ORTA DOĞU KRİZİ TURİZME NASIL YANSIDI?

Gece yarısı, saat 03:30. Telefonlarımız birbiri ardına çalmaya başladı. Arayanlar aynı gruptandı. Dubai’ye gitmek üzere yola çıkan kalabalık bir kafile. “Uçağımız havalandı ama şimdi İstanbul’a geri dönüyoruz,” dediler. O an sadece gökyüzünde değil, turizm sektöründe de dengelerin değiştiğini anladık. Bu basit bir iptal değil, belirsizliğin tam kendisiydi.

İsrail’in İran’a yönelik operasyonları sonrası bölgedeki hava sahaları zincirleme kapandı. Tel Aviv’den Tahran’a, Amman’dan Bağdat’a birçok noktaya uçuşlar durdu. Havayolları rotalarını değiştirmek zorunda kaldı, uçuş süreleri uzadı, maliyetler arttı.

Türkiye doğrudan çatışmanın içinde olmasa da, “komşuda savaş” algısı Avrupa’dan gelen rezervasyonlarda %6-8 oranında yavaşlamaya sebep oldu. Outgoing turlar durdu, tatilciler daha güvenli rotalara yöneldi.

Dubai hâlâ güvenli olarak görülse de, uçuş iptalleri ve gecikmeler müşterilerin kafasında soru işaretleri yaratıyor. “Uçuşum iptal oldu mu?” sorusu çağrı merkezlerimizde en fazla yöneltilen soruların başında geliyor. Paket turlarda esnek iptal ve açık tarih talepleri arttı, seyahat sigortası yaptıranların oranı %28’den %57’ye yükseldi.

Komşuda Savaş, Kıyıda Talep: Türkiye’nin Turizm Mesajı Net Olmalı
Akdeniz kıyılarındaki talep hâlâ güçlü. Ancak, Avrupa ekranlarında “sınır komşusu İran” ifadesi kırmızı alarm gibi yanıyor. Turizmde algı çoğu zaman gerçekliğin önüne geçebiliyor.Bu nedenle tanıtım dilimiz net ve güven verici olmalı: Türkiye bir çatışma sahası değil, güvenli bir sığınak.Savaş komşuda olabilir, ancak turistin üç temel önceliği değişmiyor: Yakın, güvenli ve güneşli.

Biz acentacılar olarak, Antalya-Bodrum hattında vitrinimizi ve iletişimimizi güçlendirmeliyiz. Müşterilerimize güven vermek zorundayız. Çünkü iyi yönetilen bir kriz kayıptan çok, uzatılmış tatil ve ekstra geceleme olarak geri döner. Gökyüzündeki fırtınaya rağmen, biz yerde sağlam adımlarla yolcularımıza rehberlik etmeye devam edeceğiz. Çünkü seyahat, belirsizliğe rağmen dünyayı keşfetme tutkusudur.

Havayolu krizleri, iptaller, değişen destinasyonlar

Tatilciler artık fiyat karşılaştırmaktan çok, ihtiyaç duyduklarında ulaşabilecekleri bir ses arıyor. Bir acenta olarak, onlara bu sesi sunmak bizim işimizin özüdür.Bir müşteriyi sadece rezervasyon sürecinde değil, tüm yolculuğu boyunca desteklemek güven inşa eder. Uçuş iptal mi oldu? Alternatifini buluruz. Bagaj kayıp mı? Çözüm üretiriz. Çünkü tatil, uçak biletinden fazlasıdır; insanların kendini güvende hissettiği bir deneyimdir.

Biz acentalar olarak işimizin başında telefonun ucundayız. Bizler, sadece rezervasyon yapan kişiler değiliz. Biz güven veren rehberleriz. Müşterinin tatil hayalini gerçekleştiren, ona önce huzur ve sonra deneyim sunan profesyonelleriz. Özellikle küresel krizlerin seyahati etkilediği bu dönemde, acentaların güven mesajı net olmalı. Türkiye, bir çatışma sahası değil; turistin huzur bulduğu bir destinasyon. 

Gökyüzünde fırtınalar kopsa bile biz yerde sağlam durmaya devam edeceğiz. Telefonun ucundaki güven, acentaların gerçek işi budur.