CORONA SEZON FİNALİ : SIM MI? CHIP MI? CARPE DIEM MI?
ÇİĞDEM DİNÇ
20 Mayıs 2020 Çarşamba 09:48
Sevgili okuyucularım bu ay ki yazımı, tüm Dünyanın ve ülkemizinde gündeminden düşmeyen Corona konusundaki görüşlerim üzerine kaleme almak istedim. Corona ile ilgili ilk yazmı yine bu köşemde Mart ayında yazmıştım. Bu yazım biraz uzun oldu umarım keyif ile okursunuz, zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Hepimizin yakından takip ettiği gibi; Şu günlerde de ‘’yeni normal’’adı altında yapılan düzenlemeler ile bir nevi sezon finali olarak düşündüğüm, Corona karantina günlerinin sonuna doğru yaklaşmaktayız.
Tüm dünyayı tamamen sarıp sarmalayan CORONA COVID-19 pandemisi ile üzerinde yaşadığımız Dünya gezegenin aslında görünmeyen bağlarla birbirine nasıl da sımsıkı bağlı olduğunu görmemize imkan sağladı. Görünmeyen virüs bir anda tüm Dünyayı tek bir hedefe kiltledi. Bu süreçte olan en önemli olay; Tüm Dünyadaki insanlar ellerini doğru bir şekilde yıkamayı öğrendi, sağlığın temel şartının hijyen olduğu ve herşeyin başının sağlık olduğu anlaşıldı. Diğer yandan doğa yenilendi, bereketlendi.
Bu yazımda; Corona pandemisi Covid 19 virüs etkisi sonrası ve öncesi olarak medyada ve basında yayınlanan birçok karamsar tahminlerin ötesinde, başka bir bakış açısı ile aslında yaşanan gerçeklikte ki geleceğin aydınlık yüzünü sizlere göstermeye çalışacağım.
Lütfen şuna inanın ki çok yakın bir zaman diliminde bu pandemi mutlak kontrol altına alınıyor olacak şöyle ki; virüsün virulansı düşecek yani virüsün bulaşma hızı devam etsede. virüsün öldürücü etkisi azalacak diğer yandan da bulaşma ile çoğunluk bağışıklık kazanacak, virüs hızlı bir şekilde mutasyona uğrayarak başladığı gibi bir anda yok olacak ama ya sonrası neler olacak?
‘’Daha bugün ne olacağımız belli değil, ne geleceği’’ diyenlerinizi duyuyor gibiyim, ama bu yazının sizlere bir nebze de olsa iyi geleceğini düşünerek kaleme almak istedim . Öncellikle bundan böyle bu tip virüsler ile yaşamaya alışmalıyız. Ve bu dönem ile birlikte herşeyin çok daha güzel olacağına inanmalıyız.
11 Mart 2020 tarihinde Türkiye tüm Dünya gibi önemli bir değişimin içine girdi. Herkes için bu değişim planlı ve kişisel olarak isteyerek yaptıkları bir değişimin sonucu değil, beklenmedik, plansız ve en önemlisi de zorunlu bir değişim olduğu için bu değişime ayak uydurabilmek, kişisel olarak adapte olabilmek çok zorlayıcı bir süreç olarak herkesin gündeminde yer almaya devam ediyor.
Tedbirlerin hafifletilmesi ile birlikte; Normalleşme sürecini planyanlar en az zarar ile ( en az can kaybı ile) bu süreçten çıkabilmek adına; alınan kararları temkinli olarak yavaş yavaş uygulamaya koymaktalar. Her ne kadar normalleşme süreci temkinli bir şekilde planlansa da her an için bir B planı herzaman hazırda bekletilmektedir. Diğer yandan yukarıda da bahsettiğim üzere; Corona Covid 19 un mutasyona uğrayacağını ve asıl amacının insanları öldürmek değilde insan vücuduna yerleşerek yaşamak olan bu virüs ile yaşamaya alışacağız. Ve bu şekilde de Covid 19 da SARS ve MERS gibi başladığı gibi bir anda ortadan yok olacak diye düşünüyorum.
Şu günlerde bulaş yaşamış kişilerinde bu süreç içinde tedavi edilerek izalasyonlarının tam yapılması da ortadan kaybolan virüsün tamamen yok olmasına ortam sağlayacakdır. Şu yadsınamaz bir gerçek ki artık Corona virüs versiyonları ile yaşamak üzere hayatımızı planlamalı ve virüslerden korunmak üzere tedbirli yaşam tarzı benimsemeli ve çevremizdekileri de bu tarzı benimsetmeliyiz.
Şimdi yazımın ana konusuna geri dönmek istiyorum; Hepimiz günümüzde aslında ne kadar çok teknolojik ürünleri kullanıyorduk ve şu evde olduğumuz zamanda ne kadar çok kullanmaya devam ediyoruz, bir düşünsek bu virüs sonrası yaşanacağı söylenen birçok varsayımın hayatımızın içinde olduğunu da rahatlıkla görebiliriz.
Sanal olan neler mi var ? Aklımıza takılan her soruya cevap veren SİRİ, yada GOOGLE gibi arama motorları, her adımımızı sayan E-Sağlık uygulaması, kendi kendine kek pişiren, kendini temizleyen fırınlar, buzdolabındaki yemekleri cep telefonumuzda gösteren uygulamalar, çamaşırları bulaşıkları yıkarken her seferinde deterjanın miktarını kendi ayarlayan bunun gibi daha birçok akıllı ev aletleri, evin elektriğini, suyunu kontrol eden sistemler, trafikte en kısa yol alternatiflerini gösteren navigasyonlar, online mağazalarda daha evvel ilgimizi çeken veya alım yaptığımız ürünleri gösteren alış veriş asistanları, iş arkadaşlarımız veya dostlarımız ile sohbet imkanı sağlayan chat programları, görüntülü konuşabilmemizi sağlayan bir çok ürün, faks yerine kağıdı tarayarak birebir kopyasını veren tarayıcılar, 3 boyutlu ürün üreten yazıcılar, yabancı dilden başka dile çeviri yapan programlar ve uygulamalar, kitapların özetlerini yazılı veya sesli olarak sunan sanal kütüphaneler, tıp alanında; dermataloji, göz, kulak, burun, boğaz bölümleri için hastalardaki lezyonlara tanı koyabilen uygulamalar, emmar, tomografi gibi tüm vücudun en ufak noktasına kadar görüntüleme sağlayan cihazlar, çevrenizde gördüğünüz bir ürünü nereden alacağınızı gösteren bir sanal rehber, bahçenizdeki çiçeği veya bitkiyi ekrana gösterdiğinizde cinsini ve bakımını anlatan uygulamalar, binlerce restauranttan sipariş vermenizi sağlayacak uygulamalar, dünyanın her hangi bir destinasyonundaki restaurantta yer ayıryan sistemler, kişisel uçak bileti, otel rezervasyonları, tatil programlarını satın alabileceğiniz uygulamalar, birçok yemek tarifini bulabileceğiniz uygulamalar, bankacılık işlemleri için mobil uygulamalar, elektrklı araçlar, taşıt tanıma sistemleri, temasız kredi kartları, ödül kazandıran puan biriktiren uygulamalar, yarşmalar düzenleyen ortak paltformlar, şehir içi ulaşım ağlarını alternatiflerini sunan uygulamalar, video konferans imkanı veren uygulamalar, online eğitim ve kişisel eğitim portalları, hasta takip, müşteri takip CRM sistemleri, sosyal medya ağları gibi şuan bir çırpıda aklııma gelen örnekleri zaten gündelik hayatımızda çok sık kullanıyoruz. Bu uygulamaları ihtiyacımız oldukça da ve yeni versiyonlar ve konular eklendikçe daha sıklıkla kullanmaya devam edeceğimiz aşikardır.
Şimdi birçok kişi Corona Covid 19 sonrası herkese chip taklılacağı ile ilgili varsayımlarda bulunuyorlar. Zaten herbirimizde birer SIM var ve SIMSIZ yaşayamaz hale geldik, hiç kimseye CHIP takılmasına şu an yakın ve uzak gelecek için bir ihtiyaç bulunmamaktadır. Ayrıca yeri gelmişken söylemek isterim ki Digital paralar çok yakın gelecekte tüm devletlerin merkez bankalarının kontrollü altında basılacak ve yönetilecektir. Hali hazırda bulunan tüm digital parada devletlerin güvencesi altına alınacaktır.
Tüm Dünyada kullanıcı sayısı bakımından en yüksek hacme sahip iki dünya devi GOOGLE ve APPLE’ın virüsleri tespit edecek bir uygulama üzerinde çalıştıklarını duyduğumda; bu iki firma kullanıcısı olduğumuz uygulamalar ve ürünleri ile bizim bile aklımızda tutamadığımız kişisel bilgilerimizi ellerinde depolayan birer veri madenine sahiptirlerdir diye düşünüyorum. Bu dünya devleri isterlerse belkide kişilere özel uygulamalar ile tüm zararlı virüslerin tespitini yaparken virüslerin de kişiye bulaşımını minimize ederek hepimizin evden dışarı güven ile çıkmasını sağlayabilirler.
Dünyadaki ve ülkemizdeki bilim adamları bu virüse karşı aşı çalışmalarını yürütüyorlar ve en kısa zamanda da bu virüse aşıda bulanabilecektır. Ama virüs devamlı mutasyona uğruyorsa ki bu aşı çalışmalarının her sene geliştirilerek devam etmesi gerekecektir. Umarım tüm bilim adamları yaptıkları çalışmaları artı ve eksileri ile ortak bir platformada paylaşarak daha hızlı çözüme ulaşabilirler. Ve sürdürülebilir bir sistem ile olası tüm zararlı virüslere karşı akıllı aşı uygulamaları ile olası pandemilere karşı daha hazırlıklı olmamızı sağlarlar. Yukarıda belirttğim üzere Covid 19 aşıya gerek kalmadan bir anda yok olacaktır. Ama yazı başlığı olan Corona Sezon Finaline ithafen, önümüzdeki aylarda ortaya çıkabilecek başka tip virüslere karşı bu aşı ve tedavi methodlarının devamlı geliştirilebilir sürdürülebilir olmasının gerekliliğinin önemini vurgulamak isterim.
SIM MI ? CHIP MI?
Zaten hepimizde birer SIM takılı iken ayrıca CHIP’e de gerek duyulacağını da zannetmiyorum.
Bu arada her ne kadar Corona günleri ile dijital çağa herkesin hızlı giriş yapıldığı düşünülse de zaten hayatımız bu şekilde farkında olmadan devam etmiyormuydu ? Şöyle ki;
Türkiye’de Corona öncesi hayat akışımıza bir göz atalım; Şimdi hep beraber 2020 yılının Ocak ayının ilk gününden 11 Mart 2020 ye doğru bir yolculuk yapalım.
1- Sabah erkenden kalkış çocukları okula gönderdikten sonra işbaşı için ofise navigasyon yardımı ile akıllı sistemler ile donatılmış aracımız ile ulaşım, ofise gelmeden taşıt tanıma ile depoyu doldurma veya akıllı ulaşım kartımızı ve cep telefonumuzdaki ulaşım hatlarının gösterildiği uygulamalar ile ofise hareket
2- Ofisteki tüm işlerimizi bilgisayar ve telefon uygulamaları aracılığı ile takip etmek
3- Öğlen yemeğimizi yakında bulunan restaurantlardan veya yemek siparişi veren uygulamalar kanalı ile sipariş etmek
4- Gün içindeki banka hesap hareketlerimizi banka uygulamaları ile yaparak zaman kazanmak
5- Akşam için sosyal meday veya chat uygulamaları yardımı ile trend olan bir mekanda buluşmak üzere sözleşmek, veya;
6- Evimize doğru yolla doğru çıkarken evde eksik olduğunu düşündüğümüz bazı ürünleri mahalenin bakkalına veya online üzerinden en çok tercih ettiğimiz bir markete ısmarlamak
7- Eve vardığımızda eve gelen siparişler ile yemek yapım kanallarını seyrederek pratik lezzetler yaratabilmek veya uygulamalar üzerinden o an canımızın istediği bir yemeği sipariş etmek
8- Yemek sonrası televizyon kanallarında tercih ettiğimiz popüller dizi filmlerden 1 veya 2 bölüm seyretmek veya arkadaşların çok tavsiye ettiği bir sinema kuşağını seyretmek
9- Yatmadan önce sosyal medya hesaplarımızı kontrol ederek, digital saatimizi kurmak ve uykuya dalmak
10- Bu senaryoda çocuğumuz olduğunu düşünürsek okul dönüşü için anne evde ise çocuk servisteyken istediği yemek sorularak hazırlıkları yapılır veya en yakındaki tercih edilen restauranttan sipariş verilir
11- Anne evde ise sabah ki günlük işlerini hallettikten sonra chatleşerek diğer ev hanımı arkadaşları ile yazışıp bir mekanda kahve için sözleşir, çarşı, pazar işlerini online veya en yakındaki market veya bakkaldan yapar
12- Fit kalabilmek için telefonundaki uygulamalar ile 30 dakikalık sabah idmanınını da yapmayı ihmal etmemek
13- Vakitten kazanabilmek adına kozmetikten, giyim kuşama kadar olan tüm ihtiyaçları için onlinedan alış verişini yapar ki, çalışan kadınların %70 nin alış veriş tercihi ayakkabı dahil bu siteler ile yapılmaktadır
14- Çocukların okul eğitimi takibini, veliler ile iletişimi, hatta birçok okuldaki online ödev yükleme portalları ile ödevlerin, notların, imtihanların takibini de telefon ve bilgisayardaki uygulamalar üzerinden gerçekleştirir.
15- Okuldan gelen çocukların siparişlerinin eve çocuklardan önce ulaşmasını organize edebilmek için öğlen buluştuğu arkadaşalarından okul çıkış saati ile ayrılan anne çocuklar eve geldiğinde onları karşılar, sipariş edilen yemekleri servis eder.
16- Okul ödevi olsa dahi çocukların yorgunluklarını üzerlerinden atabilmeleri için onlara verdiği zaman diliminde, çocuklar ellerinde ki tablet, bilgisayar veya telefonlar ile yaşıt gruplarına bağlanarak trend digital oyunları oynarlar.
17- Tüm online üzerinden alınan uygulamalar, telefon ile verilen siparişler vs. kredi kartı ile ödenir.
18- Uçak bileti alımı, otel rezervasyonları, tatil alımı, restaurant siparişi vs herşey bireysel anlamda hep onlinedan yapılır.
19- Toplantı için biraraya gelebilmesi zor olan insanlar görüntülü chat uygulamaları ile görüşmelerini gerçekleştirebilir.
20- Sanal müzeler gezilebilir, gitmek istenen destinasyonlar için de arama motorlarından araştırmalar yapılabilir.
21- Kitap, dergi, gazte gibi medyasal yayınlara tabletler, telefonlar üzerinden rahatlıkla ulaşılabilir.
22- Sinema için gidilecek film seçilir ve bilet alımında koltuk seçilir.
Yukarıda madde madde yazdığım ve farkında olmadan hayatımızı kolaylaştıran tüm bu uygulamalar hayatımıza bu geçtiğimiz 1 ila 3 ay içinde girmedi, yavaş yavaş hayatımıza girmiş ve yerlerini almışlardı.
Evde oturduğumuz Corona günlerini bu kadar da hazmedilmiş şekilde kabul görmesinin bir nedeni de dışarı çıkamadan bile farkında olmadan alışkanlığımız olan yaşam tarzına bir şekilde devam edebiliyor olabilmemizdir.
Corona Covid 19 sonrası yaşananacağı söylenen DİGİTAL DEVRİM aslında elektriğin bulunuşu ile başlayıp, INTERNETIN buluşu ve yaygın olarak kullanımı ile teknoloji devrimleri ile aşama atlayarak teknolojik ürünlerin akıllı uygulamaların gelişimi ile doğru orantılı olarak hayatımızın digital platformalara bağlı olmasına neden olmuştur. Corona Covid 19 aslında DİGİTAL DEVRİM ötesinde TEKNOLOJİNİN KÖLESİ olmuş insanlara durup düşünmeleri için verilmiş bir MOLAdır. Bu molada eğer sizler iç dünyanıza dönerek yaşadığınız çarkın dışına çıkarak insani değerler, aile, sevgi, kardeşlik, birlik, beraberlik, işbirliği, paylaşmak, az ile yetinmek, EMPATİ kurabilmek, MUTLULUK için arayış yerine kendini sahip oldukların ile MUTLU olarak görebilmeyi, ŞÜKÜR ETMEYİ hatırlayabilirsen, bu mola paha biçilemez bir deneyime dönüşecektir.
Corona bize neler öğretti; hayatlarımızı ve mesleklerimizi daha sürdürülebilir bir şekilde yaşayabilmemiz gerektiğidir. Meslekleri gıda, temizlik, güvenlik, sağlık hizmetleri, ürünleri üretmeye yönelik ve ayrıca her türlü ürünü sanal ortamda satanlar veya logistik alanda servis verenler ön plana çıktı. Bizlerde gelecekte yaşanabilecek bu tarz dönemlerde mesleklerimizin ürün yelpazesini geliştirebilmek için planlamalar yapmalıyız.
TURIZMDE CORONA SONRASI NELER OLMALI?
Türkiye’nin hızlı bir şekilde alternatifli ve detaylı bir yol haritası hazırlamalı, ve pozitif bir kampanya ile Türkiyenin sağlık kadrosu ve servislerinin yeterli olduğu ile ilgili güvenli bir destinasyon olduğu lanse edilmelidir. Sağlık Turizmine ağırlık verilmesi doğru bir stratejidir.
Önümüzdeki yakın ve uzak dönemler için; Kampanya sloganmız ‘’TATİLDE SINIR YOK, TÜRKİYEDE YENİDEN YENİLEN ‘’ olabilir. Turizm ordumuzdaki özellikle yurtdışı bağlantılı lider turizmciler kendi destinasyonlarında lobi çalışmalarına ağırlık vererek yaptıkları görüşmelerin artı ve eksi fikirleri ve görüşleri, ve tüm gelişmelerden T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığına da anliık bilgiler vermeliler bu sayede de hızlı ve doğru stratejiler geliştirilebilecektir.
Corona nedeni ile; Başımıza gelenlere bir de iyi yandan bakabilirsek uzun bir zamandır evde kalan kişiler moral toplamak için her bakımdan güven ortamı sağladığını hissetikleri an da tatil amaçlı harekete geçeceklerini düşünüyorum. Bu beklenen turizm hareketlenmesinin hemen yurtdışı olması beklenemez ama yurt içi turizm hareketlenmesi mutlaka olacaktır.
Bu yüzdendir ki; Ege ve Akdeniz Bölgeleri başta olmak üzere; tüm bölgelerde ki yerel yönetimlere, Belediyelere çok iş düşmektedir, bölgedeki tüm turizm paydaşları ile birlikte Turizm Bakanlığı himayesinde ortak acil eylem planı oluşturarak hijyenden, ürün çeşitliliğine kadar her türlü turizm paydaş, etken ve elementini gözönünde bulundurarak sağlıklı ve sürdürülebilir sonuçlara odaklanarak yol haritalarını her yönü ile oluşturmalıdırlar.
Corona günlerinin başlaması ile Turizm sektörünün, tüm sektörlerden çok daha kırılgan olduğu gerçeği tekrar ortaya çıktı. Kırılgan olduğumuz kadar esnek bir yapıda olduğumuzda bir gerçektir. Kim ne derse desin diğer yadsınamaz gerçek ise bu sene ve 2021 yılı turizm için çok zor yıllar olacaktır. Ve bir çok turizm paydaşının ekonomik anlamda hayata kalabilme mücadelesine de bu yıllarda tanık olacağız.
Bu süreçte Sağlık, Gıda, Hijyen, Logistik ve Güvenlik sektörlerinin dışında; Turizm sektörü başta olmak üzere tüm diğer sektörler ekonomik olarak durdu, duran bu sektörlerin ekonomiye olan zararı; önümüzdeki normalleşme süreci ile doğru orantılı olarak düzelecek gibi gözükse de, turizm sektöründe gerek seyahat acentası gerek ise konaklama, otel tarafında 1,5 veya 2 sezonluk bir kayıp olabileceğini ön görmekteyim.
Tüm dünyada uygulanmak üzere özellikle konaklama, ulaşım sektörlerindeki Corona sertifikasyon uygulamaları ile tüm seyahat yapım tarzı ve buna bağlı toplantı, organizasyon, gastronomi ile ilgili tüm servisler için turizm yapım ve uygulama kuralları yeniden yapılanacak ki turizm sektör çalışanları ve misafirlerin bu kuralları çok iyi bir şekilde öğrenerek benimsemeleri gerekecektir. Turizm sektörü kırılgan bir yapıya sahip olsada bu değişimin temeli HİJYEN kurallarına uymak ki sektörün temelini oluşturan bir unsurdur. Hijyen konusunun tüm dünyada bir anda kurallara bağlanarak çözülmesi sevindiricidir.
Sektörümüzde; ulaşım, konaklama, gastronomi, toplantı, organizasyon, tur program, transfer, rehber, müze, WC kullanımı olmak üzere tüm paydaşlar için HİJYEN ve temizlik kuralları her ne kadar önemli bir unsur olsa da sektörde çalışanlar başta olmak üzere tedarik zincirinden son kullanıcıya verilecek servisde ve ürün kalitesinin her zaman yüksek kalitede olabilmes için eğitim ve uygulama kurallarının sürdürülebilir ve otokontrol sistemi ile planlanmasının gerekliliği aşikardır ve biz turizmcilere bu konuda çok iş düşmektedir. Değişime uyum sağlamak biz turizmcilerin ne kadar esnek bir düşünme ve uygulama yeteneğine sahip olduğumuzu gösterecek bir fırsattır.
Corona ve bu tarz virüslerin zararlarını minimuma indirebilmek adına; Temiz ve sağlıklı bir yaşam tarzı için uygulama kullanım klavuzlarını biz TÜRK turizmciler tarafından yazılmasına ve uygulanmasına ne dersiniz? Bu sayede tüm dünyaya örnek olabiliriz. Hatta bu klavzuların her ülke tarafından geliştirilebilemesi adına ortak bir online platformda başlangıçta 5 ana dilde klavuz yayını yaparak tüm dünyadaki seyahat kurallarına sürdürülebilir standartlar getirebiliriz.
CORONA SONRASI NELER YAŞANACAK?
Corona virüs; Tüm dünyanın ışığını söndürdü ve hayatın akışını yaratan insanların yaratığı tüm sesleri azalttı, bir çok yerde susturdu, bazı kişiler her ne kadar doğanın sesini duyduk bu da iyi geldi, kuşlar cıvıldıyor, ne güzel diyen bu insanlar aslında normal zamanda da doğanın sesini duymak isteselerdi corona olmadan da doğanın güzelliklerini görebilir, sesleri duyabilirlerdi. İlla da başımıza bu Corona pandemisinin gelmesine gerek yoktu diye de düşünmeden edemiyorum. Corona hayatın akışının sesini azaltsa da enerji kaybolmadı ve yeniden yaşanacak güzel günler ile dolu hayatın devam edeceği yaşam enerjisinin depolanması devam ediyor.
Reiki veya şifa koçları Coronann anlamının Taç olduğunu belirtmekteler.
Corona virüs vasıtası ile; Reikideki; Taç çakrayı harekete geçirmek için müthiş bir değişim fırsatı olarak bu pandemiye olumlu bakarken Covid 19 daki 19 sayılarınında 1 başlangıç 9 bitiş olarak düşünülürse insanların karantina döneminde kendilerini sayıların pozitif etkileri ile yenileyebileceklerini de belirtmektelerdir. Bu da farklı bir öngörü ve bakış açısı olduğu için yazımda paylaşmak istedim.
Halihazırda; bazı kurumsal şirketler haftanın bir veya birkaç günü evden yada uzaktan çalışma uygulaması uygulamaktaydılar. Corona sürecinde; şirketler çalışanlarını korumak için evden ve uzaktan, sosyal mesafeyi, çalışanlarının sağlık ve iş güvenliğini gözeten, daha geniş alanlara yayılan ve yaşam noktalarına daha yakın, paylaşımlı ortak-çalışma sağlayan uydu ofislerden çalışma yöntemlerini hepten gündeme getirdi.
Türkiye’de henüz yeni yeni kullanıma başlayan bu krizden ötürü de hızla yayılan ve giderek alışılan uzaktan görüntülü toplantılar veya evden çalışma gibi yöntemlerle, bu kullanımı sağlayacak araç ve teknolojiler hızlıca gelişecektir. Normalde 3- 5 yıl sonrası için ön gördüğümüz hologram ile görüntülü toplantı ve görüşme gibi uygulamaların hayata geçme süresi çok daha erkene çekilmiş gibi duruyor.
NELER DEĞİŞECEK?
- Tüm şirketler bilişim alt yapılarını yenileceyecek ve yeni raporlama dinamikleri kullanılacak
- Görüntülü toplantı altyapiları, bulut altyapiları, dijital dönüşüm çalışmaları önem ve hız kazanıyor.
- Korona şoku sonrasında home ofis yerini hibrid ve esnek yapılanmaya bırakacak.
- Sosyal mesafe korumak amaçlı home office çalışan sayısı artacak
- Ofis çalışma koşulları yeniden yapılandırılacak ve iş tanımları uzaktan çalışma kapsamında yeniden belirlenecek,
Coronavirüs sebebiyle yaşanan bu karantina süreci, tüm dünyada halihazırda başlamış olan bir dönüşümün hızlanması, teknoloji farkındalığının artması, dijitalleşme sürecinin hayatın kaçınılmaz bir parçası olacağının herkes tarafından algılanması gibi bazı sonuçlar da doğuruyor. Bu dönemde daha yoğun kullanılmaya başlanan teknolojiler, salgın atlatıldıktan sonra öncekinden çok daha fazla tercih edilecek ve faydaları hissedildikçe kullanımları yaygınlaşacak ve normalleşecektir.
CARPE DI EM : ANI YAŞAYIN
Din, dil, ırk gözetmeksizin hızla tüm ülkelerde tehdit oluşturmaya devam eden bu virüs aslında dünyanın sınırlarını da bir anda yok etti belki ama bu virüs aynı zamanda tüm insanlığın birbirlerine bağlanmaları ve destek olmaları için bir fırsat olarak da kapımıza geldi. ‘’Her şeyin başı sağlıktır.’’; Ata sözünün de bir kez daha doğruluğunu kanıtlanmış oldu.
Maddiyatın önüne sağlık ve maneviyatın önemini bizlere hatırlattı. Bu dönemde bencillik etmek yerine birlik ve beraberlik sevgi saygı içinde yaşayabilmeliyiz. Bu kötü günlerin bu virüse karşı açıklanan kalıcı sağlık önlemleri, tedbir amaçlı yapılan hijyen uygulamaları, sağlıklı yaşam için yapılan tüm kamu duyuruları ile halkın doğru bilinçlendirilmesi ve en kısa zamanda bulunacak kalıcı tedavi yöntemleri ile bu virüsün tüm dünya yüzeyinden bir an önce yok olacağını ve mümkün olan en az zarar ile bu kötü günlerin biran önce atlatılacağına olan inancım tam, tüm dünya da yaşanan bu endişeli ve üzücü günlerin yerine güzel günlerin gelmesi yakındır.
Yazımı bitirirken ışığı hiç sönmeyecek Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün biz gençlere hediye ettiği; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun.
SEVGI, SAYGI, HiJYEN KURALLARINA UYUM, DOĞRU SAĞLIKLI YAŞAM TARZI İLE COVID 19 UN YOK OLMASI DİLEĞİ İLE …
SAĞLIK, UMUT, MUTLULUK DOLU, GÜNLERİNİZ OLSUN …
SEVGİ VE SAĞLIKLA KALIN …
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 27 Şubat 2007 Turizmin Sesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.