23 Kasım 2024
  • İzmir21°C
  • İstanbul19°C
  • Antalya25°C
  • Ankara18°C

İÇ HUZURUMUZ

KONUK YAZAR

11 Temmuz 2011 Pazartesi 18:21

“Yaşamdan Bir Kuantum Günü ”
Yaşamda ruhsal olarak hepimiz aynı yaştayız. Ruh halimizin, duygularımızın ve de yaşamsal tepkilerimizin inişli çıkışlı değişkenlikler ve farklılıklar göstermesi olağan durumlardır. Evrensel ve ruhsal dengemizi koruma çabaları bazen gerçekten güçleştirir yaşantımızı. Kimi zaman uzaklaşmak, kaçmak isteriz çevremizden, ailemiz dahil kimseleri görmek istemeyiz. Bıkkınlık, yorgunluk, isteksizlik duygusu kaplar içimizi…

Bedensel ve ruhsal dengemizi koruyabilmek için kimimiz meditasyona başvurur, kimimiz denge bilekliği takarız, kimimiz psikoloğa gideriz, kimimiz bedenimizi akışa bırakıp tatil kaçamakları yaparız, kimimiz en yakınlarımızın başının etini yemekten bir gram öteye gidemeyiz ama yine de salya sümük yapışırız yakınlarımıza…

İç sesimizle muhakeme yaptığımızda, işte o an anlarız ki gücümüzün evrensel, bedensel ve ruhsal limiti nedir? Evet bugünkü konumuz, muhakkak duymuşsunuzdur veyahut biliyorsunuzdur “Kuantumun Gücü” ve tavsiyelerim…
 
Birinci kural, bu benim seçimim diyerek yaşam sorumluluğunu almaktır. “Bu yaşamdan, olanlardan ve olmayanlardan ben sorumluyum.” diyebilmektir. Birlikte yaşadığımız insanlarla ilişkilerimizi dengelememiz gerekiyor. Birlikte yaşamı paylaştığımız insanların yaşam alanlarına saygı duyarak yaşam alanlarından 1 adım dışında kalarak, kişilerin yaşam alanlarından çıkmamız gerekiyor. Ne 1cm, yakını ne de 1 cm uzağı…Yani ne azı ne de fazlası…Bu, dostluklarda da böyledir, evliliklerde de…
İnancın doğrultusunda anlayış, sevgi ve neşe içinde kendinle, evrenle birlikte olmanın yolu kendin için ne ise onu tercih etmen gerekiyor. “Hem bir hep bir” anlayışı içinde olanla olmayanın hayrını bilerek sahip olduğun her şeye, gördüğün, göremediğin tüm ihtimallere karşı şükür etmeyi de bilmek gerekiyor. Uyanırken bile şükrederek uyanıyor olmanın hazzı bir başka oluyor inanın ki…

“Seni seviyorum, af diliyorum, özür diliyorum, teşekkür ediyorum.” Diyebiliyorsan ne mutlu sana… Niyet edin, canınız ne isterse ona niyet edin. İstediğiniz her an her dakika yapabilirsiniz. Evinizde, duşta, kahvaltıda, evden çıkarken ya da her ne yapıyorsanız, her türlü eylem içindeyken olumlamalardan faydalanın. “Sevgim Bol, zerafetim bol, param bol, bereketim bol, güzelliğim bol, anlayışım bol, yaşam enerjim bol, gençliğim bol” diyerekten içinizden geçirin. Ardından sorunlar ve sıkıntılar anında yapacağınız planlamalar doğrultusunda sevgi ile sarıldığınızı, her an sevgi ile kuşatıldığınızı hissedeceksiniz.

Hatırlıyorum da şöyle bir cümle var: “Herkes kendi dünyasının iç açıları toplamı kadardır.  Dışında ne varsa senden yansıyandır.” Etrafında gördüğün ve duyduğun her şey sana mevcut durumunu anlatıyor. Farkındalığı fark etmek…

Bir de hiçbir şekilde atlayamayacağım bir duygu durumu: “Affetmek” …
Evet, nefreti aşmanın, özgürleşmenin, yaşamdan zevk almanın, derinleşmenin, rahatlamanızın, geçmişteki anıların boyunduruğundan kurtulmanın tek yoludur affetmek…Affetmek bir seçimdir, nefretin özgürlüğe kavuşmasıdır. O kişiyi sevmek veyahut suçsuz bulmak değildir. Diğer insanın da sizi affetmesini, değişmesini veya sizin istediğiniz gibi olmasını beklemeyin.
Ne kadar çok beklenti içine girersek, yaşamımızın yükü o kadar ağırlaşır.
Sevgi ve saygı çerçevesinde hepinize pozitif enerji dolu günler diliyorum.

Sevgiler, Saygılar,
Derya Şen
Sosyolog

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.