22 Eylül 2024
  • İzmir36°C
  • İstanbul28°C
  • Antalya32°C
  • Ankara31°C

YENİ YILDA VİYANA'YI KUŞATIN

Novitas Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Gülsen Kırbaş,Noel ve yılbaşı için atlayın uçağa ve 2 saatte soluğu Avusturya'da alın, pişman olmayacaksınız diyor

YENİ YILDA VİYANA'YI KUŞATIN

15 Aralık 2011 / 11:23

TURİZMİN SESİ-GÜLSEN KI


Avrupa'nın kültür destinasyonu kentlerinde Noel ve yılbaşı telaşının tüm canlılığıyla başladığı şu günlerde, uzatılmış bir hafta sonunu hem kültür, hem de keyif ve damak tadıyla birleştirerek değerlendirmek isteyen gezginler için bir gezi önerimiz var: atlayın uçağa ve 2 saatte soluğu Avusturya'da alın, pişman olmayacaksınız. Avrupa'nın ortasında yer alan bu yüzölçümü küçük, ama tarihi, kültürü ve yaşam gustosu zengin ülkede, 3 gece 4 günde neler görebilir, neler tadabilirsiniz, kısaca anımsatalım size…

Geziniz bir Perşembe sabahı THY'nin 07.25 uçağıyla Viyana'ya uçuşla başlar. (Avusturya Havayolları da THY ile ortak uçuş yapıyor) Yerel saatle (Türkiye'den bir saat geri) 08.55'de Viyana havaalanına varılır. Şansınız varsa, bu mevsimde yağışsız, güneşli ve serin bir hava sizi karşılayabilir (ama yine de Orta Avrupa'nın mevsim normallerine uygun giyim bulundurmanız tavsiye edilir). Viyana'da önce otelinize transfer olup, odanıza yerleşip kısa bir moladan sonra şehri keşfetmeye hazırsınızdır artık. Tuna Nehri'nin kuşattığı ilginç bir coğrafyada yer alan bu tarihi şehir, özellikle imparatorluk döneminin Barok, Rokoko, Neoklasik mimari mirasıyla, Avrupa'da Arnuvo hareketinin ilk nüvelerini oluşturan “Sezession” akımının ve 20. yüzyılın yenilikçi akımlarının örneklerini cömertçe sunar gezginlere…

Tarihi şehrin kalbi olan ve şimdi yerinde olmayan eski surların izini takip eden ve kent merkezini bir halka gibi çevreleyen “Ring” (çember), tarihi şehrin en görkemli mimari kompleksi Hofburg Sarayı ve burada yer alan idari binalar ve müzeler kompleksi ki, 19. yüzyılda başlayan Efes kazılarından çıkan eserlerin o dönem götürülmüş olduğu Efes müzesi de buradadır ve mutlaka görülmesi tavsiye edilir. Yine saray kompleksinin tam karşısında yer alan ve ortasındaki efsanevi imparatoriçe Maria Theresia'nın heykeliyle sembolleşen, Sanat Tarihi Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi'ni barındıran muhteşem Maria Theresia meydanı, Gotik tarzdaki Avrupa'nın en muhteşem katedrallerinden biri olan Aziz Stefan katedrali (Stefansdom), yeni Gotik tarzdaki Belediye binası, kentin yeni yapılarından Modern Sanat Müzeleri kompleksi, Gotik çağdan günümüze uzanan dönemlere ait çok zengin bir resim sergisini barındıran sanat galerisi Albertina, Neorönesans tarzdaki dünyanın en ünlü opera binalarından biri olan Viyana Operası, ünlü alışveriş caddesi “Graben” (hendek) ve nihayet lüks mağazaların ve şık kafelerin adresi Kärntnerstrasse.

Bu rotayı, tamamen yürüyerek dilerseniz bir günde, dilerseniz saydığımız müzelerin en az bir kaçına girerek iki günde gezebilirsiniz. Tabii Doğa Tarihi ve Sanat Tarihi müzelerini layıkıyla gezmek günlerinizi alacaktır. Bu nedenle, seçim yaparak, sizi en çok ilgilendiren koleksiyonları ziyaret edebilirsiniz. Eğer resim meraklısı iseniz, özellikle Sanat Tarihi müzesinde, Avrupa resim sanatının çok önemli örnekleri sizi derinden etkileyecektir.

Ünlü Wienerschnitzel'i yerinde tatmalısınız
Bu güzergahtaki damak tadı duraklarına birkaç örnek ise şöyle sıralanabilir: öğle yemeğinizi Albertina'nın hemen yanındaki Augustinerkeller'de Viyana spesiyaliteleriyle yiyebilirsiniz. Viyana'ya gelmişken, ünlü Wienerschnitzel'i mutlaka yerinde tatmalısınız. Akşamüstü molanızda ise, Opera 'nın yakınındaki Sacher kafede Viyana'nın ünlü çikolatalı Sachertorte'sini, zengin Viyana kahve kültürü eşliğinde yemenizi hararetle tavsiye ederiz. Viyana'ya özgü nispeten hafif sütlü bir kahve olan Melanjı tadın. Bu lezzet bileşimini, uzun süre unutamayacaksınız. Ve Viyana'da geçireceğiniz akşamların bir tanesinde mutlaka kentin çok yakınındaki Heuriger şarap evlerinden birine gitmelisiniz. “Heuriger” in sözcük anlamı, “bu yılki” demek, yani son yılın mahsulü üzümden yapılan taze şarap. Hafif içimi ve hoş lezzetinin yanında, kolayca da sarhoş edebilen bu taze şarap, özellikle Viyana'nın yakın çevresindeki kırsal bölgelerdeki bağlarda öteden beri ziyaretçilere taze olarak sunulagelmiştir. Giderek zengin bir yerel menü ve müzik eşliğinde bir eğlence tarzına dönüşen bu şarap tadımı, günümüzde Viyana'ya giden her turistin vazgeçilmez program maddelerinden biridir. Heuriger mekanlarının en yoğun olduğu yerlerden birisi de ünlü Grinzing kasabasıdır.

Viyana'nın çevresi
Tarihi şehir merkezi ve “Ring” dışına çıkmaya vakit bulursanız, Tuna nehri ve onun bir yan kolu olan Tuna Kanalı tarafından sulanan kentin daha yeşil, sakin dış mahallelerini de görerek, kenti tüm boyutlarıyla algılama fırsatı bulursunuz. Bu dış mahallerde bulunan Birleşmiş Milletler binaları, Tuna parkı ve içinde bulunan Avusturya'nın en yüksek kulesi olan TV kulesi “Tuna Kulesi”, Viyana kuşatmasında Türklerin otağ kurduğu alan olan “Türkenschanzpark”, görebileceğiniz ilginç yerler. Tabii bir de ünlü Prater var ki, oraya da uğramadan dönmemelisiniz Viyana'dan. Ta Ortaçağlardan beri bu isimle anılan bu büyük park alanı, 19. yüzyıldan bu yana bir eğlence parkını barındırmakta ve ünlü dönme dolabıyla yüz yıldır turistleri buraya çekmektedir. Viyana'da alışverişin en gözde mekanları ise, Mariahilfer caddesi, Kärntner caddesi ve Graben'dir. Buralarda rafine Viyana zevkini yansıtan butik moda ürünlerini, goblen işlemeli dekoratif eşyaları ve takıları mutlaka görmelisiniz.

Müzik sanatının kalbi: Salzburg'dasınız
Viyana'nın merkezindeki en önemli tren istasyonu olan Westbahnhof'tan sık aralıklarla kalkan hızlı trenler, sizi yaklaşık 2,5 saatte ülkenin dördüncü büyük kenti ve müzik sanatının kalbi olan Salzburg'a ulaştıracaktır. İkinci gününüzün akşamı Salzburg'daki otelinize yerleşebilir ve hemen Salzach nehri kıyısındaki bir yürüyüşle kenti keşfe başlayabilirsiniz. Salzburg, sadece 150.000 nüfuslu küçük bir şehir olmasına rağmen, yüzlerce yıldır Avrupa müzik sanatının en önemli sahnelerinden ve üretim merkezlerinden biri olmuş ve adeta W. A. Mozart ismiyle özdeşleşmiş bir kenttir. Tarihsel açıdan bakıldığında ise stratejik bir kent, zira yüzyıllar boyunca çok önemli bir meta olan “tuz”un Avrupa'daki en önemli deposu olmuş. Zaten Salzburg'un sözcük anlamı “tuz kalesi”. Kentin tam ortasında şehirden 120 metre yüksek bir tepenin üzerinde kurulu olan ve Avrupa'nın en eski füniküleri olan çok kısa ama heyecan verici bir fünikülerle bir dakikada çıkılan “Hohensalzburg” kalesi, Ortaçağ Avrupa'sının en güçlü ve alınması neredeyse imkansız olan kalesiydi. 19. yüzyıla kadar Habsburglardan bağımsız bir prenslik olan Salzburg'un hükümranları, bu çok muhkim kalede oturuyor ve hüküm sürüyordu. Şu anda bir müze olan kaleyi ve görkemli mekanlarını gezmenizi ve tepedeki kafede kahvenizi yudumlayarak şehrin muhteşem manzarasının keyfini çıkarmanızı öneririz.

Şehrin en canlı bölgesi hemen kale altındaki dar sokaklar, küçük meydanlar, yazın Salzburg müzik festivalinin merkezi olan ünlü Akademi binası (Mozarteum), Salzburg katedrali, Aziz Peter kilisesi ve manastır kompleksidir. Tarihi sokakların en ünlüsü adını yine tarihsel fonksiyonundan alan “Getreidegasse” (tahıl sokağı) . Bu daracık sokak bugün şehrin en civcivli alışveriş merkezi, baştan sona şık butikler, giyim ve hediyelik eşya dükkanlarıyla her milletten turisti ağırlıyor. Buradan almadan dönmemeniz gereken, Salzburg'la özdeşleşmiş olan “Mozartkugeln”, yani içi badem ezmeli çikolata topları. Bunlar her yerde satılmakla beraber, belli markalar kalitede ön plana çıkıyor. Noel zamanı gidecekseniz, kentin farklı yerlerinde kurulan rengarenk Noel pazarlarını görmeden geçmeyin. Ayrıca, 17. yüzyıl yapısı Barok Mirabel şatosu ve görkemli bahçeleri de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında.



Mozart dolu bir akşama hazır olun
Salzburg'a gelmişken, Mozart'la dolu bir akşam geçirelim derseniz eğer, hem birbirinden harika Mozart opera parçalarından oluşan bir müzik ziyafetini, hem de harika bir akşam yemeği menüsünü birlikte sunan özgün bir gece programı önerebiliriz size: “Mozart Gala Dinner”. Yüzlerce yıllık St. Peter manastırının Orta Avrupa'nın en eski restoranı olan “Stiftskeller” mahzeninin Barok dekorunda sunulan bu Salzburg'a özgü bu gösteri, nefis bir akşam yemeğine eşlik eden, değişik Mozart operalarından derlenmiş bir repertuvardan oluşuyor. Salzburg akademisinin genç sanatçıları, opera kostümleri içinde siz yemek yerken salonu dolaşarak size enfes aryalar sunuyorlar. Salzburg'da geçireceğiniz son gecenizi bu gösteriyle kapatırsanız, günler boyu anılarınızdan silinmeyeceğine eminiz. Dönüşünüzü ya Viyana aktarmalı uçuşunuzla, ya da hemen sınır komşusu olan Münih'e 2,5 saatlik rahat bir yolculukla Münih havaalanından yapabilirsiniz. Kısa tatillerinize sığdıracağınız Viyana-Salzburg geziniz, az zamanda rengarenk anılarla döneceğiniz son derece keyifli bir zaman dilimi vaat ediyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.