kardeşim uluslararası alana yöneldi. Düzenlediğimiz kongrelerin lojistik, teknik destek gibi işlerini ben, uluslararası ilişkilerin koordinasyonunu ise kardeşim sağlıyor” diye konuşuyor.

4 kuşağı biraraya getirdi
Nazmi hoca, 2008 Belek'te gerçekleşen Turizm Araştırmaları Kongresi'nde kadirşinaslık anlamında önemli bir girişime imza attı. “Turizm eğitimine gönül ve destek verenlerin hayattayken ödülllendirilmeleri gerekiyor” diyen Nazmi hoca, duayen hocalardan Prof. Dr. Turgut Var'ı ODTÜ'de öğrencisi Prof. Dr. Hasan Işın Dener'le, Hacettepe Üniversitesi'nden hocası Prof. Dr. Dener'i kendisiyle, Anadolu Üniversitesi'nden öğrencisi Araştırma Görevlisi Çağıl Hale Kayar'ı da aynı sahnede biraraya getirerek birer teşekkür plaketi alınmasını sağladı. Böylece dört kuşağı biraraya getirmiş oldu. Kadokya'daki kongrede de 4 hocaya daha teşekür plaketleri verilmesini sağladı. Nazmi hocanın değerlere saygısı bunlarla sınırlı değil. Nitekim, 2000 yılında; Anatolia'nın ilk özel sayısını Prof. Dr. Hasan Olalı adına, 2010'daki son sayısını ise Prof. Dr. Hasan Işın Dener adını yayıma hazırladı. Böylece bu iki değerli hocayı bilmeyenlere tanıtma konusunda önemli bir görevi yerine getirdi.

İlklerin öncüsü
Nazmi hoca, yapılmamışları yapmaktan keyif alıyor. Yaptıklarının taklit ediliyor olmasından da başka bir keyif alıyor. Bunu da şöyle açıklıyor: “Biz sanıldığı gibi bu işleri çok para kazanmak için değil, iş üretmek için yapıyoruz. Önemli olan ortaya bir ürün çıkarmaktır. Yaptığımız işlerin birebir kopya edilmesiden şikayetçi değil, memnunuz.”

Nazmi hoca geçen yıl, turizm öğrencilerinin kendilerini tanıtıp düşüncelerini anlatabilmeleri için, Turizm Öğrencilere Kurultayı adıyla bir platforumun oluşturmalasını sağladı. İlkine de ikincisine de canla başla yardımcı oldu. Ancak, öğrencilerin şimdiye kadar fazla birşey yapmamasından şikayet ederken bile kalenderliğini kaybetmeden “Önümüzdeki dönemde neler yapacaklarını göreceğiz. Kurultay yönetim kurulunu belirledi. Bana bir şey sormadılar. Birşey yapsınlar, bana sormasalar da olur. Yeter ki, kayda değer birşeyler yapsınlar” diye ekliyor.

Nazmi hoca, ilklerine bu yıl bir yenisini ekledi. Anatolia Dergisi öncülüğünde, TUYED ve Anadolu Karikatürcüler Derneği'nin desteğini alarak, Türkiye'de ilk kez Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışması'nın düzenlenip gerçekleşmesine ciddi katkı sağladı. İlk yarışmaya 50'yi aşkın ülkeden 580 adet eser geldi. Hoca, ikincisine olan ilginin her geçen gün biraz daha arttığını söylüyor. Yarışmaya dünyanın dört bir yanından günde ortalama 10 eser geldiğini belirten Nazmi hoca, “İlk yarışmaya katılan eserlerin sergisini, Şubat ayında İstanbul'da gerçekleşecek EMITT Turizm Fuarı'nda açacağız” diyor.

Etiketler:
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.